Casusluk davası avukatından Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e çağrı

Güncelleme Tarihi:

Casusluk davası avukatından Genelkurmay Başkanı Necdet Özele çağrı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2014 19:40

İzmir'de devam eden Askeri Askeri Casusluk Davası sanık avukatlarından Murat Ergün, Genelkurmay Başkanlığı'na mektup yazdı.

Haberin Devamı

Murat Ergün, dilekçede adil yargılama sürecine katkı sağlanmasına yönelik taleplerini aktarırken, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e de çağrıda bulunarak özetle "Bu belgeler TSK'dan çalındıysa o zaman gerçeklerin ortaya çıkması ve asıl gerçeğin aydınlanması için davaya müdahil olun" dedi.

Avukat Ergün, "Yüzlerce personeli ve binlerce resmi evrağı, 'varlığı mutlak ancak kimliği tartışmalı bir oluşum'un hedefinde olan TSK’nın, bu olaylar nedeniyle yargı mercilerinde görülmekte olan davalarda müdahil sıfatıyla yer almaması, kanaatimce büyük bir eksikliktir" dediği mektupta şu ifadelere yer verdi:

"Her ne kadar, davalarda yargılanan sanıklar, açık va ağır bir kumpasın mağduru iseler de, sayın makamınızın dava dosyalarına müdahil olarak katılması, adil yargılamaya katkı sunacak, gerçeğin ortaya çıkartılması ve neticede mağdurların aklanması noktasında önemli ve değerli faydalar sağlayacaktır. Başka bir açıdan bakılırsa, eğer dava sanıkları suçlu ise, bu kez de bunların eylemlerine uyan ceza ile cezalandırılması hususunda, sayın makamınız tarafından gerekli ve yerinde müdahaleler gerçekleştirebilecektir."

Murat Ergün'ün Genelkurmay Başkanlığı'na yazdığı mektubun tam metni ise şöyle:

Haberin Devamı

"Kamuoyunda haksız ve kara bir propagandanın sonucu olarak “Askeri Casusluk Davası” olarak anılan “Gizli Belge” davası, halen İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde kayıtlı 2014/100 Esas sayılı dosya ile görülmeye devam etmektedir.
Bu dava kapsamında yargılanan bir kısım sanıkların savunmanı sıfatıyla katıldığım duruşmalarda ve elde ettiğim dava klasörlerinde, “varlığı mutlak ancak kimliği tartışmalı bir oluşum”un, TSK kayıtlarında bulunan bir takım belgeleri ait oldukları birlik ve kurumlardan yasa dışı yollarla çıkardıklarını, çıkartılan bu belgeler üzerinde kimi zaman tahrifat yaptıklarını ve nihayet topladıkları gerçek ve/veya sahte tüm belgeleri dijital olarak Hard Disk/Hafıza Çubuğu/CD/DVD gibi depolama aygıtlarına yükleyerek, muvazzaf ve emekli TSK personeline kumpas kurduklarını öğrenmiş bulunuyorum. Bahsettiğim kumpas nedeniyle halen yargılaması süren sanıkların bir çoğu cezevinde iki sene civarında tutuklu kalmış, ayrıca halen bu davada yargılanan beşi muvazzaf ve biri emekli olmak üzere altı TSK personeli cezaevinde tutuklu olarak bulunmaktadır. Keza dört sivil vatandaşımız da aynı kumpasın mağruru olarak iki seneyi aşkın bir süredir ve halen cezaevindedir.

Sayın makamınıza gerek savunma avukatları ve sanıklar ve gerekse Mahkeme ve Cumhuriyet Savcılıkları tarafından gönderilen yüzlerce dilekçe ve müzekkere içeriğinden sizin de haberdar olduğunuz üzere, TSK’ya ait evrak ve doküman kayıt sistemi, bilgi güvenliği açısından zaafiyet barındırmaktadır. Yüzlerce masum insanın tutuklanmasına, mesleki kariyerlerini yitirmesine, aileleri ile birlikte telafisi imkansız maddi ve manevi kayıplar yaşamasına sebep olan “varlığı mutlak ancak kimliği tartışmalı bir oluşum”, her nasılsa birlik ve kurum dışına çıkmaması gereken bir takım belgeleri ve askeri personelin özlük bilgilerini ele geçirebilmiş, bu belge ve bilgileri kullanarak korkunç boyutlarda bir kumpası hayata geçirebilmiştir. Bu durum, dava sanıkları ile ailelerini mağdur etmekle birlikte, şahsi kanaatimce çok daha vahim olarak, TSK’nin maddi ve manevi güvenliğine de ağır bir darbe indirmiştir. Milletimizin gözbebeği olan TSK’nin, art niyetli kişi ve grupların saldırıları karşısında bu denli açık ve savunmasız bulunmasını, Devletimizin yüksek menfaatleri noktasında son derece tehlikeli gördüğümü üzülerek ifade etmek isterim.
Yukarıda açıklamaya çalıştığım hususlar karşısında, esasen önemli bulduğum bir konuyu da sayın makamınıza iletmek zorundayım.

Yüzlerce personeli ve binlerce resmi evrağı, “varlığı mutlak ancak kimliği tartışmalı bir oluşum”un hedefinde olan TSK’nın, bu olaylar nedeniyle yargı mercilerinde görülmekte olan davalarda müdahil sıfatıyla yer almaması, kanaatimce büyük bir eksikliktir. Her ne kadar, davalarda yargılanan sanıklar, açık va ağır bir kumpasın mağduru iseler de, sayın makamınızın dava dosyalarına müdahil olarak katılması, adil yargılamaya katkı sunacak, gerçeğin ortaya çıkartılması ve neticede mağdurların aklanması noktasında önemli ve değerli faydalar sağlayacaktır. Başka bir açıdan bakılırsa, eğer dava sanıkları suçlu ise, bu kez de bunların eylemlerine uyan ceza ile cezalandırılması hususunda, sayın makamınız tarafından gerekli ve yerinde müdahaleler gerçekleştirebilecektir. Gerçeğin ortaya çıkması adına yargının tüm unsurları tarafından yoğun ve özverili çalışmaların sergilendiği dava dosyasına, talep, görüş ve gerektiğinde itirazlarınızı müdahil olarak sunabilmeniz için davaya müdahil olmanız hususunu, yurtsever bir Türk vatandaşı olarak talep ederim. Saygılarımla"

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!