Bir ömür muhabir Metin Toker

Güncelleme Tarihi:

Bir ömür muhabir Metin Toker
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2013 01:52

Türk basınının duayenlerinden Metin Toker’in aramızdan ayrılışının üzerinden 11 yıl geçti. Onu özlemle anan milletvekili kızı Gülsün Bilgehan Toker, babasının kendi deyimiyle ‘Adam gibi gazeteci’ olduğunu, tarafsız kalabildiğini ve muhabir olarak öldüğünü anlattı.

Haberin Devamı

İsmet İnönü’nün damadı olan gazeteci Metin Toker, yaşadıkları ve yazdıklarıyla bir dönem Türk siyasi tarihine ilk elden tanıklık yapmıştı. Kızı, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan Toker, babasının kimseye bağlı olmayan, kayınpederi İsmet İnönü ile kayınbiraderi Erdal İnönü’yü en sert eleştiren kişi olduğunu belirterek “Akis Dergisi bir ekol olmuş, oradan yetişmiş pek çok gazeteci ve siyasetçi var. Bunların içinde Bülent Ecevit ve Deniz Baykal’ı sayabiliriz. En sonuna kadar gazeteciliği muhabir olarak yapmayı tercih etmişti. Hakikaten muhabir olarak da öldü” dedi. CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan Toker her evlat için babasının çok değerli olduğunu belirterek şunları söyledi:

İNÖNÜ’YÜ ÇOK ELEŞTİRİRDİ

“Her evlat gibi onu çok arıyorum. Bir de Metin Toker’in hem siyaset hem de basın dünyasında çok özel bir yeri vardı. Bugün basındaki arkadaşlarımızın karşı karşıya kaldığı sorunları, ifade özgürlüğünü ve medya özgürlüğünün önemini belki onu hatırladıkça daha fazla fark ediyoruz. Babam gerçekten çok objektif bakabilen bir gazeteciydi. Kendisini ‘adam gibi gazeteci’ diye nitelerdi. Ne kadar tarafsız ve bağımsız bir gazeteci olduğunu kendi yaşadığı evdeki aile bireylerini eleştirmesiyle biliyorum. Gerek kayınpederi İsmet Paşa’yı gerekse kayınbiraderi Erdal İnönü’yü belki en acımasızca eleştiren gazeteciydi.”

Haberin Devamı

GAZETECİ-SİYASETÇİ İLİŞKİSİ

“Pembe Köşk’te gördüğüm siyasetçi ile gazeteci arasındaki örnek ilişkiyi de bugün çok özlemle anıyorum. Ben hep ortadaydım, siyasetçilerle gazeteci babam arasındaydım. Her şeyden önce şu anda da siyasetçiyim. Aldığım ders, siyasetçiler her zaman daha hoşgörülü, daha sakin, daha yukardan bakabilmeli. Belki bugün böyle bir ortam olmadığı için o günleri daha da özlemle anıyorum.”

BABAM ÖZGÜR BİR GAZETECİYDİ

“Siyasetçi ve gazetecilerin dengeli bir ilişki sürmesinin çok iyi bir şekilde demokrasiye katkıda bulunabileceğini gördük. Babam özgür bir gazeteci olmuştu. Baba olarak da benimle çok ilgilenmişti. İnönü’nün beş torunundan biriyim. Bir kız torunuyum. Beni hakikaten hayata hazırlayan babam Metin Toker ve ‘Dede Paşam’ dediğim İsmet İnönü olmuştur. Kendime güvenmeyi, titiz çalışmayı, araştırmayı, hep doğru olmayı öğrendim. Ben de onun yetiştirdiği gazetecilerden biriyim. Hürriyet’te başladım ve çalıştım.”

Kitapları

Haberin Devamı

Metin Toker, yakın siyasi tarihe ışık tuttuğu, Solda ve Sağda Vuruşanlar, İsmet Paşa’yla 10 Yıl, Tek Partiden Çok Partiye, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları, Bir Diktatörün İktidar Yolu, Rus Geldi Aşka Rus’un Aşkı Başka, Şeyh Sait ve İsyanı, Avrupa ‘Bir Şeyler’ Arıyor, Dört Buhranlı Yıl, Türkiye Üzerinde 1945 Kabusu isimli kitapları yazdı.

Duayen gazeteci

1924 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi’nde Fransız Filolojisi, Paris’te siyaset bilimi okudu. Türkiye’nin 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kızı Özden İnönü ile evlendikten sonra Toker’in adı, basının yanı sıra politik arenada da sık sık duyulur oldu. 1943 yılında Cumhuriyet’te köşe yazdı. 1954 yılında Akis dergisini kurdu ve 1967’ye kadar dergiyi yönetti.

Haberin Devamı

BAKANA HAKARETTEN CEZA

Dergideki bir yazısında Demokrat Parti hükümetinin devlet bakanlarından Mükerrem Sarol’a hakaret ettiği gerekçesiyle 1957’de 7 ay 23 gün hapis cezası aldı. Akis’i kapattıktan sonra Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 1977-80 yılları arasında cumhurbaşkanlığı kontenjanından Cumhuriyet Senatosu’na girdi. 1980’li yılların başında siyaset yapmayı bırakıp yeniden yazarlığa döndü. 18 Temmuz 2002’de tedavi gördüğü Ankara İbn-i Sina Hastanesi’nde 78 yaşında yaşamını yitirdi. Toker’in mezarı Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunuyor.

Doğduğumda babam hapisteydi

Babam, Akis’teki yazılarından dolayı hapisteymiş. Doğduğum zaman hemen gazetelerin birinci sayfalarında haber olmuşum. Babam önce 8 ay sonra da 10 ay kadar cezaevinde kaldı. Tarihimizde bir ilki gerçekleştirip, hapse girmemesi için teklif edilen milletvekilliğini reddedip Sayın Bülent Ecevit’i işaret etmiştir.”

Haberin Devamı

Meslektaşları ve arkadaşları anlatıyor

Legal ve illegal terimlerini ilk o kullandı

Tufan Türenç: Avrupalı gibi bakan ve Avrupa basınını Türkiye’ye taşıyan insanlardan biridir Metin Toker. Demokrat Parti iktidarı zamanında Akis diye bir dergi çıkarıyordu. Kaliteli, esprili, mizah dolu muhalefet yapıyordu. O kadar güzel muhalefet yapıyordu ki Menderes, başbakan olarak zaman zaman çaresizlik içinde kalıyordu. Metin Toker, bu etkin muhalefeti nedeniyle iktidarın hedefi olan bir gazeteciydi. Sık sık da hapse atılırdı. O zamanlar iktidarın hapse atma yetkisi vardı. Metin abi, kulis yazılarını Türk basınına getirdi. Olayların perde arkasını verdi. Akis, Ankara’da kapıların arkasındaki gerçek yönlerini çok iyi kontaklarını kullanarak değerlendirirdi. Demokrat Parti içinden de haberler gelirdi. Akis’in modası bitince kapattı. Sonra Milliyet’te köşe yazarlığına başladı. Orada Avrupai bir mantık ve üslupla yazılar yazmaya başladı. O da çok ilgi gördü. Mesleki kitapları ve anıları da çok faydalı oldu. TRT’ye yaptığı terör olaylarını anlatan dizi programında ilk kez legal ve illegal terimlerini Türkiye’ye soktu.

Haberin Devamı

Muhabirlikten yorumculuğa

Altan Öymen: Türkiye’de gazeteci denilince akla ilk gelen isimlerdendir. Gazeteciliğin her bölümünde büyük başarılar elde etmiştir. Muhabirlikten başlayıp röportaj yazarlığına, siyasi yorumlardan geçmişteki olayları değerlendirmeye kadar basın tarihimize birçok alanda yer etmiştir. Kitapları 1950’lerden itibaren bir nevi siyasi olaylara ışık tutmuştur. Uzun yıllar boyunca çıkardığı Akis dergisi ülkemizdeki ilk ve en çok iz bırakan haber dergisidir. Ölümünün 11’inci yıl dönümünde onu rahmetle ve özlemle anıyorum.

Gazeteciliği ondan öğrendim

Güneri Cıvaoğlu: Gazeteciliği ondan öğrendim. İşe alacağı gün bana evli, nişanlı ya da sözlü olup olmadığımı sordu. “Değilim” cevabını verdim. “Neden soruyorsunuz” dedim. Gülerek yanıtladı:
“Aklını tamamen bu mesleğe vermen için, kafanı da kalbini de gazeteciliğe yoğunlaştırman gerek...”
Hukuk birinci sınıftaydım. Eğitimime devam etmemi tavsiye etti. “Ben hem gazetecilik yaptım, biri İstanbul’da diğeri Paris’te iki diploma aldım. Sen de yapabilirsin. Eğer adam gibi yapılırsa gazetecilik en güzel meslektir. Manen ve maddeten tatmin olursun, yeter ki sağlam çizgide kal” diye ilave etti. Türk gazeteciliğine yenilikleri getiren Ahmet Emin Yalman, Abdi İpekçi ve Metin Toker’dir. Metin Bey, “Ayrıntı görünen şey, inandırıcılığın bazen tamamını yok edebilir. İsim yanlışı, tarih yanlışı, hatta yanlış yazılmış bir kravat rengi bile haberin bütününü zehirler bozar” derdi. Üzerine
ışık yağsın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!