Kürtçe savunma Komisyon'dan geçti

Güncelleme Tarihi:

Kürtçe savunma Komisyondan geçti
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 2012 00:00

Adalet Komisyonu’nda iki gündür sürdürülen sert tartışmaların ardından anadilde savunma imkanı veren ve cezaevinde eşle "mahrem görüşme" imkanı tanıyan 15 maddelik tasarı kabul edildi.

Tasarının birinci maddesinde değişikliğe gidildi. AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın verdiği önerge ile CHP ve MHP milletvekilerinin Kürtçe yargılamaya imkan vereceği ve anayasayı deldiği iddia edilen "meramını anlatabileek ölçüde Türkçe bilen sanık" ifadesi madde metninden çıkarıldı. "Kendini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde" denilerek, "beyan" kriteri getirildi. Bu düzenleme ile de Türkçe bilen bir sanıkta "Ben Kürtçe kendimi daha iyi ifade edebiliyorum" diyerek Kürtçe savunma yapabilecek. Tercüman ücretini sanık ödeyecek. Bu hak yargılamanın sürüncemesine yönelik kullanılamayacak.

Tercümanlar, il adli yargı adalet komisyonlarınca her yıl düzenlenen listede yer alan kişiler arasından seçilecek. Savcılar ve hakimler, bulundukları illerdeki listelerden değil, diğer illerdeki listelerden de tercüman seçebilecek. Adalet Bakanlığı, buna ilişkin yönetmeliği düzenlemenin kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde çıkarılacak. Yönetmelik uyarınca tercüman listeleri oluşturuluncaya kadar, sanık mahkemeye kendi tercümanını getirecek. Türkçe bilmeyen sanığa tercüman verilmesi imkanı, soruşturma evresinde dinlenen şüpheli, mağdur veya tanıklar hakkında da uygulanacak. Bu evrede tercüman, hakim veya Cumhuriyet savcısı tarafından atanacak.

İŞTE AK PARTİ’NİN YENİ DÜZENLEMESİ

"Ayrıca sanık, iddianamenin okunması, esas hakkındaki mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiiği başka bir dilde yapabilir. Bu durumda tercüme hizmetleri beşinci fıkra uyarınca oluşturulan listeden sanığın seçeceği tercüman tarafından yerine getirilir. Bu tercümanın gideri devlet tarafından karşılanmaz. Bu imkan yargılamanın sürüncemede bırakılmaması amacına yönelik olarak kullanılamaz."

ESKİ MADDE NASILDI

"Meramını anlatabilecek ölçüde de Türkçe bilen sanık ididanamenin okunması, esas hakkındaki mütaalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan etitği bsaşka bir dilde yapabilir. Bu durumda sanık savunma yapacağı oturumda tercümanın hazır bulundurmak zorundadır. Bu imkan yargılamanın sürüncemede bırakılması macına yönelik olarak kötüye kullanılamaz. Tercümanlar adli yargı komisyonları tarafından seçilmiş kişiler arasından seçilir."

MUHALEFETİN ÖNERGELERİNE RET

Komisyonda sert tartışmaların ardından MHP’nin, "Bu madde tasarıdan çıkarılsın", BDP’nin "Sanık meramı anlatabilecek derecede Türkçe bilse de yargılamanın her aşamasında savunmasını istediği dilde yazılı veya sözlü tercih ettiği dilde yapar" ve CHP’nin, "Yeterince Türkçe bilmediğini beyan eden sanık veya mağdura bedeli devlet tarafından karşılanmak üzere mahkemece tercüman tayin edilir. Bu hak kötüye kullanılamaz" önergeleri oylandı. Önergeler reddedildi. AK Parti önergesi kabul edilerek, madde beyan kriterli haliyle geçti.

MHP’Lİ ÖZTÜRK’TEN GARİP ÇIKIŞ

MHP’li Oktay Öztürk, anadilde savunma imkanı veren tasarının kabul edilmesinin ardından, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e, “Çocuklarımıza isminizi ezberlettireceğiz, sonra onlara nasihatta bulunacağız, onlar da çocuklarına isminizi ezberlettirecek. Bu Meclis’te, 3.5 eşkiyanın tıksıra tıksıra yiyerek açlık grevi yapıp kanun çıkmasına sebebiyet veren bakan olarak isminizi ezberlettireceğiz” dedi. Bakan Ergin de herkesin tasarıyı benimsemeyebileceğini, bunun onların en demokratik hakları olduğunu belirterek şu yanıtı verdi:

MİLLETE HESAP VERİRİZ

“Bu masanın etrafında oturan hiç kimse bir diğerinden daha fazla vatanperver falan değildir. Her milletvekili milletin oyunu alarak buraya geldi. Hükümetimiz, bu milletin seçtiği çoğunluk içerisinden Anayasa’mızın öngördüğü yöntemlerle güvenoyu alarak işbaşına gelmiştir. Yaptığımız tasarrufun hesabını millete vermeye hazırız. Bu ülkede on yıllardır devam eden kavganın, terör illetinin giderilmesi bizim amacımızdır. Bu amaca ulaşmak için farklı siyasi parti mensuplarının farklı yöntemleri olabilir. Buna saygı duyarım ama AK Parti’nin de kendi yöntemleri vardır ve bu yöntemlerini topluma deklare etmiştir. 74 milyonun can ve mal emniyetini sağlamak için terör unsurlarına karşı her türlü mücadeleyi yapmak birinci önceliğimizdir. Ama onun ötesinde bu sorunun ortadan kalkması için, sosyolojik, kültürel, ekonomik sorunların yoğunlaşmasına neden olan hadiseleri tespit edip buraya getirip çözüm bulmak da bu siyaset kurumunun görev alanına girmektedir. Yapmak istediğimiz şey budur. O üslup da kişinin kendisine aittir.”

KOMİSYONDA SERT TARTIŞMALAR

İki günlük komisyon maratonunda vekillerin sert tartışmalarına sahne oldu. Bu tartışmalar da şöyle:

BDP Murat Bozlak:

Kıyamet koparmanın bir anlamı yok. Bu ülkenin bir Kürt meselesi var. Kamuoyunda Kürt meselesini Parlemento çözsün deniyor. Politik çözüm, siyasi açılım isteyen bir meseledir. Bu tartışmayı gördükçe anayasa uzlaşma komisyonunun çalışmasının bittiğini düşünüyorum. Burada yapılan bir anayasa değişikliği değil. KCK davasında somut bir sorun çıkmış. Anadilde savunma istiyor insanlar. Mahkeme yasalara göre yetkiyi kullanamam diyor. Bunun çözümü için adım atılıyor. Lozan Anlaşması’nın 39. Maddesi bize bu hakkı veriyor. Ama yargılama bütündür yargılamanın başından sonuna kadar anadilde savunma hakkı verilmelidir. Yargılamanın dili yine Türkçe olarak kalacak. Mahkeme tutanakları Türkçe olacak. Tercüme parasını devletin ödememesine karşıyız.

MHP Murat Başesgioğlu:

Lozan Türkçe bilene Kürtçe savunma hakkı vermiyor. Lütfen bunu dayanak yapmayalım. Bir siyasi iktidarın egemenlik konusunda böyle bir hak bahşetmeye yetkisi yoktur. Günlük yaşamda anadil kulanılabilir. Biz bu ülkede iki dilli sisteme gidersek bölünme başlar. Savunma hakkının kutsallığı asla karşı değiliz. Ama sanık temyiz edecek murafalı duruşma ne olacak, istinaf mahkemelerinde ne olacak. Kolluktan başlayıp temyize kadar bu hakkı verecek misiniz?

CHP Dilek Akagün Yılmaz:

Kanuna karşı hile yaparak anayasa değişikliği gerektiren bir konuyu yasa ile yapıyorsunuz. Bırakın yasayla anayasamızın laiklikle ilgili maddesini kılık kıyafet yönetmeliği ile değiştirdiniz. AK Partinin getirdiği metin Lozan metni değil Sevr metnidir.

MHP’li Celal Adan:

Birtakım haklar verip dağa çıkışı durduralım diyorsanuz bu tasarı ile dağa çıkışlar bin kat artacak. Bu istenen şey Kandil tarafından takip ediliyor. Bu yasa KCK’nin ölüm orucu ile geldi. Bu madde ayrışmaya harç atacak bir düzenleme.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!