ÖSYM Başkanı'ndan açıklamalar

Güncelleme Tarihi:

ÖSYM Başkanından açıklamalar
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2011 14:45

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, YGS’de “şifreleme” iddialarına ilişkin medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle Ankara Rixos Otel’de bir araya geldi.

Haberin Devamı

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı  Prof. Dr. Ali Demir, 27 Mart'ta YGS'ye giren 1 milyon 700 bin adaydan 1 milyon  400 binini cevap kağıtlarının okunduğunu ve geçen yıl düzenlenen YGS sonuçları  ile karşılaştırıldığını belirterek, hiçbir olumsuzluğun söz konusu olmadığını  bildirdi. Demir, YGS'nin iptal edilmesini gerektirecek bir durum olmadığını  kaydetti.

Demir, basın kuruluşlarının Ankara Temsilciler ile Rixos Otel'de bir  araya geldi. Toplantıda ÖSYM'nin yapısına ve çalışmalarına ilişkin bilgi veren  Demir, sınavların nasıl gerçekleştirildiğini anlattı. Güvenlik önlemleri  açısından getirilen yeni uygulamaları aktaran Demir, bu uygulamalar kopya  çekmelerin sona erdiğini belirtti.

YGS'nin 27 Marta yapıldığını anımsatan Demir, bu tarihten 20 gün önce  matbaada “kapalı döneme” girildiğini ve bu dönemde teknolojik yönden tüm  güvenlik önlemlerinin alındığını söyledi. Görev geldiklerinde güvenlik yönünden  alınan önlemleri tek tek anlatan Demir, soru hazırlama birimini “kırmızı bölge”  ilan ettiklerini ve buraya kendisinin dahi cep telefonuyla giremediğini söyledi.  Matbaada soruların basıldığı sırada içeriden dışarıya ve dışardan içeriye sızma  olmaması için 100'e yakın sinyal karıştırıcının çalıştırıldığını ifade eden  Demir, kablosuz iletişimin yok edildiğini, tüm giriş çıkışların kameralarla kayıt  altına alındığını, içeriden dışarıya çöplerin bile çıkartılmadığını, içeriye  yiyecek ve içeceklerin güvenlik kontrollerinden geçirildikten sonra alındığını,  bu ortama girme çıkma yetkisinin sadece ÖSYM başkanına ait olduğunu anlattı.

Haberin Devamı

Demir, sınava giren adaylardan 1 milyon 400 bininin cevap kağıtlarının  okunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Adayların cevap kağıtlarını değerlendirdik. Okuduğumuz kağıtları bu  adayların sonuçlarını 2010 YGS ile mukayese ettik. Olağan dışı hiçbir oluşum söz  konusu değil. Matematik soruları geçen seneden daha zor. Test genelde geçen  seneden daha zor. Bundan mutluyuz. Çünkü ÖSYM çok nitelikli sınavlar  gerçekleştiriyor. Şunu çok rahat bir şekilde söylüyorum; olağandışı hiçbir durum  söz konusu değil. Bir grubu, bir kişiyi öne çıkarıcı hiçbir sonuç görülmüyor.  Sınavın iptalini gerektirecek hiçbir durum söz konusu değil. Hem soru  kitapçıklarını tüm kamuoyuna açarak gösterdiğimiz hem de hem de gerçekten  gösterdiğimiz tam şeffaflık dolayısıyla tüm başarı sırasını birinciden 1 milyon  700 bininciye kadar kullandıkları soru kitapçıklarının numaralarını liste halinde  sonuçları açıkladıktan sonra vereceğiz. Aday, kendi soru kitapçık numarasını  artık öğrendi, öğrenebilir. Bu listeye baktığında kaçıncı olduğunu kendisi  öğrenebilir.

Haberin Devamı

Kamuoyu, herhangi bir arkadaşımın, birincinin, ikincinin, beşincinin,  onuncunun kitapçığının hangisi olduğunu görebilir. Böylece o kitapta basına  verilen nüshada olduğu gibi bir oluşumun olmadığı tespit edilebilir.”

Demir, YGS'den sonra matbaadaki kapalı dönem sona ereceği için matbaadan  basına verilecek bir kopya istendiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde  bulundu:

“Matbaada çalışan arkadaşları basına verilecek bir soru kitapçığı  hazırlamalarını söyledik. bu talimat üzerine matbaada çalışan arkadaşlar bazsına  verdiğimiz soru kitapçığını düzenlemişler. bu soru kitapçığı master soru  kitapçığı değil, adaylara verilen soru kitapçığı değil. Gereksiz bir şekilde, bir  miktar acemilikle doğru cevap seçeneğini yerinde tutarak yanlışları karıştırarak  masterdan türetilmiş yeni bir soru kitapçığını biz basına verdik, internet  sayfamıza koyduk ve tüm kamuoyunun bunu incelemesine izin verdik. böyle bir soru  kitapçığı bizim öngöremediğimiz sonuçlar oluşturdu. Bu gerçekten bizim  öngöremediğimiz bir sonuçtu. kontrolümüzün dışında gerçekleşen bir sonuçtu. Ama  şundan emindik; bu soru kitapçığı hiçbir adaya verilmemiştir o nedenle kamuoyunu  tatmin etmek adına tüm soru kitapçıklarını, soru kitapçık numaralarıyla  ilişkilendirilecek biçimde internet sayfamıza koyduk. Bugün itibariyle 530 bin  kitapçığı bitirmiş durumdayız.”

Haberin Devamı

ÖSYM Başkanı Ali Demir, YGS'de “şifre”  iddialarına ilişkin, “Danıştayın YGS'yi iptal etmesi halinde buna saygı  duyacağız ve sınavı en kısa sürede yapacağız” dedi.

ÖSYM Başkanı Demir, Rixos Otel'de Ankara temsilcileri için düzenlediği  basın toplantısının ardından soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin “sınavın iptal edilip edilmeyeceği” yönündeki sorusu  üzerine Demir, “Sınavın iptalini gerektirecek hiçbir olgu söz konusu değildir”  yanıtını verdi.

“Yaşanan olaylardan ötürü öğrencilerin psikolojilerini nasıl  düzelteceksiniz” sorusuna Demir, bu toplantıdan sonra tüm adaylara bu süreci  özetleyen çok net bir mektup yazacağını söyledi. Demir, “Bu süreci anlatan ve  onlardan 18 Hazirana odaklanmalarını isteyen bir mektup yazacağım. Şunu tekrar  söylüyorum, 1 milyon 400 bin aday 2010'daki aday sayısıyla aynı. Mukayese  ettiğinde hiçbir adayı öne çıkaran olgu söz konusu değil. Şunu net bir şekilde  söyleyebilirim, tam yapan adayların kitapçıklarına baktığımızda da herhangi bir  şüpheye mahal verecek hiçbir şey yok. Dolayısıyla adayların 18 Hazirana  odaklanması gerekir” diye konuştu.

Haberin Devamı

Kuşkunun sonu olmadığını belirten Demir, her şeyden kuşku  duyulabileceğini söyledi. Demir, kamuoyunun güvene ihtiyacı olduğunu, ÖSYM'nin de  bu güveni hak ettiğini, bu güveni tesis ettiğini, kimsenin endişeye kapılmasına  gerek olmadığını vurguladı.

Demir, “Danıştayın YGS'yi iptal etmesi halinde buna saygı duyacağız ve  sınavı en kısa sürede yapacağız” dedi.

Demir, bir soru üzerine, “Biz de 20 yıllık alışkanlığı devam ettirip 4  soru kitapçığı ya da 10 soru kitapçığı yapabilirdik, çok kolaydı. Ama çağın bir  imkanı var, bir gerekliliği var ve beni derinden rahatsız eden toplu kopya  raporları var. Buna nasıl müsaade ederdim. Siz de okudunuz mahkeme  iddianamelerini, çocuk tuvalete gidiyor, hangi soru kitapçığını aldığını  söylüyor. Yarım saat sonra bir daha gidiyor tuvalete, cevap anahtarı geliyor.  Buna nasıl vicdanınız müsaade eder. Bunu engellemenin tek yolu dijital baskıdır,  adaya özgü soru kitapçığıdır. Bunu yapmak zorundaydık, yaptık” dedi.

Haberin Devamı

Demir, 2010 yılında 14 sınav yaptıklarını belirterek, 36 yıldır  başarılamayan bir şeyi başararak ÖSYM yasasını çıkardıklarını söyledi. Bunun  kurum adına inanılmaz bir kazanç olduğunu belirten Demir, yasada, kopya  çekilmesine sebep olan kurum içerisindeki bir kişinin 8 yıl hapsinin  öngörüldüğünü anımsattı.

Demir, “Bu yasayı biz oluşturduk, bu ceza hükümlerini biz oluşturduk.  Bütün bunları oluşturduktan sonra kalkıp şifre denilen o basit şeyi nasıl  oluşturabilirdik, nasıl verebilirdik, nasıl bir mantık bu?” dedi.

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)  Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, “Hedefimiz matbaa kurmak yerine, sınavları  elektronik ortama dönüştürmek. Bu konuda ciddi anlamda çalışıyoruz. Çok büyük  projeler üzerinde düşünüyoruz. Kısmen başladık” dedi.

ÖSYM Başkanı Demir, Rixos Otel'de Ankara temsilcileri için düzenlediği  basın toplantısının ardından soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin “METEKSAN ile çalışmanızın sebebi ne? Kendi mutfağınızı  kuracak mısınız” sorusu üzerine Demir, ÖSYM'nin 36 yıldır METEKSAN ile  çalıştığını söyledi.

METEKSAN'ın çok ciddi bir bilgi birikiminin, deneyiminin olduğunu  vurgulayan Demir, “Göreve geldiğimiz gün dedik ki biz dijital baskıya geçeceğiz.  Bize güvendiler ve çok boyutlu bu yatırımı yaptılar. Türkiye'de ilktir. 20 günde  1 milyon 700 bin adayın kitabının baskısını düşünün. Bu çok büyük bir yatırım”  dedi.

Yasayla gerçekleştirmeye çalışsalar da satın almaların, devlet süreci  içinde son derece yavaş olduğunu söyleyen Demir, “O nedenle kendi matbaamızı  kursak bile işletme konusunda endişeliyiz. Bu nedenle bizim hedefimiz matbaa  kurmak yerine, sınavları elektronik ortama dönüştürmek. Bu konuda ciddi anlamda  çalışıyoruz. Çok büyük projeler üzerinde düşünüyoruz. Kısmen başladık. Hedefimiz  elektronik ortamda Türkiye'de sınavları gerçekleştirmek” diye konuştu.

Demir, 1 milyon 700 bin adayın kitabının basılması, Ankara'dan bunların  Van'a, Ağrı'ya, Edirne'ye sevk edilmesi, geri toplanmasının gerçekten kendisinin  hoşuna giden bir şey olmadığını ifade ederek, “Ya biz bunları yerel basacağız,  gazetelerde olduğu gibi ya da doğrudan elektronik ortama geçeceğiz. Şu anda  ÖSYM'nin önündeki iki büyük proje bu. Ya adım adım bunları gerçekleştireceğiz ya  da belki tek adımda elektronik sınava geçeceğiz” dedi.
       
“KIZIMIN İKİNCİ SINAVA HAZIRLANMASI KONUSUNDA HİÇBİR ENDİŞE DUYMAZDIM”
       
Bir gazetecinin “İkinci sınavda daha gelişmiş yöntem kullanacağınızı  söylediniz. Bir tane bile basına dağıtılan kopyadan adaylara gittiği ortaya  çıkarsa bunun altından bu sistem nasıl kalkacak” sözü üzerine Demir,  “Yapmayacağımız hatalardan bir tanesi basına böyle bir garip kitapçığı dağıtmak  olacak. Yanlış seçeneklerin dağıtılması konusunda daha titiz, daha rastgele  davranacağız” diye konuştu.

Geçtiğimiz yıllarda bakıldığında cevap kağıtlarında belirli desenlerin  görüldüğünü anlatan Demir, “Bu istediğimiz bir şey değil. Ama aday açısında  değişen bir şey yok. Master kitapçık sadece kapalı dönemde hazırlanmıştır”  dedi.

Demir, bir gazetecinin “Sizin 'acemilik olabilir, yanlışlar vardır'  sözleriniz beni daha çok kuşkuya götürdü. Bu kadar büyük sorun varken, sizin  seçtiğiniz kelimelerde birazcık daha duyarlı olmanız gerekmez mi”  değerlendirmesi üzerine, “Teşekkürler, bu uyarınız için” dedi.

Adaya özgü soru kitapçığı konusunda önceden alan çalışması yaptıklarını  anlatan Demir, “Farklı illerde, 2 bin aday üzerinde buna benzer sınavları  gerçekleştirdik. Düzgün dizilmiş rastgele dizilmiş, bölümler değiştirilmemiş,  aynı sınıfa 4 farklı soru kitapçığı verdik. Sonuçları eğitim bilimciler analiz  etti. Herhangi bir avantaj, dezavantaj oluşturmadığını raporladılar. STS'yi  gerçekleştirdik 800 aday üzerinde hiçbir sorun tespit edilmedi, ÜDS'yi  gerçekleştirdik bu çalışma üzerinde hiçbir sorun yaşamadık. Böyle bir sistemi ilk  defa kullanıyoruz. Yaptığımız deneme sınavında sıralamanın olması veya olmaması,  küçükten büyüğe, büyükten küçüğe olması, rastgele dağılması konusunda herhangi  bir aday, bir soru kitapçığı öne çıkmadı” diye konuştu.

“Kendi çocuğunuz bu sınava girmiş olsa, bu sınavdan sonra bu açıklamayı  yapan başka birisi olsa, siz bu açıklamalardan tatmin olur muydunuz” sorusu  üzerine Demir, “Benim küçük kızım geçen sene sınava girdi. Dolayısıyla ben, bir  veli olarak bir sene süreyle ne çektiğimi biliyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum.  Kızım gayret edip, uğraşıp, didinip bir okula oturduğunda yanındaki arkadaşının  babasının parasıyla mı oraya geldiği konusunda endişe ederse Türkiye'deki sosyal  barış, ciddi anlamda zedelenir diye düşünürüm. Hiç bir kuşkum yok. Tüm adaylara  net bir şekilde söylüyorum uygulanan sınavda adayların herhangi birini öne  geçirecek hiçbir olgu söz konusu değildir. O nedenle çok rahat bir şekilde  kızımın ikinci sınava hazırlanması konusunda hiçbir endişe duymazdım. Bütün  cesareti verirdim ve onu sakinleştirirdim” dedi.
       
 “SİZLERDEN DESTEK BEKLİYORUZ”

“İstenilen adaya istenilen soru kitapçığının gönderilmesi” kaygılarını,  anlamanın mümkün olmadığını ifade eden Demir, tüm bunlar bir düzen içerisinde  gerçekleştirildiği için ve her zamanki gibi şeffaflık ilkesine uyulduğu için  “kişiye özel muamele”nin söz konusu olmadığını vurguladı.

Bugünden sonra yeni bir kapalı dönem başlayacağı için Cumartesi günü  yapılacak Adli Yargı Sınavı'na kadar internet sitesinde kitapçıkların  yayımlanmasına ara vereceklerini ifade eden Demir, o sınavdan sonra verileri  internete yerleştireceklerini söyledi.

Demir, “Rastgele biçimde doğru cevabın yerini değiştirirken, yanlış  seçeneklerin yerinin tespiti konusunda da yine rastgeleliği sağlayacak bir  yazılım geliştirdik. Bu yazılımı da sadece kapalı dönemde çalışan bilgisayar  mühendisi arkadaşlar gerçekleştirir. Oradaki hedefimiz tamamen diğer seçeneklerin  de rastgele bir şekilde yerleşmesi noktasındaydı. Ancak bu konuda bir, özellikle  yanlış cevapların rastgele yerleşmesi konusunda bir eksiklik oluşmuş ama bunun  hiçbir adaya avantaj veya dezavantaj sağladığını düşünmüyoruz” diye konuştu.

Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturmaya değinen Demir, “Bizim  gizlediğimiz, sakladığımız hiçbir olay söz konusu değildir. YGS, Türkiye'nin  geometrisin, fiziğini, kimyasını belirleyen bir sınavdır. 1 milyon 700 bin aday  büyük bir heyecan içerisinde, bu arkadaşlar 18 Haziran'da ikinci aşama sınavına  girecekler. Bu genç arkadaşların huzurunu bozacak, onları rahatsız edecek  oluşumlardan hep birlikte kaçınmalıyız. Dolayısıyla bu konuda sizlerden destek  bekliyoruz” dedi.

Demir, bundan sonra yapılacak sınavlara ilişkin bilgi vererek, işe  odaklanmak zorunda olduklarını ifade etti. Demir, YGS sonuçlarının en kısa  zamanda açıklayacaklarını söyledi.
 
Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı  Prof. Dr. Ali Demir, 27 Martta yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)  sonuçlarının beklenenden daha kısa sürede açıklayacaklarını bildirdi.

Şifre iddiaları konusunda “arkadaşlarına talimat verdiğini” söyleyen  Demir, “(Hangi kitapçıkta buna benzer bir oluşum var bulun) dedim. Bulamadılar  henüz, bulamazlar da” dedi.

Demir, YGS 'deki şifre iddialarıyla ilgili, basın kuruluşlarının Ankara  temsilcileriyle Rixos Otel'de biraraya gelerek, gazetecilerin sorularını  yanıtladı.

“Kapalı dönem”de soruların hazırlandığını belirten Demir, “Ben ilk  defa soruları kapalı dönemde okudum. Karşıma bir soru çıktı. 'Bu ne biçim soru.  Bu kadar basit soru mu olur?' dedim. Dediler ki, 'Hocam, bu nefes alma sorusu,  biz bunu her zaman uygularız.' Bu 'nefes alma' sorusunu istedikleri yere  yerleştirebilme imkanı veriyor program. Yeri değişmeyen, sıralaması değişmeyen  sorular var. Bu, test tekniğinde herhangi bir olumsuzluk oluşturmuyor” dedi.

Soru üzerine Demir, ÖSYM'nin yaptığı iki ihalenin iptal edildiğini,  bunlardan birinin tarayıcı, diğerinin de hafıza diski iptali olduğunu belirtti.

Eski ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan ile görüşüp görüşmediği sorusu üzerine  Demir, şunları söyledi:

“Ünal Hoca'yı takdir ediyorum. Sanıyorum 18-20 yıldır ÖSYM'deydi.  Danışman olarak başlamış, başkan olarak devam etmiş. Göreve geldiğimin ikinci  haftasında davet ettim, tavsiyelerini aldım, istifade etmek istedim. Daha sonra  tekrar bir vesileyle ziyaret ettim fakat şunu görüyorum; Ünal Hoca bir miktar  kuruma kızgın, kırgın. Çok fazla bilgi verme taraftarı değil. Bu yüzden üçüncü  bir cesaretim olmadı, açık söyleyeyim.”

KPSS ile ilgili soruşturmaya ilişkin soru üzerine Demir, bu konuda  hazırlanan iddianame hakkında kendisine gelen kesinleşmiş bir karar bulunmadığını  kaydetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının KPSS ile ilgili soruşturmasının hala  devam ettiğini anımsatan Demir, “İnanın ben de çok istiyorum bir an önce  bitmesini. Kurumda incelemeye devam ediyorlar. Kapımız sonuna kadar açık, her  türlü desteği veriyoruz. Bir an önce sonuçlanması bizi de rahatlatacaktır”  dedi.

Bir gazetecinin, şifre iddialarıyla ilgili açıklamalarının “kamuoyunu  ikna etmediğini” söylemesi üzerine Demir, “Kamuoyunun tatmin olup olmaması  konusunu biraz da konjonktüre bağlıyorum. Biraz da ciddi anlamda birtakım  oyunları bozduğumuzu düşünüyorum” diye konuştu.

Kendisini en çok “toplu ve ikili kopya girişimlerinin” rahatsız  ettiğini belirten Demir, “adaya özgü soru kitapçığı” uygulamasında bunun mümkün  olmadığını kaydetti. Demir, kopya olaylarının engellenmesi amacıyla ayrıca,  rastgele seçilmiş salonlara kameralar konulduğunu ifade etti.
       
TUNCELİ'DEKİ UNUTULAN SORU KİTAPÇIĞI
         
“Tunceli'de bir okulda bir sınavın soru kitapçığı ile cevap kağıdının  unutulduğu” yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine Demir, şunları kaydetti:

“Bu, her sınav sonrasında yaşadığımız bir gerçek. 27 Martta 210 bin  görevliyle çalıştık. Bunları eğitmek için elimden gelen gayreti sarfettim. 'Cevap  kağıtlarını sayarak toplayacaksınız, soru kitapçıklarını toplayacaksınız, en son  aşamada üç öğrenciyi mutlaka sınavda tutacaksınız' diye defalarca söylüyoruz ama  tüm bunlara rağmen bir gözetmen arkadaş, bir salon başkanı arkadaş işini ihmal  ediyor, soru kitapçığı salonda kalıyor; soru kitapçığı, cevap kağıdı çöp sepetine  atılıyor. Bir gün, iki gün, bir hafta sonra bize gelen soru kitapçıkları, cevap  kağıtları bir gerçektir. Bir ekstrem örnek daha vereyim; bir sonraki sınavın  kutularıyla gelen kitapçıklar da oluyor. Nasıl bir zihniyettir anlamıyorum.  'Benim elimde kaldı ÖSYM'ye gönderiyorum.' Ben bunu kabul etmiyorum ve elektronik  yapmak istiyorum. Başarabilirsem, başka bir organizasyonla sınav yapmak  istiyorum. Çünkü gerçekten takım oyununda tüm ekibin senkronize çalışması  gerekir. 210 bin insanı da bir futbol takımı gibi eğitmeniz biraz zor olur.”

Tunceli'deki unutulan soru kitapçığına nasıl bir uygulama yapılacağı,  kabul edilip edilmeyeceği sorusunu Demir, “Onun gibi birkaç tane daha geldi.  Hayır, işleme koymak mümkün müdür? O sınav iptaldir. Cevap kağıdı orada 3 gün  yatacak sonra bana gelecek ve ben onu değerlendirmeye alacağım, olur mu öyle şey?  Orada kimin hatası olduğunu bilemem ben. Aday neden teslim etmedi? Adayın  görevidir cevap kağıdını teslim etmek. Paketlendiğini kontrol etmek adayın  kendisinin görevidir. Yazılı olarak bu kendisine söyleniyor” şeklinde  yanıtladı.

“Bu yıla kadar optik okuma işlemleri hep ÖSYM personeli tarafından  yapıldı, bu sene METEKSAN personeli tarafından da yapıldı. Dün METEKSAN Genel  Müdürü, bunun kendi kararları olmadığını, idari karar olduğunu ve buna  kendilerinin karışamayacağını söyledi. Neden böyle yapıldı” sorusuna Demir, şu  karşılığı verdi:

“Yok öyle birşey kesinlikle. Cevap kağıtları dört defa okunur, iki defa  boş, iki defa dolu okunur. Boş okumayı ben neden yapayım? Kağıdı basan o,  paketleyen o, boş kağıt... Ben neden okuyayım. O yüzden 'Siz okuyun' dedik.  Üzerine işaret yapılmış kağıdı sadece ve sadece ÖSYM personeli okur. ÖSYM  personeli tek başına okumaz. O salonda, 24 saat orada duran hakem şahitler var,  yani üniversiteden akademisyen arkadaşlar var, bunların raporları var, kapıda  güvenlik güçleri var, 24 saat kamerayla kayıt var. Bir tek adayın, bir tek  sorusunda bir ilave veya eksilme beni rahatsız eder. Bunun için her okuma  sonrasında verileri bir USB'ye kaydederek kasama kilitliyorum, ola ki bir  arkadaşım bir basit hareket yapmasın diye.”

“Türbanlı adaylar sınava alınırken yapılan aramada bir standart yok  mu?” sorusu üzerine Demir, “Güvenlik güçleri değil de salondaki arkadaşlar  başörtülü bir arkadaşın hareketinde bir düzensizlik görürse, kulağında birşey  hissederse kontrol etsin. Bayan polisler kapıda kontrol ediyorlar zaten” dedi.

“METEKSAN Genel Müdürü, sınava giren aday sayısı 1 milyon 700 bin ise  teorik olarak aynı sayıda cevap anahtarı olması gerektiğini söyledi. Siz öyle  olmadığını söylediniz. Bu çelişki neden kaynaklanıyor” sorusunu Demir, şöyle  yanıtladı:

“Her adayın cevap anahtarı farklıdır. Adayın cevap kağıdının altında  onun cevap anahtarını da adaya vereceğiz ki, kendisini kontrol etsin. Hep (a),  hep (b) gibi oluşumların önüne geçmek üzere (n) adet farklı cevap kağıdı  örüntüsü, deseni oluşturuldu. Ancak, bu desen içerisinde seçenekleri değişmeyen  sorular yerleştirildiğinde 1 milyon 700 bin tane farklı cevap kağıdı oluşuyor.  Benim anlatmakta belki zorlandığım nokta buydu. Bir çelişki söz konusu değil. Her  adayın cevap anahtarı kendisine özgüdür. Cevap kağıdının altında bu da kendisine  verilecektir.”
       
"TAMAMEN İŞGÜZARLIK”

“Basına verilen kitapçıkta bir algoritma olduğunu siz de kabul ediyor  musunuz” sorusuna, “Bu bir gerçek” yanıtını veren Demir'e, “Peki bu tamamen  tesadüf mü yoksa birtakım kişiler tarafından şaibe çıksın diye özel olarak mı  hazırlandı ya da bir bilimadamının 'ben bir şifre koyayım, olacak mı' demesiyle  mi çıktı” sorusu yöneltildi. Demir, “Tamamen işgüzarlık. Arkadaşlar bize master  soru kitapçığını vermeliydi, basına vermek üzere. Ama elinde bir karıştırma  imkanı var ya, onu kullanmak istiyor. Ama cevap anahtarını da aynı tutmak  istiyor. Bunu yapınca...” diye konuştu. “Bunu yapan kim?” sorusunu Demir,  “METEKSAN'daki Bilgi İşlem'deki arkadaşımız” diye yanıtladı.

Soru üzerine Demir, sınava giren adaylardan 1 milyon 400 bininin cevap  kağıdının değerlendirildiğini belirterek, sınav sonuçlarını en kısa sürede  açıklayacaklarını bildirdi. Demir, 89 bin salondaki tutanakların tek tek okunması  gerektiğini belirterek, kural dışı uygulama yapıldıysa bunu göz önünde  bulunduracaklarını kaydetti.

Sınavda görme engelliler için yapılan uygulamayı da anlatan Demir, görme  engellilerin “okuyucu-işaretleyici” ve sadece “işaretleyici” olmak üzere iki  şekilde sınava girdiklerini belirtti. Önceki yıllardaki uygulamalara göre bazı  görme engelli adayların “okuyucu”yu beğenmediği için kendisinin okumak  istediğini söyleyen Demir, bu yıl şekilli ve şekilsiz soruların hepsinin  bastırıldığını, “okuyucu”lara da hangi soruları okuyup okumayacaklarının  anlatıldığını kaydetti.

Demir, görme engelliler için bundan sonra hem normal soru kitapçığı hem  de 14 punto soru kitapçığı verileceğini, cevap kağıtlarının da aynı şekilde  olacağını belirtti.

Şifre iddiaları incelemesi için bağımsız bir komisyon oluşturulup  oluşturulmayacağı sorusuna Demir, “Savcılık inceliyor. Bütün verileri verdik.  Başka ne isterlerse de veririz. Ben tekrar söylüyorum, cumartesi günü, gelecek  hafta, öbür hafta sınavım var. Buradan çıkıp arkadaşımı kapalı dönemi başlatmak  üzere matbaaya götüreceğim. Dolayısıyla ben sınavıma odaklanmak durumundayım,  işime odaklanmak durumundayım” yanıtını verdi.
       
"MOD-MEDYAN”

Sınavdan önce öğrenciler arasında “Sınavda Matematik testinde soruların  yanıtları 'medyan' çıkacakmış” yönünde söylentiler çıktığının ve internette  arama motorunda bu kelimelerin, sınava iki gün kala en fazla aranan kelimeler  olduğunun anımsatılması üzerine Demir, “Bu söylentiyi ben de duydum ve sınavdan  sonra, soru hazırlayan arkadaşlara 'mod' ile 'medyan' ile alakalı bir soru var  mıydı? diye sordum. 'Yok' dediler. 'Mod' ile 'medyan' ile ilgili bir soru yok”  dedi.

Gazetecilerin “Medyan bir soru olarak değil bir yöntem olarak  söyleniyor” sözleri üzerine, “Pek çok söylenti, pek çok dedikodu her zaman  duyulabilir. Burada sizlerin biraz kamuoyuna destek vermeniz gerekir, söylentiyle  yola çıkmamanız gerekir” diye konuştu.

Lisans Yerleştirme Sınavları'nda soruların cevap şıklarının rastgele mi  yoksa küçükten büyüğe mi sıralanacağı sorusu üzerine Demir, “Rastlantısallığı  artıracağız, daha dikkatli olacağız” dedi.

“Şifreleme” iddialarından sonra, kitapçıklarda basına verilen  kitapçıktakine benzer oluşumun bulunup bulunmadığını araştırmalarını istediğini  kaydeden Demir, “Biz yapıyoruz o araştırmaları. Arkadaşlarıma talimat verdim,  hangi kitapçıkta buna benzer oluşum var bulun dedim. Bulamadılar henüz,  bulamazlar da.

Demir, soruları hazırlayan ekibin değişmediğini, aynı olduğunu belirti.
  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!