Milli, yerli, özgün

Güncelleme Tarihi:

Milli, yerli, özgün
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2014 01:17

Çözüm sürecini halka anlatmak için kurulan ve son toplantısını 26 Haziran 2013’te dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’la yapan ‘Akil İnsanlar Heyeti’ dün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi.

Haberin Devamı

Milli, yerli, özgün
Heyete hitap eden Davutoğlu, “Çözüm sürecinin 3 karakterine dikkat çekmek istiyorum. Çözüm süreci millidir, yerlidir, özgündür. Bu toprakların en önemli projesidir” dedi. Toplantı öncesinde yaptığı 56 dakikalık konuşmasında, Akil İnsanlar Heyeti ile onlarca yıldır devam eden ‘önemli meselenin’ yanı sıra ortak vicdanı harekete geçirmeyi hedeflediklerini belirten Davutoğlu, özetle şunları söyledi:

SİZE MİNNETTARIZ
“Çok yoğun çabalar gösterdiniz. Size minnettarız. 26 Haziran’a kadar olan geçen bölümde, 12 bin kilometrelik mesafe katedildi. Sayısız uçak yolculukları yapıldı. 60 bin vatandaşımızla yüz yüze görüşmeler yaptınız. Çözüm süreci, bizim için bu toprakların en önemli projesidir. Sadece bu ülkenin projesi değil, burada başarılı olduğunda çevre ülkeler için de ilham kaynağı olacak önemli bir tarihi yol ve yöntem tespit etme meselesidir.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU AKİL İNSANLAR HEYETİYLE BULUŞTU / FOTOGALERİ

HER YÖNTEMİ DENEDİK
12 yıl içinde biz, ister buna Kürt sorunu deyin, ister terör sorunu deyin, hangi siyasi yaklaşımı benimserseniz benimseyin, bu meseleyi çözüme kavuşturabilmek için her yöntemi denedik. Oslo sürecini denedik. Bir komployla bütün o süreç dumura uğratıldı. Hatırlayacaksınız 2009 yılında Habur’dan girişleri sağlayacak noktaya geldik. Yine son derece gereksiz bazı adımlarla o süreç de akamete uğratıldı. Bütün o tecrübelerden sonra şu sonuca ulaştık: Ne olacaksa bu topraklarda, bu toprakların insanları arasında olacak. Oturacağız, konuşacağız. Konuşulacak, müzakere, istişare edilecek ve hep beraber yerli, milli ve tamamiyle bu toprakların kaderine sahip çıkma hakkına sahip insanlar ve aydınlar, siyasiler arasında olacak. Hep dönüp, hükümetten ve devletten bir şeyler bekleyenler hangi tabuları nasıl yıktığımızı ve nasıl her türlü şeyi tartışarak demokratik ortamda bir netice elde etmeye çalıştığımızı görsünler.

İKNA BORCUMUZ YOK
Kuşatıcılık, kapsayıcılık... Bu özellik de önemli. Çünkü öyle bir noktaya getirilmek isteniyor ki ‘çözüm süreci denilen şey bir örgütle devlet arasındaki müzakerelerden ibarettir.’ Çözüm sürecinin muhatabı milletin ta kendisidir. 70 belediye başkanımızı Ankara’da ağırladım. Bu şeylerden büyük zarar gören önemli bir kısmı Kürt, Arap da var Urfa’dan gelenler arasında, Türkmen de var. Hepsi şunu söylediler: ‘Çözüm süreci alanda öyle kullanıldı ki sanki bütün Kürtleri tek bir parti, tek bir eğilim temsil ediyor gibi.’ Çözüm süreci sadece bir tarafı ikna etmeye dayalı bir süreç değildi. Böyle bir ikna borcumuz da yok onu da ifade etmek isterim. 4 Nisan 2013’te gerçekleşen toplantıda bütün silahlı unsurların Türkiye’yi terk edecekleri ifade edildi. Sizler de o aşk ve şevkle Anadolu’nun her bir yerine gittiniz, ‘Merak etmeyin Türkiye’de yakında silahlı hiçbir unsur olmayacak’ dediniz. Ne oldu haziranda raporu sunduğunuzda dahi çok az unsurun sembolik çekildiğini biz biliyorduk ama hiçbir zaman topluma deklare etmedik ki çözüm süreci zaafa uğramasın diye. Sonra deklere etmek zorunda kaldık. Daha önce planlandığı gibi PKK’nın silahlı unsurlarının ülke dışına çıkması gerçekleşseydi farklı bir ortam olurdu.

MESAJLARI BİLİYORUZ
Bu dönemde Tel Abyad IŞİD’in eline düşerken Sünni Araplar katledilirken HDP benimle ilgili verilen gensoruya destek verici konuşmalar yaptı. Bayırbucak’ta ve Çobanbey’de Türkmenler katledilirken IŞİD tarafından... Rejim katliamını zaten mazur görüyorlar da... IŞİD tarafından katledilirken sessiz kalındı. Biz Kobani’ye de sessiz kalmadık. Tarih, Türkiye’nin Kobani’ye neler yaptıklarını yazacak. Artık çözüm süreci yasal zeminiyle, Bakanlar Kurulu esasıyla, varılan mutabakatlarla büyük bir ivme kazanacak beklentisi içindeyken Kurban Bayramı’nın 3’üncü günü yağmanın, şiddetin, gaspın ve cinayetin her türlüsü yaşandı. O zaman herkes samimiyet testinden geçiyor. Kimse ‘Efendim biz şiddet çağrısı yapmadık, sokağa çıkın dedik’ demesin. Sizinle irtibatlı olanların o gece ne tür mesajlar attıklarını biliyoruz. Hedef sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil, özellikle de sizlerle paylaşmak istiyorum hedef çözüm sürecinin bizzat kendisidir. Demokratikleşme ve çözüm süreci her halükârda devam edecek. Çözüm süreci kesinlikle kamu düzeninin alternatifi değildir. Bunu doğru anlaşılsın diye sürekli söylüyoruz. Bir süreç başarılı olacaksa kamu ve hukuk düzeni içerisinde başarılı olur. ‘Kamu ve hukuk düzenini yok edelim, sonra oturup müzakere edelim’ denirse orada iyi niyet aranmaz. Bütün valilerimize talimatlar verildi, kamu düzeni sağlanacak.”

Gelmediler

Haberin Devamı

İSTANBUL Dolmabahçe’deki buluşmaya heyetten 52 kişi katıldı. Daha önce Akil İnsanlar arasında yer alan Lale Mansur, Erol Ekici, Baskın Oran, Murat Belge, Yılmaz Erdoğan, Şemsi Bayraktar, Kürşat Bumin, Orhan Gencebay ve Yücel Sayman toplantıya gelmedi. Baskın Oran daha önce heyetten ayrıldığını açıklamıştı.

Haberin Devamı

Hükümet Dolmabahçe’deydi

Hükümet kanadı neredeyse tam kadro toplantıdaydı. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay hazır bulundu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!