Başbakan Erdoğan: Bizim de moralimiz bozuluyor

BAŞBAKAN ERDOĞAN KATAR'DA  - FOTO GALERİ 

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret için Katar'a gitti. Atatürk Havalimanı'nda hareketinden önce açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan gazetecilerin “Komuta kademesinde geçen hafta Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın açıklamaları vardı. Açıklamalarda, askerlerde bir moral bozukluğu olduğundan bahsettiler ve ‘kimsenin ordunun moralini bozmaya hakkı yok’ dediler. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Başbuğ, ‘Benim elimde de bilgi ve belgeler var’ demişti. Bu kapsamda bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, şunları söyledi: �
 
“Dün akşam bir televizyon programına katıldım ve burada bu konuyu açıkladım. Ben medya üzerinden böyle bir tartışmanın, müzakerenin içinde yer almam. Genelkurmay Başkanı ile zaten her hafta olağan toplantılar yapıyorum. Bu konuları gerekirse orada görüşürüz, görüşüyoruz. Dolayısıyla bu tür spekülasyonlar içinde bir başbakan olarak yer alırsam, bizler bu makamı iyice küçültmüş oluruz. Böyle bir değerlendirme içine girmeyeceğim.”

Başbakan Erdoğan, “Sayın Genelkurmay Başkanı ile dün akşamdan bu yana bu konuyla ilgili bir görüşmeniz oldu mu?” sorusuna ise “Hayır. Ben sizin önemsediğiniz kadar önemsemiyorum da onun için. Benim de moralim zaman zaman bozuluyor biliyorsunuz. Bazen şirazesinden çıktığı da oluyor. Biliyorsunuz bazı şeylerde bunlar oluyor” yanıtını verdi.

YEĞENİMİ SİLDİM

Başbakan Erdoğan, Beyoğlu'nda uyuşturucu satıcılarına yönelik düzenlenen operasyonda tutuklanan ve aralarında yeğeni Mehmet Erdoğan'ın da bulunduğu konuyla ilgili" "Bu konuda vali ve emniyet müdürüme net söyledim... Gereği neyse yapın. O yeğenimle başbakanlığım ilk zamanlarımda bir görüşmem olmuştur. Ondan sonra yeğenliğimden silmişimdir. Benim ilkelerimle değerlerimle bağdaşmayan bir yapısı vardır" dedi.

YEĞENİM İÇİN “GEREĞİNİ YAPIN” DEDİM

Başbakan Erdoğan, bir gazetede “yeğeninin tutuklandığı, kendisinin de bu konuda gereğinin yapılmasını istediği” yolunda haber yer aldığını hatırlatarak, bunun doğru olup olmadığını sorması üzerine, “Verilen haberler doğru. Bu konuda ben gerek valim, gerek emniyet müdürüme açık ve net söyledim. ‘Gereği neyse açık ve net yapın’ dedim’ diye konuştu.

Erdoğan, kendisinin zaten ismi geçen yeğeni ile başbakanlığının ilk zamanlarında bir görüşmesi olduğunu ifade ederek, “Ondan sonra da adeta ben yeğenliğimden silmişimdir. Benim doğrularımla ve ilkelerimle kaynaşmayan bir yapısı vardır. Dolayısıyla şu anda hukuk neyse, yasalar neyi gerektiriyorsa bunu yapmışlardır. Ben de ona özellikle saygı duyarım” dedi.

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve aralarında milletvekilleri, işadamlarından oluşan 200 kişilik bir heyetle İstanbul’dan Doha’ya giden Başbakan Erdoğan, geziyle ilgili açıklamasında bakan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da yarın katılacağını söyledi.

VALİ GÜLER: YAKINLIĞI NE OLURSA OLSUN, GEREĞİ YAPILIR

İstanbul Valisi Muammer Güler, Erdoğan'ın yeğeninin tutuklanmasıyla ilgili, "Yakınlığı, sıfatı ne olursa olsun gereği yapılır verilen talimat da budur. Yapılan da budur" dedi.

TEKEL İŞÇİLERİ

Başbakan Tayyip Erdoğan Tekel’in özelleşmesinden sonra Tekel’e ait arazilerin birilerine peşkeş çekileceği konusunda sorulan bir soruya, AK Parti iktidarı olarak bugün kadar böyle bir şey yapmadıklarını belirterek şunları söyledi:

“AK Parti iktidarı bu ülkede bu milletin kendine ait olan ne menkulünü ve ne de gayrimenkulünü kimseye peşkeş çektirmemiştir. Çekmez, çekilmesine de müsaade etmez. Fakat bu konuda tabii iş takipçisi olan piyasada insanlar olduğu gibi, medyada da insanlar var. Kusura bakmayın bunu söylemek zorundayım. Medyada bunun takibini yapanlar önce kendi patronlarına baksınlar. Biz belediyelere bu tür devir teslim işlemleri yaptığımız gibi, birçok vakıf ve üniversitelere de bu noktada yasanın vermiş olduğu yetkileri kullanmak suretiyle bu tür devir teslimler yapmışızdır, yapmaktayız, bundan sonra da yaparız. Yasaya aykırı herhangi bir şey burada söz konusu değildir.”

Tekel işçilerinin yaptıkları eylem konusunda ise sürecin sona erdiğini belirten Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:

“Tekel işçileri deyince sanki Tekel’in ne kadar işçisi varsa hepsi bu işin içerisinde. Böyle bir şey yok. Yani şu ana kadar özelleştirme kapsamı içerisinde olanlar zaten süreç neyi gerektiriyorsa aynı şekilde bunu paylaşmışlar. Son olay ise 8247 sayısı ile belirlenmiş olanlardır. Bunlar özelleştirme kapsamında değil kapatılan tütün işleme depolarıyla alakalı. Buralarda üretim falan yok. Burayı çok iyi ayırmamız lazım. Şu anda devlet de elindeki tekel işleme depolarını kapatıyor, kapatırken de işçinin ihbar ve kıdem tazminatlarını ödüyor. Biz kapatıyoruz ama sendikaların bizden bir talebi var. Vatandaşlarımızı açıkta bırakmayalım. Bunları da her ne kadar yoksa da 4-C kapsamı içine alalım. Bunu da iyileştirdik. Talep 11 ay olsun dediler. Tamam dedik. Aylık izin bir gündü iki gün dediler. Onu da iki gün yaptık. İş sonu tazminatı olayını da uygulamaya koyduk. Sendikalı olmak istediler. Onu da kabul ettik. Bütün bunları yaptık. Ama bütün bunlara rağmen hedef saptırmak suretiyle ortaya başka şeyler çıkarmak istiyorlar. Biz kamu kurumlarında işe devam etmek istiyoruz. Bunu çok açık başından söyledim. Özelleştirme benim iktidarımda başlamış olan bir süreç değildir. Biz ölmüş bitmiş bu programı canlandırdık ve hayata geçirdik.
 8247 kişilik grubun büyük bir kısmı bu yapılanları aslında tasvip etmiyor. İhbar tazminatları yatırdık. Dün itibariyle 900’ü aşkın işçi 4-C’ ye müracaat etmiş ve bunlar kamu kurumlarına yerleştirilmiştir. 8.000 kişi de parasını yani kıdem tazminatını almıştır.Dolayısıyla ortada 200 kadar kişi kalmış. Böylece bu süreç bitmiş”

Sendikaların 4-C’nin iptali için yapacakları başvuru için ise Başbakan Erdoğan, yasayı kendilerinin istediğini belirterek, “4-C, 2004’te başladı. O yıldan beri yürürlükte. 4-C’ yi siz istediniz. Sendikalar istedi. Şimdi karşı geliyorsunuz. Ayıp olmuyor mu? Biz devlet yönetiyoruz. Bu bir kasaba devleti değil. Yüz yıllardır süren bir devlet. Biz hiçbir zaman tekel işçilerine zulmetmedik. Gitsinler müracaatlarını yapsınlar” dedi.

DIŞ TİCARET HACMİ 1'E 48 ARTTI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Katar gezisiyle gilgili olarak da şöyle konuştu:

“Ülkemizle Katar arasında son 7 yıl içersinde çok ciddi dostluk ve kardeşliğimize katkısı olan gelişmeler söz konusu. Tabii amacımız her bölge ülkesiyle olduğu gibi gücünün halklarımız arasındaki tarihi ve kültürel bağlarda olan bu ilişkileri ortak menfaatler temelinde çok daha ilerilere taşımaktır.  Katar’a gerçekleştireceğim ziyaret sırasında önce Başkent Doha’da bu akşam düzenlenecek olan ABD İslam Dünyası Forumunun açılış oturumuna ana konuşmacı olarak katılıyorum. Bu vesileyle foruma çeşitli ülkeler de katılacak.

 İkili temaslarımda Katar Emiri Şeyh Hamad Halife El Tahi ile ve Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad Bin Yasin tabi ile görüşmelerim olacak. Bu görüşmelerde Katar’la iş birliğimizin daha da geliştirilmesi imkanları üzerinde duracağız. 2002 sonu ile bir kıyas yaptığımızda aramızdaki ticari ilişkilere baktığımızda dış ticaret hacmi, o zaman 25 milyon dolar. Ama şu anda geldiğimiz nokta 1.2 milyar dolar. Yani bire 48 artmış durumda. Bu çok ciddi bir sıçramadır. Türk firmalarının bugüne kadar Katar da üstlendikleri projelerin toplam değerine baktığımız zaman 8,5 milyar dolar. Finans sektörünü de çok önemsiyoruz.”