Türkiye’yi sarsacak tsunami gibi
Güncelleme Tarihi:
Yalçın DOĞAN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2010 01:14
ONUNCU Yıl Marşı’yla birlikte çılgın tezahürat doruğa vuruyor. Aynı anda “Başbakan Kemal” temposu. Ne o? Maçlarda görülen Meksika dalgası benzeri heyecan fırtınası içinde Kemal Kılıçdaroğlu kurultay salonuna giriyor.
Çeşitli partilere ait en az kırk kongre ya da kurultay izliyorum. Böyle kalabalık, böyle hırslı, böyle inançlı, hedefini böylesine belirlemiş bir başka kurultay hatırlamıyorum. İster, 1970’lerde iktidara yürüyen Ecevit’in CHP kurultayı, ister 80’lerde iktidar olan Özal’ın ya da değişik dönemlerde Demirel’in kongreleri, ister son yıllara damgasını vuran AKP kongreleri, hiç biri dünkü sahnelere tanık değil.
Bu, normal bir kurultay değil, insanlar zincirlerinden boşanmış, sanki çölde suya kavuşmak için hücum ediyor. Bir an önce iktidara ulaşmaya can atıyor.
Bu kurultay Kılıçdaroğlu’nu aşan bir kurultay. Onun liderliğinde, yıllar sonra ilk kez iktidar inancını yakalamış CHP, şimdi geniş bir yelpazeye yayılmak üzere. Sadece soldaki partiler değil, fırtına böyle devam ederse, merkez solda serpilmiş irili ufaklı partilerin de bu dalgaya kapılmalarını beklemek sürpriz değil.
Bu yönde ilk adımı atan Rahşan Ecevit. Otuz yıl sonra CHP salonuna giriyor. CHP Bülent Ecevit’in en sevdiği parçalardan Ayten Alpman’ın, “Memleketim” şarkısını çalarak, Rahşan Hanım’ı selamlıyor, Ecevit’e vefasını gösteriyor.
LİDERİN DOĞUŞU
Kılıçdaroğlu’nun kürsüye gelmesiyle birlikte, bu kurultay lider yaratan kurultaya dönüşüyor. O halim selim, sakin güç, kürsüde AKP iktidarına duman attırıyor. Kılıçdaroğlu üç şey yapıyor:
1- Konuşması hükümet programı gibi. İktidara gelirse, neler yapacağına ilişkin sözler veriyor.
2- Başbakan Erdoğan’a seslenirken, Recep Bey ironisiyle, halkın dilinden düşmeyecek bir polemik yaratıyor.
3- AKP’den hesap soracağını ilan ediyor.
Kurultay Türkiye’yi sarsacak tsunami gibi. Kurultaydan iktidar inancı çıkıyor, kurultayda bir lider doğuyor.
Çeşitli partilere ait en az kırk kongre ya da kurultay izliyorum. Böyle kalabalık, böyle hırslı, böyle inançlı, hedefini böylesine belirlemiş bir başka kurultay hatırlamıyorum. İster, 1970’lerde iktidara yürüyen Ecevit’in CHP kurultayı, ister 80’lerde iktidar olan Özal’ın ya da değişik dönemlerde Demirel’in kongreleri, ister son yıllara damgasını vuran AKP kongreleri, hiç biri dünkü sahnelere tanık değil.
Bu, normal bir kurultay değil, insanlar zincirlerinden boşanmış, sanki çölde suya kavuşmak için hücum ediyor. Bir an önce iktidara ulaşmaya can atıyor.
Bu kurultay Kılıçdaroğlu’nu aşan bir kurultay. Onun liderliğinde, yıllar sonra ilk kez iktidar inancını yakalamış CHP, şimdi geniş bir yelpazeye yayılmak üzere. Sadece soldaki partiler değil, fırtına böyle devam ederse, merkez solda serpilmiş irili ufaklı partilerin de bu dalgaya kapılmalarını beklemek sürpriz değil.
Bu yönde ilk adımı atan Rahşan Ecevit. Otuz yıl sonra CHP salonuna giriyor. CHP Bülent Ecevit’in en sevdiği parçalardan Ayten Alpman’ın, “Memleketim” şarkısını çalarak, Rahşan Hanım’ı selamlıyor, Ecevit’e vefasını gösteriyor.
LİDERİN DOĞUŞU
Kılıçdaroğlu’nun kürsüye gelmesiyle birlikte, bu kurultay lider yaratan kurultaya dönüşüyor. O halim selim, sakin güç, kürsüde AKP iktidarına duman attırıyor. Kılıçdaroğlu üç şey yapıyor:
1- Konuşması hükümet programı gibi. İktidara gelirse, neler yapacağına ilişkin sözler veriyor.
2- Başbakan Erdoğan’a seslenirken, Recep Bey ironisiyle, halkın dilinden düşmeyecek bir polemik yaratıyor.
3- AKP’den hesap soracağını ilan ediyor.
Kurultay Türkiye’yi sarsacak tsunami gibi. Kurultaydan iktidar inancı çıkıyor, kurultayda bir lider doğuyor.