'Mouse ve klavyeden başka kaybedecek bir şeyimiz yok'

Güncelleme Tarihi:

Mouse ve klavyeden başka  kaybedecek bir şeyimiz yok
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2012 11:43

KÜRESEL siber saldırı örgütü Anonymous’un da desteğini alarak eylemlerine hız veren Redhack (Kızıl Hackerlar), terörist ilan edilmelerini "devletin imajını hacklemelerine" bağlıyor. Halkın tepki gösterdiği olaylara göre saldırılarına devam edeceklerini söyleyen Redhack, Twitter hesapları üzerinden sorularımızı yanıtladı.

Haberin Devamı

SON günlerde Türkiye Futbol Federasyonu, ÖSYM’nin yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nı küresel siber saldırı örgütü Anonymous’un da desteğini alarak ‘hack’leyen ve yayınladığı belgelerle eylemlerine hız veren Redhack (Kızıl Hackerlar), saldırılarına devam edeceğini vurguluyor. CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın Başbakan Erdoğan’a, "Neden ‘bölücü silahlı terör örgütü’ kapsamında değerlendirilmektedir" diye sormasıyla meclis gündemine de taşınan Kızıl Hackerlar, bu sorunun cevabını, "Devletin imajını hackledik" diyerek veriyor. Twitter, Facebook ve Google saldırılarını ise üstlenmeyen Kızıl Hackerlar, bunu ‘hackerların bir uyarısı’ olarak değerlendiriyor. Twitter hesapları üzerinden sorularımızı yanıtlayan Redhack, Anonymous ile bağlantılarını, bundan sonraki eylemlerini, yayımlayacakları belgeleri ve ‘hücreler’le genişleme planlarını anlattı.

-Anonymous ile aranızda nasıl bir bağlantı var?
- Anonymous ile 2005’lere chan4’e kadar dayanan eski bir ilişkimiz var. Ama bu ilişki daha çok forum ve teknik bilgi bağlamındaydı. Grupla 2011 yılında Türkiye’de gündeme gelen ve kamuoyunun "aile paketi" diye bildiği "internet sansürü" protestolarında beraber çalıştık. "Operasyon Türkiye" ismi verilen ve Türkiye’deki sansürü protesto etme amacıyla başta BTK olmak üzere devlet sitelerine düzenlenen DDOS türü ataklarda yardımcı olduk. Ayrıca o dönemde birçok siteye deface turu (sitelerin ana sayfasına resim ve yazı bırakma) şeklinde hack pratikleri sergileyerek, onların eylemine destek olduk. Yine o dönemde Adnan Oktar’a ait 1000 siteyi hackleyerek ana sayfalarına yazılar yazdık. Anonymous, uluslararası hacking platformlarında bizlerin ismini duyduğundan ve manifestomuzu bildiğinden kaynaşmamız zor olmadı.

-Size destek olmaları için talepte mi bulundunuz? Saldırı yapılacak siteleri siz mi belirlediniz?
- Hayır biz talepte bulunmadık, bizleri uzun süredir birebir takip ettikleri için kendileri bunu istedi. Terörist ilan edildiğimizi duyar duymaz, video yayınlayıp yanımızda olduklarını söylediler. Hedefleri de kendileri seçiyor. Ülkemizdeki gündeme -ne yazık ki- ülkede yaşayanlardan daha fazla vakıflar.

-RedHack Savcılık tarafından resmen terörist ilan edildi. "Terörist" olarak anılmak sizi rahatsız etmedi mi?
- Bizler MGK gündemine alınmışız. Bu derece ciddi bir sorun görmelerinin nedeni sadece hack yapmamız mı? Hiç sanmıyoruz. Asıl olay onların sistemlerini hacklemekten çok, aynı zamanda "devlet imajını" hacklememizdi. Çünkü ‘hiç yıkılmayacak’ bir güç ve ‘dokunduğunda yanacağın’ bir iktidar algısı vardı ve biz bunu hackledik. Onların ‘dokunulabilir’ olduğunu gösterdik. Başardık. Açıkçası mouse ve klavyelerimizden başka kaybedecek birşeyimiz yok. Yarın klavyelerimizi silah kabul edip ateş ederlerse veya evlerimizi bombalarlarsa şaşırmayız ;) Bilinmeli ki biz sadece bir avuç dürüst insanız fakat buna rağmen "Böyle bir dünyada zenginlerin koyunu sistemin uşağı olmaktansa, terörist olarak anılmak, zulme uğramak, bizler için onurdur."

Eylemler halka paralel gelişiyor

-Son dönemde eylemleriniz artmaya başladı. Neden eylemlerinizi artırdınız?

- Farkındaysanız biz eylemlerimizi artırmadan, onlar halka saldırıları artırdı. THY grevleri ve işten atılmalardan, ögretmen atamalarının yapılmamasına, üniversite ögrencilerinin mağdur edilmesinden KPSS ve ÖSYM’deki yolsuzluklara, polislerin halka yönelik şiddetinden, futbol seyircisinin bile terörize edilmesine, parasız eğitim isteyenlerin hapislerde çürütülmesinden, muhalif kurumların basılmasına, Uludere’nin hasır altı edilmesinden, Suriye ile savaş çığırtkanlıklarına, kadın cinayetlerinden, HES’ler ile doğanın tahrip edilmesine, basının sansürlenmesinden, internetten fikir paylaştı diye gözaltı furyasına kadar hızlı bir gündem ve bu gündeme paralel halka yönelik saldırılar görüyoruz. İşte bizim eylemlerimiz de buna paralel gelişiyor. Bu dönemde çok arttı çünkü halka yönelik saldırılar da çok arttı. Gündem takip edilirse, halkın neye tepki verdiği görülürse sıradakinin ne olacağını anlayabilirsiniz.

Elimizdeki dosyaların çoğunu yayınlamadık

-Ele geçirdiğiniz bilgilerin bir kısmını yayınlıyorsunuz. Yayınlamadığınız bilgileri paylaştığınız yerler var mı?

- Evet geçen günlerde 200 bin ihbarlı ve 20 bin sayfalı 75 MB bir text dosyası yayınladık. Elimizde tonlarca dosya var ve çoğunu yayımlamadık. Hazmederek ve seçerek yayınlıyoruz. Bazı stratejik kararlarımız var ve ona uygun davranmaya çalışıyoruz. Yayınladığımız belgeleri önceden sitemizde yayınlıyorduk ama 15’e yakın sitemiz mahkeme kararıyla kapatıldığı için, bu aralar belgeleri dosya yükleme sitelerine yüklüyoruz. Ayrıca, Dışişleri’nden ele geçirdiğimiz ve yayımlamadığımız 65 GB’lik dosya bomba niteliginde bir dosyadır.

Hücrelerle büyüyecek

-Örgüt yapınız nasıl? Aranızda hiyerarşi var mı? Kararlarınızı nasıl veriyorsunuz?

- Şu anki örgüt yapımız tamamen "grup" tarzıdır. Yani işbirliği ve görevlendirmelerle yürüyor. Fakat bu değişecek. Yakında bir manifesto yayınlayacağız ve bu yayınlayacağımız manifestoyu kabul eden herkes bu kurallar ekseninde RedHack adıyla hack yapabilecek. Hatta kendi RedHack hücresini kurabilecek. Bunun denemelerine başladık. Kısa süre önce TFF, "RedHack - Metin Lokumcu Hücresi" adıyla çökertildi. Şu an test aşamasında ama manifestomuzla beraber tamamen dönüşecek. Bizler ise hack’e devam ederken kurulan hücrelerdeki koordinasyonu sağlayarak, çıkabilecek aksilikleri düzelteceğiz. Yakında RedHack’i çok büyük ve nitelikli bir hacker örgütüne dönüştürmeyi düşünüyoruz. Ayrıca ‘RedHack Grafik’ veya ‘RedHack Müzik" gibi hücreler de kurulabilecek ve bu hücrelerin amacı kendi niteliklerine göre çalışmalar yapmak olacak.

7 kişi ilk mahkemedebırakılmazsa büyük eylemler yapacağız

-Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yaptığınız saldırının ardından tutuklanan 7 kişi sizin üyeniz miydi? Masum olduklarını Youtube’daki videoda belirtiyorsunuz. Sizden değillerse bile onlara destek olmak için bir şey yapacak mısınız?

- Hiçbiri bizim üyemiz değildi. Birkaçı sadece IRC kanalı vasıtasıyla bizimle sohbet eden, Facebook gibi platformlarda haberlerimizi paylaşan kişilerdi. Bilgisayarı bile olmayan insanları RedHack’li diye tutuklarken, Playstation’un oyun CD’lerini delil olarak kabul etmişler. Aslında asıl amaçları göz korkutmak, ‘devam ederseniz bunlar olacak’ demekti. Ama tutmadı. Eylemler gözle görülür bir şekilde artış yaptı, hatta tavan yaptı diyebiliriz. Çünkü iktidarın bu pratiği bizi sinirlendirdi. Daha çok eyleme giriştik ve önce özel savcılık, ardından terörle mücadele son olarak da Interpol’un listesine girdik. Bugünlerde de MGK gündemindeyiz. Yaptığımız tüm eylemlerde bu arkadaşlardan bahsediyoruz. İlk mahkemede bırakılmazlarsa çok daha büyük eylemlere girişeceğimizi şimdiden söyleyebiliriz.

Kötü niyetli değildik

-Türkiye’de diplomatik misyonlarda çalışan personelin kimlik kartlarını Dropbox’da paylaştınız. Dropbox’ın yasaklanması da gündeme geldi. Bu eylem çok eleştiri aldı. Açık hedef haline getirmeniz yanlış değil miydi?
- ‘Elimizde belgeler var’ dediğimizde Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, ‘ellerinde birşey yok’ gibi bir açıklama yaptı, geçiştirmeye çalıştı. Biz de elimizdekilerin içinde "en değersiz" olanlarını DropBox kanalıyla sunduk. Yayınladıklarımız ülkemize gelen yabancı ülkelerin temsilciliklerinde çalışanlar veya o ülkeler adına görevde bulunanlardı. Neden önce bunları yayınladık? Çünkü gazetelerde ‘Türkiye gizli servis cenneti oldu’ haberlerini okuduk. Madem Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna karşı birşey yapmıyor ve ülkesini gizli servis cennetine çeviriyor, o halde onları biz göndeririz dedik. ABD Ankara Büyükelçiliği’nin açıklama yaparak bizi kınaması, amacımıza kısmen de eriştiğimizi gösterir. Daha sonra bu çalışanların kaygılı oldukları ifade edildi. Neden kaygı duyuyorlar ki? Hangi ülkenin mensubu olduğunu saklıyorlarsa, olayın içinde başka birşey var demektir. O yüzden yayınladığımız için pişman değiliz. Yabancı istihbarat ajanlarını korkuttuysak ne mutlu bize. Ayrıca ABD’nin bizi kınaması da, en mutlu olduğumuz anlardandı. Teşekkür ediyoruz, bizi hergün kınarlarsa seviniriz ;) Ve son olarak yayınladığımız belgelerde bu çalışanların çocuklarını sansürleyerek yayınladık. Kötü niyetli olsaydık bunu yapmazdık.

12 kişilik çekirdek grup

REDHACK sosyalizme inanan, bilişim ve teknoloji alanında işçilerden oluşuyor. 1997 yılında kurulan grup, şu an için çekirdek grup olarak 12 kişiden oluşuyor. Fakat teknik çevre ve "kendiliğinden" örgütlenen hücrelerle beraber 100 kişilik bir ekibe ulaştıkları ifade ediliyor. Grup, üyeleri birbirlerinin ne yaptığını, adını, cinsiyetini, yaşını, medeni halini bilmediğini belirtiyor. Grubun içinde kadınlar da yer alıyor.

Gündüz çalışıp gece hackliyorlar

-Gündüz normal işlerinizde çalışıp, akşamları da hack mi yapıyorsunuz? Nasıl para kazanıyorsunuz?
- Gündüz çalışıyor, gece halk için çalışıyoruz. Bazı arkadaşlarımız da tam tersi. Çok çalışıp, emeğimizi yok pahasına satıp, sömürülerek ama buna karşı direnerek yaşamaya çalışıyoruz. Gündüzleri bazen üniversitede bir eylemdeyken, gece bilgisayar başında eylemde olabiliyoruz. Biz sadece sanalda yaşamıyoruz, sanal içinde yaşamıyoruz. Burası bir araç ve bu aracı biz iyi kullanıyoruz. Ve bu konuda son olarak yeteneklerimizi kesinlikle kişisel çıkarlar ve bireysel kalkınma için kullanmıyoruz. Bu tür bir hareket davamıza ve halkımıza ihanettir bizim için. Milyon dolarlık sistemlerle uğraşıyoruz fakat bazen görev başında yiyecek ekmeğimiz, içecek kahvemiz bile olmuyor. Bundan utanmıyoruz aksine onur duyuyoruz.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!