Suriye artık 'düşman' ülke

Güncelleme Tarihi:

Suriye artık düşman ülke
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2012 14:23

Suriye’nin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait keşif uçağını düşürmesi üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beklenen açıklamasını yaptı.

Haberin Devamı

Başbakan’ın ana mesajı, Suriye’ye yönelik askeri angajman kurallarının değiştiği oldu.
Peki bu ne anlama geliyor?

İşin özeti şu; Suriye şimdiye kadar Türkiye açısından “iyi niyetli, dost ülke” olarak görülüyordu. Oysa artık Suriye, Türkiye açısından “ulusal tehdit”, yani “düşman” ülke konumunda.

Başbakan’ın Ak Parti grubundaki konuşmasının ardından, NATO’da da görev yapmış Emekli Tuğgeneral Ali Er’le konuştum.

/images/100/0x0/55eadbf4f018fbb8f89b4183

Er, önce angajman kurallarının ne anlama geldiğini anlattı;

“Bu kurallar, her ülkenin kendi ordusu için belirlediği, hangi harekete karşı, nasıl karşılık verileceğine ilişkin çok detaylı, aşamalı askeri kurallar bütünüdür. Yazılı kurallardır. Askeri yetkililere, ‘şu olayın karşısında, şöyle davranacaksın” talimatlarını içerir...”

Türkiye, Suriye’ye yönelik işte bu askeri kuralları değiştirdi. Peki değişiklik ne yönde oldu?
Emekli Tuğgeneral Er bunu da şöyle açıklıyor;

“Başbakan’ın konuşması pek çok askeri terminoloji içeren bir konuşmaydı. Başbakan açıkça, Suriye’nin artık Türkiye tarafından tehdit olarak algılandığını vurguladı” dedi ve bunu şöyle açıkladı;

“Suriye bugüne kadar komşu, iyi niyetli ülke konumundaydı Türkiye açısından. Ancak artık siyasi açıdan tehdit ülke konumuna getirildi. Başbakan bir düşman tanımlaması yaptı”

Peki, Başbakan’ın sözlerinde yer alan, “Türkiye bundan böyle sınırında yaklaşan Suriye’ye ait tüm askeri unsurları tehdit olarak algılayacak?” sözünden ne anlamalıyız.

İşte Er’in yanıtı;
“Angajman kuralları belirlenirken, uluslararası hukuk ve savaş hukuku esas alınır. Angajman kurallarını masa başında harekat subaylarından çok, uluslararası hukukçular, askeri hukukçular belirler. Her ülkenin, karşılaşabileceği her şarta karşı detaylı angajman kurulları vardır. Mesela hava araçları söz konusu olduğunda, uluslararası teamüllere göre, bir ihlal anında bu aracın pilotu uyarılır. Eğer olumlu yanıt alınmazsa, araç inişe zorlanır. Üçüncü aşama, güç kullanımıdır. Ancak güç kullanımı doğrudan aracın vurulması anlamına gelmez. Bu da aşama aşamadır. İkaz atışı yapılır. İkaz atışı, hedef gözetmeksizin, yani aracı sadece uyarmak, vurma amacı taşımayan atıştır. Mesela uçaksavar mermisi, belli mesafede havada patlar. Bu, ihlali yapan aracın pilotuna bir uyarıdır...”

İşin özeti şu; Başbakan Erdoğan, siyasi bir kararla artık Suriye’yi “dost ülkeden”, “düşman/tehdit ülke” konumuna getirmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de buna göre hareket etme talimatı ve yetkisi vermiştir. Yani, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait uçak, gemi ya da karasal unsurlar, Suriyeli askeri unsurlarıyla karşılaştıklarında, öncelikle bunların “tehdit” olduğunu düşünerek hareket edecekler. Angajman kuralları, yani hangi harekete nasıl mukabele edileceği de, “tehdit” değerlendirmesi çerçevesinde belirlenecek.

Ali Er, buna örnek de verdi; “Mesela Akdeniz’de bir Türk gemisi ile Suriye gemisinin karşılaştığını düşünün. Türk gemisi, Suriye gemisini öncelikle ‘tehdit’ olarak algılayıp, buna göre önlem alacak. Düşmanca en ufak bir tavır halinde ise, tehdit unsurlarına karşı uygulanan angajman kurallarının gereğini yapacak”

Haberin Devamı

SURİYE TARAFINDAN DÜŞÜRÜLEN TÜRK ASKERİ UÇAĞINI ARAMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR / Foto Galeri

EMEKLİ GENERAL ER: “BAŞBAKAN, ARTIK SURİYE MUHALEFETİNE SİLAH SEVKİYATININ DA ÖNÜNÜ AÇTI”

Emekli Tuğgeneral Ali Er, Başbakan’ın yaptığı bu açıklamanın başka siyasi sonuçları olacağına da dikkat çekti;

“Başbakan bu açıklaması ile, şu ana kadar eleştirildiği, kendi Suriye politikasını da gerekçelendirmiş oldu. Şöyle ki, Suriye yönetimi artık tehdit olarak görüldüğü için, bunu devirmek için mücadele eden muhalefeti desteklemenin, hatta askeri destek vermenin de önü açıldı. Artık sadece insani yardım değil, silah yardımı yapılmasının da önü açıldı...”

“EĞER GERÇEKTEN UÇAK ULUSLARARASI SULARDA VURULMASAYDI, NATO TOPLANMAZDI”

NATO’da görev yapan Emekli general Er, Türkiye’nin çağrısıyla toplanan NATO Konseyi toplantısını değerlendirirken de önemli bir ayrıntıya dikkat çekti;
NATO hava sahasında yapılan her uçuş, NATO tarafından da adım adım takip edilir. NATO içinde görev yapan Combined Air and Space Operation Center (CAOC), NATO hava sahasındaki tüm hava hareketlerini takip etme kabiliyetine sahiptir. Bu sistem, benim de NATO’da görev yaptığım dönemde 1999’da kuruldu. Yani, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı şekilde, tüm sinyalleri, yani IFF sinyalleri açık bir askeri uçak, yani bizim düşürülen uçağımız, NATO hava sahasında sürekli CAOC tarafından da takip edilir. Türkiye, uçağının Suriye’den 13 mil açıkta, yani Suriye hava sahası dışında düşürüldüğünü açıkladı ve NATO’yu bu gerekçeyle toplantıya çağırdı. Eğer durum böyle olmasaydı, ki NATO CAOC aracılığıyla bunu takip etme yeteneğine sahip, o toplantı yapılmazdı.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!