25 kişilikti

Güncelleme Tarihi:

25 kişilikti
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2010 00:00

AK Parti’deki “çetele krizi”nin kahramanı Ankara Milletvekili Faruk Koca, o anı Hürriyet’e anlatırken, “Aslında o liste 25 kişilikti. Ama o olayı ‘hainler listesi hazırlıyor” diye nitelemek çok büyük haksızlıktır. Evet, öyle bir algılama olabilir ama o, listedeki arkadaşların incinmemesi için yürütülen özel bir çalışmaydı” dedi.

“Kimseyi hain diye nitelemek benim haddime değildir” diyen Koca, şöyle konuştu:

İsimler pompalandı

* Ben grup yöneticisi olarak dışarıda oluşan tepkiyi izledim. Sağda solda bazı arkadaşlarımızın isminin pompalandığını farkettim. Olayın daha fazla büyümemesi için muhalefet kulisi de dahil dışarıda dolaşan isimleri belirleyip 25 kişilik bir liste hazırladım. Sadece fotoğrafta görüldüğü kadar değildi, çok daha fazla isim vardı. Ama ben şerefim üzerine yemin ederim ki bu çalışmayı, partideki yönetici görevimden hareketle bu arkadaşların isimlerinin sağda solda konuşulmasının ve bu yolla da kalplerinin kırılmasının önüne geçmek için grubuma anlatmak için yapıyordum.

Fitneden koruduk

* O listeyi ‘Hainler listesi hazırlıyor’ diye nitelemek çok büyük haksızlık. Evet, o fotoğraftan öyle bir algılama doğabilir, ama yemin ediyorum o listedeki isimlerin hiçbirinin incinmemesi için özel bir çalışma yürütecektik. Tümüyle fitneyi önleme, o arkadaşlarımızı fitneden koruma amaçlı bir çalışmaydı.

Slogan bile attım

* Benim niyetim kötü olsa o gün kulise üç kez çıkıp ‘İsim telaffuz etmeyin arkadaşlar’ diye bağırır mıydım? Hatta moral vermek için de, ‘Direniş var yılmak yok’ diye birkaç kez slogan attım. Bunları yapan kişi, iddia edilen amaca yönelik gizli liste hazırlar mı? Sayın Başbakan bana bu konuda bir şey söylemedi ama ben görevimi yaptığıma inanıyorum. Kimseyi hain diye nitelemek benim haddime değildir, partimizde de böyle şeyler olmaz.

Gidip özür diledim

* Bu olaydan çok büyük üzüntü duydum. En büyük üzüntüm de bunun bu arkadaşlarımızla ilgili böyle bir algılamaya sebebiyet vermesidir. Biz hiçbir arkadaşımızın ne zarar görmesini, ne de üzülmesini isteriz. Zaten onun için hemen kendilerinden özür dilediğimi belirten bir açıklama yaptım, sonra da her birini tek tek arayıp, yanlarına gidip özür diledim.

Tüzmen’le konuştuk

* Kürşad Tüzmen’in bana küfrettiğini basından okudum. Ben sanmıyorum ama yine de gidip soracağım. Ama dün (önceki gün) görüştüğümüzde bana ‘Nedir bu iddialar kardeşim?’ diye sordu, ben de açıklayınca gülüştük ve olay tatlıya bağlandı. Hatta onun heyecanlı ve hareketli bir biçimde olayları anlatırken yaptığı şekilde el kol hareketleri yanlış anlaşılmasın diye de konuştuk. Köksal Toptan’a da anlattım, o da anlayışla karşıladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!