Babacan'dan yolsuzluk operasyonu açıklaması

Güncelleme Tarihi:

Babacandan yolsuzluk operasyonu açıklaması
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2013 19:12

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul merkezli operasyonun etkilerine ilişkin "Şu dönemde, son 1 haftada halka açık şirketlerimizin değeri tam 20 milyar dolar düşmüş. Sadece Halk Bankasının değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolar. Halk Bankasının toplam hisse senedi değeri 9 milyar 498 milyon dolardan 7 milyar 873 milyon dolara düştü" dedi.

Haberin Devamı

Babacan, 24 TV'de canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İstanbul merkezli operasyona ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Babacan, iktidar partisi olarak yasaklarla yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele konularında en baştan bu yana hep hassas olduklarını ifade etti.

Babacan, Türkiye'nin 230 milyar dolarlık milli gelirden 800 milyar dolarlık milli gelire ulaştığına aynı zamanda gelir dağılımının düzeldiği, yoksulluğun azaldığını söyledi. Şeffaflığın, hesap verilebilirliğin olmadığı ülkelerde ekonomik kalkınmanın bu hızla gerçekleşmediğine dikkati çeken Babacan, "Bu mümkün değildir. Hatta gelir dağılımı daha da bozulur. Ülkenin ekonomisinde toplamda biraz büyüme görseniz dahi zengin daha zengin fakir daha fakir oluyor. Türkiye'de bunların hiçbirisi olmamış. Türkiye sadece faizlerdeki düşüşten son 11 yılda 642 milyar lira tasarruf etmiş. Bu çok az sayıda kişinin eline geçen faiz geliri, 642 milyar lira, eğitim, sağlık hizmetleri, yatırımlar, yol, baraj olarak memlekete dönmüş" diye konuştu.

En önemli ilkelerinin güven olduğunu vurgulayan Babacan, güven ortamında ekonomik ve siyasi istikrarı sağladıklarını anlattı. Seçimlerde bir numaralı parti olarak çıkmalarının en önemli nedeninin güven unsuru olduğunu belirten Babacan, Uluslararası Şeffaflık Örgütüne göre Türkiye'nin 2002 yılında 102 ülke arasında 65. ülkeyken, 2012 yılında 177 ülke arasında 53. sıraya yükseldiğini, bunun Türkiye'nin en şeffaf, en açık ilk gruptaki ülkeler arasına girdiğini gösterdiğini ifade etti.

"Yolsuzlukların arkasında durmayız, gereği ne ise yaparız"

Türkiye'de son 11 yılda mali suçlarla mücadelede Emniyet Genel Müdürlüğü verilerini paylaşan Babacan, şunları belirtti:

"Yolsuzluk, sahtecilik ve ekonomik suçlarda bu dönemde tam 91 bin 687 operasyon gerçekleştirmişiz Türkiye'de. Bakıyorsunuz kaçakçılıkta 113 bin 545 operasyon yapılmış, 214 bin 615 kişi yakalanmış. Organize suçlarda 2 bin 234 operasyon, 30 bin 570 şahıs. Narkotikte 123 bin operasyon, 259 bin şüpheli. Bu operasyonlara, bu çalışmalara bakın. Yıla, güne bölün, ne kadar yoğun bir mücadele olduğunu bu konuda görüyorsunuz. Biz hiçbir zaman yolsuzluğun üzerini örtmeyiz, hiçbir zaman yolsuzlukların arkasında durmayız, gereği ne ise yaparız."

Evrensel hukuk ilkelerini anımsatan Babacan, şöyle devam etti:

"Bir insan aksi ispat edilene kadar masumdur, suçsuzdur. İddialar olabilir, herkes bir başkası hakkında iddiada bulunabilir, ortaya koyabilir ama nihayetinde bunun kararını verecek olan mahkemelerdir. Kim suçlu kim suçsuz, buna mahkemeler karar verecek. Yolsuzluk ne kadar kötü ise yargısız infaz da o kadar kötü. Ama bakıyoruz gazetelerimize, televizyonlarımıza, sosyal medyaya iddialardan yola çıkarak infaza gidiyorlar. Koca koca fotoğraflar, zaten hüküm medya tarafından verilmiş. Yolsuzluk ne kadar yanlışsa bu yargısız infaz, mahkemelerin işini bitirmeden oluşan kanaatler ve bu şekilde yayınlar da o kadar kötü. İşte bu noktalarda bizim bu ilkeler ve prensiplere bağlı kalmamız lazım."

"Dış basında bir siyaset mühendisliği vurgusu var"


İstanbul merkezli operasyonunun uluslararası basındaki yansımalarına bakıldığında "siyaset mühendisliği" görüntüsü verdiğini dile getiren Babacan, şunları kaydetti:

"Dışarıda 100 haber çıktıysa bunun 95'i yolsuzluktan öte, siyasi istikrarla ilgili kısmına vurgu yapıyor. Bir siyaset mühendisliği vurgusu var özellikle dış basında. Bu açıdan baktığımızda ister istemez şunu düşünüyorsunuz: Hedef ne? Hedef gerçekten yolsuzlukla mücadele mi? Bir yolsuzluğu ortaya çıkartmak mı? Yoksa hükümete, iktidar partisine, dolayısıyla devlete, bu millete, Türkiye'ye zarar vermek mi?"

Operasyon kapsamında 100 milyon dolarlık yolsuzluk yapıldığı iddiasının gündeme getirildiğini anlatan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arkadaşlarımızla ilgili en ufak bir şüphemiz olamaz. Ta ki mahkemelerin sonucuna kadar. Bütün arkadaşlarımızın masum olduğuna inanıyoruz. Hiç o konuda şüphemiz olmaz. Ama bakıyorsunuz şu dönemde, son 1 haftada halka açık şirketlerimizin değeri tam 20 milyar dolar düşmüş. Sadece Halk Bankasının değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolar. Halk Bankasının toplam hisse senedi değeri 9 milyar 498 milyon dolardan 7 milyar 873 milyon dolara düştü. İddia edilen rakamlara bakın bir de Türkiye'ye verilen rakamlara bakın. Bu operasyonun zamanlaması, içeriği ve yöntemi yolsuzlukla mücadeleden öte Türkiye'nin istikrarını hedef almış bir görüntü veriyor bize. Dolayısıyla herkesin mutlaka bu olan biteni aklıselimle değerlendirmesi lazım, tarafsız değerlendirmesi lazım ve sabırla yargı sürecinin sonucunu beklemesi lazım. Bunu beklemeden peşin hükümle hareket etmek, Türkiye'ye, ekonomimize ve en önemlisi de siyasi istikrarımıza zarar verebilecek bir yaklaşımdır. Türkiye kaybediyor. Bakın bu 20 milyar dolar Türkiye'nin kaybıdır, sadece hisse senedi. Faizlerde artış var. Türk lirasında bir miktar düşüş var, kurlarda artış var."

BAKMADAN GEÇME!