Suç işlemeden örgüte sızılmaz
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2012 00:00
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, MİT mensuplarının ifadeye çağrılması ve soruşturmayı yürüten savcının görevden el çektirilmesiyle ilgili, “Terörün içine sızmış kişileri terörle işbirliği yapmış olarak görmek kadar büyük yorum hatası olamaz” dedi.
Kanal 7’de yayımlanan Başkent Kulisi programında konuşan Bozdağ, örgüt üyeliği suçunu işlemeden örgütün içine girilmesinin mümkün olmadığını da belirterek, şunları söyledi:
Bedelini hayatlarıyla ödüyorlar
Milli İstihbarat’ın terör örgütü içine sızmalarına baktığınızda, sızmanın suç işlemeden yapılma imkânı yok. Bu çok tehlikeli bir görev. Deşifre olduğu zaman hayatıyla ödemesi gereken bir bedel var ortada. Oraya girdiğiniz zaman o faaliyetlerin içinde olduğunuz zaman karşıdakilerin güvenini kazanmak için de bazı şeyler yapması gerekir. Onun için MİT Kanunu’nda deniyor ki: Bunların görevi sırasında yaptıkları birtakım eylemler olursa, onu da Başbakan’ın iznine bağlıyor.
Soruşturma yaparken MİT mensubu birisi çıktı, sorman gereken yerler var. Eğer MİT mensubuysa soruşturmada ona göre bir usul takip edilmesi lazım ama burada, soruşturmanın seyrine baktığınızda böyle bir ayrıma gidilmediği görülüyor. Burada öyle gözüküyor ki yorum farkından, yanlış yorumdan kaynaklanan sonuçlar ortaya çıkıyor. Terörün içine sızmış kişileri terörle işbirliği yapmış olarak görmek kadar bir büyük yorum hatası olamaz. Bu soruşturma kapsamında yapılan usul hataları, KCK kapsamında, belki de PKK’nın da içerisinde pek çok istihbarat görevlisinin deşifre olması sonucunu maalesef doğurdu. Bu yanlışlar karşısında kimse seyirci kalmaz.
Bir de 26. madde var
Yasama organı bir madde çıkarmış, niçin çıkarmış amacı da belli. Ama uygulayıcılar sizin hiç murat etmediğiniz şekil ve yöntemde o yasayı yorumluyor ve uyguluyorlarsa o zaman yasama organı da der ki ‘benim maksadım bu değil’, o zaman yasama organı neden yanlış yorumladıklarına bakarak, yanlış yorumu ortadan kaldıracak bir yasal düzenleme yapabilir. CMK 250 ‘Terör suçu varsa savcı, makam mevki bakmadan doğrudan harekete geçer’ diyor. Buradan baktığınızda hiçbir sorun yok ama bir de MİT Kanunu’nun 26. maddesi var. ‘MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan ötürü hakkında cezai takibat yapılması başbakanın iznine bağlıdır’ diyor. İki tane kanun var. Öbürünü okuduğunda doğru, bunu okuduğunda bu da doğru. O zaman burada özel kanun, genel kanun uygulamasına bakılır.
Bedelini hayatlarıyla ödüyorlar
Milli İstihbarat’ın terör örgütü içine sızmalarına baktığınızda, sızmanın suç işlemeden yapılma imkânı yok. Bu çok tehlikeli bir görev. Deşifre olduğu zaman hayatıyla ödemesi gereken bir bedel var ortada. Oraya girdiğiniz zaman o faaliyetlerin içinde olduğunuz zaman karşıdakilerin güvenini kazanmak için de bazı şeyler yapması gerekir. Onun için MİT Kanunu’nda deniyor ki: Bunların görevi sırasında yaptıkları birtakım eylemler olursa, onu da Başbakan’ın iznine bağlıyor.
Soruşturma yaparken MİT mensubu birisi çıktı, sorman gereken yerler var. Eğer MİT mensubuysa soruşturmada ona göre bir usul takip edilmesi lazım ama burada, soruşturmanın seyrine baktığınızda böyle bir ayrıma gidilmediği görülüyor. Burada öyle gözüküyor ki yorum farkından, yanlış yorumdan kaynaklanan sonuçlar ortaya çıkıyor. Terörün içine sızmış kişileri terörle işbirliği yapmış olarak görmek kadar bir büyük yorum hatası olamaz. Bu soruşturma kapsamında yapılan usul hataları, KCK kapsamında, belki de PKK’nın da içerisinde pek çok istihbarat görevlisinin deşifre olması sonucunu maalesef doğurdu. Bu yanlışlar karşısında kimse seyirci kalmaz.
Bir de 26. madde var
Yasama organı bir madde çıkarmış, niçin çıkarmış amacı da belli. Ama uygulayıcılar sizin hiç murat etmediğiniz şekil ve yöntemde o yasayı yorumluyor ve uyguluyorlarsa o zaman yasama organı da der ki ‘benim maksadım bu değil’, o zaman yasama organı neden yanlış yorumladıklarına bakarak, yanlış yorumu ortadan kaldıracak bir yasal düzenleme yapabilir. CMK 250 ‘Terör suçu varsa savcı, makam mevki bakmadan doğrudan harekete geçer’ diyor. Buradan baktığınızda hiçbir sorun yok ama bir de MİT Kanunu’nun 26. maddesi var. ‘MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan ötürü hakkında cezai takibat yapılması başbakanın iznine bağlıdır’ diyor. İki tane kanun var. Öbürünü okuduğunda doğru, bunu okuduğunda bu da doğru. O zaman burada özel kanun, genel kanun uygulamasına bakılır.