Ahmet Özal'dan şok iddia

Güncelleme Tarihi:

Ahmet Özaldan şok iddia
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2010 11:06

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, "Turgut Özal'a yapılan suikast girişiminin ardında eski MGK Genel Sekreter'i vardı" dedi.

Haberin Devamı

KORKUT ÖZAL'DAN ÇOK ÖNEMLİ AÇIKLAMA (WEB TV)

 

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal da babasına yönelik suikast girişimiyle ilgili Habertürk Gazetesi'nden Tülay Şubatlı'ya şok iddialarda bulundu. Ahmet Özal, babasına 1988’de düzenlenen başarısız suikastın arkasındaki isimlerin çok kısa sürede tespit edildiğini ve bunları kendisine söylediğini anlattı. Özal, “Babam ülke karışmasın diye bu isimleri açıklamadı. Bunlardan biri de MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu‘ydu. Bu isimlerin hepsi Emniyet ve MİT’in arşivlerinde var. Arşivler açılsın” diye konuştu.

 

İşte Ahmet Özal'ın şok iddialarda bulunduğu o röportaj:

Haberin Devamı

Amcanız babanızın ölümünde Ergenekon’u işaret etti. Siz ne düşünüyorsunuz?

Ölümüyle ilgili değil ama eğer arşivler açılırsa babama suikast olayı ile Ergenekon bağlantıları görülecektir. Ölümüyle suikastın birlikte araştırılması gerekir. Çünkü Kartal Demirağ diye bir adam çıkıyor ve 2 sene hapis yiyor, kayboluyor. Babam öldüğü gün Kartal Demirağ gelip dua edip ağladı.

 

‘ZAMANI DEĞİL DEDİ’

Bireysel değildi yani diyorsunuz?

Arkası çok kalabalık bir olaydı. Hatta araştırıldı. Babam bunu açıklamak istemedi. “Bu arşivlerde var. Bunun zamanı değil. Türkiye’nin karışmasını istemiyorum. Benim suikastımdan daha önemli olan Türkiye’dir. Türkiye’nin kalkınması daha önemli dedi.

 

Birtakım isimlere mi ulaştı?

Tabii canım! Ulaştı hepsine. Hatta İsviçre’de para hareketlerine kadar buldular. Kimden nerelere gelmiş.

 

Kimmiş onlar?

Bilmiyorum. Açıklamak istemedi.

 

Ama size isimleri söylemiş.

Ben birkaç isim biliyorum. Hepsini bilmiyorum.

 

Ergenekon soruşturmasında ismi geçenlerden birileri var mı?

Haberin Devamı

Ölüm olayını hiç kimse bilemez, onu Allah bilir sadece. Ancak suikast olayında Ergenekon bağlantısı olduğunu zannediyorum.

 

Neye dayanarak Ergenekon olduğunu düşünüyorsunuz?

Kendilerinde yasal olarak güç vehmeden bazı ordu mensuplarının o zaman da aktif olduğunu biliyorum. Yani TSK’nın içinde bahsedilen JİTEM, derin devlet hikâyeleri o zaman yoğundu.

 

Kimdi onlar?

Ordunun içinde kendini bilmezler. Bugün Ergenekon dediğimiz hadiseler o zaman da vardı. Bunlar TSK’yı temsil etmez. Bu adamlardan dolayı TSK’nın yıpratılmasına, yara almasına karşıyım.

 

‘İSİMLER ARŞİVLERDE’

Ergenekon’un parmağı olduğunu söylüyorsunuz. Peki sizce babanızı neden öldürmek istediler?

Haberin Devamı

Yıllardır şunu söylemeye çalışıyorum. Özal’ın suikast araştırmasının sonuçları isimlerle beraber devletin arşivlerinde var. Eğer birisi bu arşivleri açıp oradaki isimleri çıkarırsa bunların hepsi birbiriyle örtüşecek. Ama nedense hiçbir hükümet o arşivleri açmıyor.

 

Tespit edilen isimler arasında Yirmibeşoğlu var mı?

Evet Sabri Yirmibeşoğlu da o isimlerden biri. Arşivlerin açılması lazım. Açılınca isimler çıkar ortaya. MGK Genel Sekreteri, eski JİTEM Başkanı’dır aynı zamanda.

 

ÜZERİNE GİTME DEMİŞ’

Soruşturma nasıl sonuçlandı?

O zaman savcı Uğur Tönük soruşturmayı yaptı. Yıllar önce savcıyla görüştüm. Bana suikast soruşmasıyla ilgili olarak Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu Paşa’nın, kendisine bu konunun üzerine fazla gitme dediğini söyledi.

 

Haberin Devamı

Peki savcı neden böyle bir şey istiyorsunuz dememiş mi ona?

O zamanki orduyu temsil eden insanların gücü bugünden çok farklıydı. 1980’li yıllarda daha Milli Güvenlik Konseyi iş başındaydı, Evren Paşa Cumhurbaşkanı’ydı. Konsey orada 4 paşayla oturuyordu. Bugünkü Türkiye değil o günkü Türkiye. Aradan geçmiş 30 sene.

 

Savcı nasıl ifade etti?

Soruşturma bittikten çok sonra söyledi. Dosya kapandıktan sonra. Demirağ ceza yedi ve dosya kapandı.

 

Dosya kapandıysa arşivlerde ne bulunacak?

Mahkeme dosyası kapandı ama MİT’in Emniyet’in yaptığı dosya ayrı bir dosya. Onlar ayrı bir araştırma yaptılar ve 5-6 ayda çözdüler, ama babam açıklama yapmak istemedi.

 

‘ÜÇ İSİM SÖYLEDİ’

Babanız kaç isim söyledi?

Haberin Devamı

İki üç tane fazla değil. Önemli bir kaç isim söyledi şaşkınlık ifadeleriyle. Bunlar Emniyet ve MİT’in dosyalarında var. Enteresandır. Suikast olayından sonra bir gazete patronu gazetesini satıp Türkiye’den gitti. Babamın suikastıyla ilgili olabilir. Arşivler açılırsa bu isimler ortaya çıkar.

 

‘EMEKLİ ETTİRİLDİ’

Yirmibeşoğlu hakkında ne yapıldı?

Sabri Yirmibeşoğlu o dönemden sonra emekli edildi.

 

Babanız mı emekli ettirdi?

Evet. Emekli olan çok insan oldu o dönemde.

 

İfadeleri alınmadı mı?

Hayır. Konu donduruldu o zaman Türkiye karışmasın diye.

 

KONGREDE VURULDU

18 Haziran 1988 günü Ankara’da Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda yapılan ANAP kongresinde, kürsüde konuşan Başbakan Turgut Özal’a iki el ateş edildi. Birinci kurşun Özal’ın sağ eline, ikinci kurşun mikrofonun ayağına isabet etti. Silahı tutukluk yapınca korumalar tarafından vurularak yakalanan kişi Kartal Demirağ’dı. 4 yıl hapis yatan Demirağ 1992’de serbest bırakıldı.

 

6-7 Eylül olaylarını da itiraf etmişti

Bir dönemin ‘karakutusu’ olarak da tanımlanan eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ve eski Özel Harp Dairesi Başkanı emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun Haziran 1988’de Turgut Özal’a yönelik suikast girişimiyle ilgili soruşturmaya engel olduğu iddia edilmişti. 1988’de Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olduktan bir yıl sonra Cumhurbaşkanı Özal tarafından emekliye sevk edilen Yirmibeşoğlu, suikastla ilişkilendirilmesine, “Özal beni tutan biriydi. Ona karşı olmam söz konusu değildi. Bu iddialar deli saçması” diyerek tepki göstermişti. Yirmibeşoğlu’nun, 6-7 Eylül 1955’te yaşanan ve Rumların ev ve işyerlerinin yağmalandığı, 16 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarda da adı geçti. Gazeteci Fatih Güllapoğlu, “Tanksız Topsuz Harekât” adlı kitabında, ‘Özel Harpçi’ Sabri Yirmibeşoğlu’nun görüşlerine yer verdi. Kitapta, röportajın bir yerinde Yirmibeşoğlu’nun, “6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı. Sorarım size? Bu muhteşem bir örgütlenme değil miydi?” sözleri büyük yankı uyandırdı. Ancak Yirmibeşoğlu, kitapta kendisine ait olduğu öne sürülen sözleri inkâr etti.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!