Bak sevgili kardeşim bu yazıyı iyi oku

Güncelleme Tarihi:

Bak sevgili kardeşim bu yazıyı iyi oku
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2011 13:01

Haberin Devamı

Sevgili Elif Çakır’ın teknede kutladığımız doğum gününü, bu defa Nursel Tozkoparan için Orman Evi’ne taşıdık.
Kemer Country’de yeşillikler içinde dostluklarla büyüyen bir gündü… 
Nice yıllar olsun size…
Bravo Elif, sağol Nursel…
Geceye Washington’dan gelen Amerikalı bir misafirimle gittim.
İçten gelen şarkıları, kalpten gelen güfteleri, ruhumuzdan yükselen şiirleri görünce gecenin sonuna doğru misafirim ne dedi biliyor musunuz?
“Bu nasıl güzel bir sıcaklık. Bu ne kadar sahici bir dostluk. Dünyayı gezdim. Böylesini görmedim.”
Değerli üstat İskender Pala’nın okuduğu birbirinden güzel şiirleri çevirmek mümkün olmadı  tabii.
Ama bazen ses sözü anlatır ya…
Onu da hissettik hep birlikte.
Sevgili Adnan Çoban’ın muhteşem yorumu ve sesi, Eda Karaytuğ’un içimize işleyen söyleyişi, Hakan Tosun’un türküleri  unutulur mu?
Fehmi Koru’nun her zaman dürüstçe sürdürdüğü arkadaşlığı unutulur mu?

HAKSIZLIK

Elif’in doğum gününden sonra yapılan eleştirileri biliyorsunuz.
Bugüne kadar 28 Şubat süreciyle ilgili bana atılan çamurları, yakıştırmaları ciddiye almadım.
Polemiğe girmek istemedim.
Ama başörtülü diye iki arkadaşıma saldırma gerekçesi yapılınca dayanamadım.
Bak sevgili arkadaşım. İşte ilan ediyorum.
Bu sözüm sana…
25 yıllık gazetecilik hayatımda;
Yalnız 28 Şubat değil, mesleğimin her anında gazetecilik dışında yasa dışı bir işim olmadı.
Demokrasi dışı hiçbir organizasyonda olmadım.
O günleri Ankara’da yaşayanlar bilir. Çünkü zaten her şey apaçık ortada oluyordu.
Yani gizli saklı bir şey yoktu. Patronlardan yargı dünyasına kadar Genelkurmay karargahında verilen açık brifingler herkesin gözü önündeydi.
Ve diyorum ki;
Eğer elinde bu söylediklerim dışında bir belge varsa koy ortaya.
Ama dikkat et “o bunu dedi, bu şunu söyledi” gibi bir dedikodu olmasın.
Dikkat et diyorum çünkü, Elif ve Nursel’in doğum günü için benim üzerimden onlara saldıranların çamurlarını ortaya çıkartmak amacıyla bundan sonra mahkemeye gideceğim.
“O darbeci” ifadesinin hesabını adalette arayacağım.
Bak sevgili arkadaşım, o haberleri niye geçtin diye soran kişiye diyorum ki; hayatında bir tek gün haber yarışına girdin mi?
Bir haberin peşinde meşakkat çektin mi?
Bir gazetenin Ankara Temsilciliği ne demektir? Görevi ne demektir bilir misin?
Türkiye’nin en karışık anında, o gerilimin dekorunda o haberleri geçmeyip atlayan gazete temsilcisini ne yaparlar bilir misin?
Ben muhabirlikten, genel yayın yönetmeliğine kadar bu mesleğin her kademesinde 24 saat habercilik yaptım.
Bugün aralarında genel yayın yönetmenleri, Ankara temsilcisi, yazarlar bulunan birçok genç gazetecinin önünü açtım, yetişmesini sağladım.
Bak bugün Leyla Zana’nın da, Merve Kavakçı’nın da Meclis’ten polis zoruyla çıkarılmasının yanlış olduğunu buna karşı tavır almamış olmanın da hata olduğunu açıkça söylüyorum.
Ama sen mesela oradan Nail Keçili gibi birisinin o doğum gününde ne işi olduğunu soruyorsun.
Kendini hem savcı hem yargıç ilan edip Nail Keçili’nin geçmişinde hata ve suç ayıklıyorsun.
Bilir misin ki Nail Keçili bu ülkede değer ve marka yaratmış önemli birisidir.
Bilir misin ki Nail Keçili çektiği acılar yüzünden şeker hastası olmuştur.
Hayatın öyle keskin bir terbiyesi var ki, o dersi alanların ruhunda evliyalar dolaşır.
İşte bu yüzden diyorum ki boş lafla, dedikoduyla kalp kırıp hırpalama.
Bak sevgili sol.org yazarı arkadaşım.
Sen daha doğmadan önce biz, sol yumruğumuz havada;
Kampüste jandarma copunun altında okuyorduk.
Senin bu heyecanını anlıyorum.
Çünkü ben de yaşadım.
1 Mayıs günü sokağa çıkma yasağına karşı sokağa çıktığımız için tutuklandığımızda;
Sen daha Taksim Meydanı’nın yolunu bilmiyordun…
Bu yüzden anlıyorum seni ama saldırmadan önce dinle.
Yumurta atmadan önce sözün önemini kavra.
Başarılı olmak suç değildir.
Elif ve Nursel’le olan dostluğuma gelince;
Elif’in adı gibi tertemiz kalbi; Nursel’in sıcak dostluğu benim için çok önemlidir.
Ben yaşadıklarımdan ve hayatımdan çok dersler çıkarttım. Biz kusursuz bir ülkenin evlatları değiliz. Herkesin geçmişinde hatalar, yanlışlar olabilir.
İnsanın bireysel tarihini sorgulaması önemlidir. Sana da tavsiye ederim.
Buna niye kızıyorsun?
Türk’üyle, Kürt’üyle, Ermeni’siyle, Alevi’si, Sünni’si, dindarıyla, başı örtülüsü ya da örtüsüzüyle bir arada yaşamayı öğrenmeye çalıştığımız, bunu sağlamak için birbirimizi anlamaya çalıştığımız, dersler çıkarttığımız bir dönemde;
Bu öfke ve saldırganlıkla nereye gideceğiz.
Ben diyorum ki;
Kavga, kıskançlık ve intikam değil;
Sevgi ve saygı kazanacak.
Sevgili Elif ve Nursel;
Nice yıllara…

Haberin Devamı

fcekirge@hurriyet.com.tr

 


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!