ABD'ye yapılan saldırıların ardından, teröre karşı dünya genelinde topyekûn bir mücadelenin başlamasıyla birlikte, birçok temel hak ve özgürlük yeniden tanımlanacak. Uluslararası ilişkilerden istihbarat örgütlerinin yapısına, sosyal ve ekonomik hayattan haberleşme özgürlüğünün en güvenlisi olarak gösterilen internete kadar, gündelik hayatımızı ilgilendiren hemen her şey, bu büyük değişimden payını alacak. 11 Eylül günü New York ve Washington'a düzenlenen terörist saldırıların ardından ilk altı çizilen husus, ‘‘dünyanın artık eskisi gibi olmayacağı’’ teziydi. Bütün değer yargılarıyla birlikte, sosyal ve ekonomik hayat, güvenlik sistemleri ve istihbarat örgütleri de değişecekti. Ancak, değişim sadece bu alanlarla sınırlı kalmayacaktı elbette. Öncelikle uluslararası siyaset yeniden yapılanacak, internet üzerinden gerçekleştirilen tüm haberleşmeler de bu değişimden payına düşeni alacaktı. Bir başka ifadeyle, yeniden tanımlanan bir 21. yüzyıl dünyası söz konusu olacaktı artık.Amerika'da ve dünyada yaşanan büyük acı ve sosyal panik havası dolayısıyla pek belli olmuyor ama daha şimdiden sözü edilen değişikliklerin teorik ve pratik altyapısı oluşturulmaya başlandı. İsrailli yazar Omos Oz'dan Fransız sosyolog Alain Touraine'e, Amerikalı teorisyen Noam Chomsky'den New York Times yazarı William Safire'e uzanan bir dizi isim, eylemden sonra kaleme aldıkları yazılarda temel değişim noktalarının altını çizdiler. Hatta bazı isimler, asıl 21. yüzyılın asıl şimdi başladığına dikkat çekerek, herkesin buna hazırlıklı olmasını istiyorlar.YENİ GÜNDEM: TERÖRBugüne kadar bölgesel güç dengeleri ve ulus-devletlerin dış politik beklentileri çerçevesinde şekillenen uluslararası ilişkiler, uzunca bir süre uluslararası terörü gündem maddesi yaparak, belli bir plan çerçevesinde yeniden yapılanacak. ABD'nin çok sert bir dille altını çizdiği gibi, dünya devletleri ‘‘Amerika'nın yanında ve karşısında olanlar’’ diye ayrılacak ve herhangi bir devletin bunun dışında kalmasına izin verilmeyecek. Muhtemelen, ABD'nin karşısında bulunmayı göze alan bütün ülkelere, herhangi bir ayrıma gidilmeden ‘‘terörist ülke’’ muamelesi yapılacak. Bu ise bütün bölgesel dengeleri alt-üst edecek.GETTOLARA DOĞRUKuşkusuz bir süre sonra daha sağlıklı bir zemine oturacak ama kolektif bilinçaltı, terörün arkasında ‘‘Müslüman’’ kimliğinin yattığı bilgisini hiçbir zaman unutmayacak. Bu da, başta ABD olmak üzere, çokkültürlülüğü demokratik bir zenginlik olarak gören Batılı ülkelerde yaşayan farklı dinlere mensup insanları yeni çatışmaların içine sürükleyebilecek. Özellikle, bütün sağduyu çağrılarına rağmen, fanatik Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanlar arasında Samuel Hunting'ın tezlerini doğrulamak için fırsat arayanlar, elverişli bir zemin bulacak. Bu da, Batılı kentlerde gettoların sayısında gözle görülür artışlara sebep olacak ve bir süre sonra gettolar arasında mücadeleler başlayacak. TEMEL HAKLARA SINIRSeyahat, haberleşme, öğrenim gibi BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler, yeniden tanımlanacak. Bir ülkeden bir ülkeye seyahat etmek, artık eskisi kadar olmayacak. Havaalanlarında, limanlarda ve tren istasyonlarında alınacak ek güvenlik önlemleriyle birlikte, her ülke, sınırlarından hangi amaçla olursa olsun giriş yapmak isteyen insanlar konusunda çok daha seçici davranacak. Sözü edilen ülkelerin dış temsilciliklerinden vize almak daha da zorlaştırılacak ve Avrupa Birliği ülkelerinde serbest dolaşımı sağlayan Schengen Vizesi gibi konularda geri adım atılabilecek. Özellikle Ortadoğu ülkelerine mensup öğrencilerin bir başka ülkede okuma imkánı büyük ölçüde sınırlandırılacak ve bu karar yurtdışında okuyan veya okumak isteyen Türk öğrencileri de etkileyecek. ELVEDA İLTİCA!Batılı insan hakları örgütleri ve teorisyenler diremeye çalışsa da, insan hakları kavramının tamamen farklı bir muhteva kazanacağına hiç şüphe yok. Demokrasilerin kendini koruma refleksinin yeniden tanımlamasının yanında, üçüncü dünya ülkelerinde ‘‘ulusal kurtuluş mücadelesi’’ olarak adlandırılan hareketlere verilen bütün destekler engellenecek. Ülkelerindeki terör ve baskıdan kurtulmak için soluğu Batılı ülkelerde alan mültecilerin hareket alanı sınırlandırılmakla kalmayıp büyük oranda ortadan kaldırılacak. ABD'YE YENİ ROLHiç şüphe yok ki, büyük trajediyi takip eden günlerde, Amerikan halkıyla birlikte dünyanın gözü de bu ülkenin iç ve dış politikasına çevrilecek. Özellikle, Batılı siyaset bilimcilerin ortaya koyduğu, ‘‘ABD'nin dış politikasında yanlışların terörü beslediği’’ tezi, yeniden ve çok daha yüksek bir sesle tartışılacak. Üstelik bu kez, yakınlarını teröre kurban veren Amerikalılar, ülkelerinin dış politikasında çok daha aktif roller üstlenmek için harekete geçecekler. Amerikan yönetimi de, uluslararası kamuoyunun gözleri önünde büyük yara alan onurunu kurtarabilmek için, bütün dış politikasını, kendi koyacağı ve herkesin benimsemesini isteyeceği temel esaslara göre yeniden belirleyecek. Bu temel esaslar arasında, bütün dünyada terörün engellenmesi ve görüldüğü yerde cezalandırılması da yer alacak. Bu durum, Türkiye'nin tezini güçlendireceği için en fazla Ankara'nın işine yarayacak ve büyük ihtimalle, çeşitli Avrupa kentlerini kendilerine mesken tutan örgüt mensupları, artık eskisi kadar rahat olamayacak. MATRIX’E GEÇİT YOK!Saldırının hemen arkasından, Batılı gazetelerde yer alan küçük bir
haber dikkatlerden kaçtı. Haberde, dünyanın en büyük internet servis saÄŸlayıcılarından biri olan America Online (AOL)'un, son bir haftada, baÅŸta e-mail olmak üzere internet aracılığıyla gerçekleÅŸen her türlü haberleÅŸmeyi FBI'a teslim ettiÄŸi bildiriliyordu. Mail’lerin ve chat’lerin deÅŸifresinden sonra, muhtemelen önemli ipuçlarına gidilebilecek. Ä°stihbarat birimleri, internetin ‘‘terörist amaçlarla kullanıldığını’’ tesbit ederse, haberleÅŸme özgürlüğü geri dönülemez bir biçimde bir kenara itilecek. Ayrıca, haberleÅŸme özgürlüğünün, hangi sınırlar dahilinde temel özgürlükler alanına girdiÄŸi de yeniden tartışılıp tanımlanacak. Â
button