Hozat Emniyet Amiri'nin eşinden intihar iddiası

Güncelleme Tarihi:

Hozat Emniyet Amirinin eşinden intihar iddiası
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2013 09:47

HOZAT’ta fişleme soruşturmasının ardından intihar ettiği açıklanan Emniyet Amiri Çağlar Şan’ın annesi Neriman Şan ile eşi Aslı Şan, olayı araştıran Meclis komisyonuna ağlayarak gelişmeleri anlattılar ve “cinayet” iddiasında bulundular.

Haberin Devamı

İnsan Hakları Komisyonu’nda AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner başkanlığında kurulan Hozat alt komisyonu üyeleri, acılı anne ve eşi gözleri dolarak dinlediler. Neriman Şan, oğlunun öldürüldüğü iddiasını şöyle anlattı:

BENİ HAPSE ATACAKLAR

“Oğlum açtığı mahkemeyi kazanmış, 9 Kasım’da resmen tayini açıklanmış. 12 Kasım’da Hozat’a döndü, eşyalarının bile tamamını götürmedi. Fişleme olayları çıktığında çok rahattı, zaten onunla ilgisi olmayan bir şey. Son üç gün savcılığa dosya teslim edilince oğlumun sıkıntısı başladı. Müfettişler sorgulamadan ona açığa alınacağını kim söyleyebilir? Kim tehdit etti? ‘Anne ben meslekte değilim, meslekten vazgeçtim, beni hapse atacaklar. Burada çok şeyler dönüyor, bu pislikler benim başıma kalacak anne’ dedi.

BEYNİ HARD DİSKTİ

Çağlar 10 yaşında bile adamdı, panik yapmazdı, sorumluluk sahibiydi. Çok soğukkanlı bir insandı, biz her şeyimizi ona sorardık, çünkü mantıklı düşünürdü. Benim oğlumu susturuldu. Oğlumun beyni hard diskti, çok zekiydi, silemezlerdi o beyni. Görmemesi gereken şeyleri gördü. Ne gördü, nerelere ulaştı? Çağlar aşırı dürüsttü, Hozat’a 10 gömlek fazla geldi. Bir sürü pisliğin döndüğü yere en temiz insan gönderildi. Bilhassa terörle mücadele şubeden, ‘Bu amir çok titiz bizim başımızı yakacak’ dediklerini bana aktardılar.

HER ŞEYİ BİLİYORLAR

Eve gelen komiser niye hemen savcıya gidiyor? Bayılmış olabilir, kalp krizi geçirmiş olabilir, neden kapıyı kırmıyor? Neden bu kadar emin? Valizi orada hazır duruyor, duş şampuanına kadar toplamış. Lojmanda silah patlıyor, polis ailelerinden hiçbiri duymuyor. Çoluk çocuğunuz var, baskına uğradık diye düşünmediniz mi? Koridordaki konuşmadan bile rahatsız olup kapıyı açıyorlar ama. Her şeyi biliyorlar, ama hepsi susuyor.

EVE HIRSIZ GİRDİ

Ölümünden 5 gün sonra eşyaları geldi, 10 gün sonra eve hırsız girdi. Hiçbir şeye dokunmadılar sadece onun Hozat’tan gelen eşyaları aranmış. Hepsi ters yüz edilmiş. Ne arıyorlar? Korktukları neydi? Neden cenazesini Elazığ’a değil de Malatya Adli Tıp’a götürdüler? Kaç saat bekletildi? Tunceli Emniyet Müdürü İstanbul’da da oğlumun 3 yıl müdürlüğünü yaptı. Bize bir başsağlığı telefonu bile açmaz mı? Benim oğluma bayrak bile vermek istememiş. Şimdi hepsi üç maymunu oynuyor.

EŞOFMANLA YAPMAZDI

Oğlum aşırı gururluydu, intihar etmeye karar verseydi üzerinde bir eşofmanla intihar etmezdi. Üniformasını giyer, makam odasında bunu yapardı. Kızına asla böyle bir durumu yaşatmazdı. Benim oğlum şehit, soruşturmalar bitince oradan çıkarıp hak ettiği yere gömmek istiyorum. 2003’ten 2010’a kadar Ahmet Necdet Sezer’in, Başbakanımızın, şu andaki Cumhurbaşkanımızın korumalığını yaptı. Onlar benim oğluma canlarını teslim ettiler. Oğlum canı pahasına onları korudu. ‘İntihar güçsüz insanların yapacağı iştir’ derdi.”

BAŞIM BÜYÜK BELADA

Aslı Şan da, zaman zaman ağlayarak güçlükle yaptığı konuşmasında olay öncesi ve olay gününde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bir gün önce cuma günü ağladı telefonda. En son cuma günü konuştu kızıyla. Her şey bir yana, annesinden bile vazgeçer kızından vazgeçmezdi benim eşim. Ben de 4 yaşında babasız kaldım, babam polisti, ben de şehit çocuğuyum. ‘Senin baban benim, merak etme bizim çocuğumuz babasız büyümeyecek’ diye sarılır teselli ederdi beni. Oraya gittiğinde bazı evrakların olmadığını fark etmiş, oradaki memurlar hakkında soruşturma açılmasını istemişti. Son konuşmalarımızda ‘Onurumla gururumla çok oynadılar. Başım büyük belada, İstanbul’a gelmem çözüm değil, anlamıyorsunuz’ dedi.”

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!