İmralı'ya giden mahkumlar nasıl seçildi

Güncelleme Tarihi:

İmralıya giden mahkumlar nasıl seçildi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2009 14:21

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bölücübaşı Öcalan'ın cezasını çektiği İmralı Cezaevi'ne gönderilen 5 mahkumun nasıl seçildiğini anlattı.

Haberin Devamı

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İstanbul’da yazılı medya temsilcileri ve yazarlarıyla bir araya geldi. İmralı'da yatan Abdullah Öcalan’ın yanına 5 hükümlünün bugün gönderildiğini belirten Sadullah Ergin, “Uluslararası işkenceyi önleme komitesinin Türkiye ile ilgili yapmaya hazırlandığı olumsuz çalışmaları önlemek açısından da bu önemliydi. Türkiye çok önemli gelişmelere imza attı ama böylesine çok da önemli olmayan bir konuda birçok noktada eleştirilmesine müsaade edilemezdi. Bu giderilmiş oldu. Bu açıdan bugün itibariyle bu süreç de tamamlanmış oldu” dedi.

Sarıyer Tarabya’daki İstanbul Hakim Evi’nde yapılan toplantının ardından Adalet Bakanı Sadullah Ergin basın mensuplarının gündemle ilgili sorularını yanıtladı. Sorulan sorular ve Bakan Sadullah Ergin verdiği yanıtlar şöyle:

SORU: İmralı’ya Öcalan’ın yanına hangi hükümlüler gitti?

CEVAP: Toplam 5 kişilik bir ekip intikal etti İmralı adasına. Bilindiği gibi daha önce yaklaşık 2 yıllık bir çalışma sonucunda orada, İmralı F tipi cezaevi yeni birimleri oluşturuldu. Orada 6 tane tek kişilik ve tek kişilik avluya açılan F tipi koğuş var. 3 tanesi de ortak avluya açılmak üzere toplam 9 kişilik bir cezaevi oldu şu anda.

Bu sabah itibariyle şu anda İmralı Cezaevi'nde 6 hükümlü var. Ve bu çalışmayla birçok alanda önümüze getirilen eleştirileri aşma noktasında Türkiye’nin haksız yere eleştirilmesini önlemek için yapılan bir çalışmaydı. İnsan hakları anlamında Türkiye çok önemli gelişmelere imza attı ama böylesine çok da önemli olmayan bir konuda birçok noktada eleştirilmesine müsaade edilemezdi bu giderilmiş oldu. Bu açıdan bugün itibariyle bu süreç de tamamlanmış oldu.

SORU: İmralı’ya giden hükümlülerin isimleri nedir?

CEVAP: Ajansta bunar yayınlandı. Bunların 4 tanesi gene aynı örgüt mensubu PKK örgütüne üye olmaktan mahkum, bir tanesi de TİKKO örgütünün üyesi. Bu isimler seçilirken özellikle İmralı Adası'na gidiş gelişlerdeki zorluklar da dikkate alındı. Ziyaretçi geliş oranına bakıldı. Çok fazla ziyaretçisi olanlardan olmamasına dikkat edildi. Çünkü oraya giden hükümlü yakını ve ailesi için bir külfet oluşturur bu olay. Bütün bunlar sağlık durumu, ziyaretçinin geliş oranı gibi bir takım kriterler, güvenlik kriterleri değerlendirildi. Bu kriterler konusunda bir tespit yapılarak intikaller de tamamlanmış oldu.

SORU: İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın Ergenekon savcılarının talimatıyla dinlendiği yönünde açıklamanız oldu mu?

CEVAP: Hayır. Bütün son günlerde basında yer alan birtakım yayınlar üzerine biz bugün yazılı basınımızın temsilcileriyle burada süreci değerlendiren genişçe bir çalışma yaptık. Bu çalışmada Türkiye’de bugün ortaya konulan tablonun aksine 2003 yılından itibaren hakim savcılarımızın hakkındaki şikayetlerin incelenmesi ve soruşturulmaya geçilme oranı 2002'ye göre yarı yarıya azalmıştır. Biz hakim savcılarımızın çalışma barışını sağlayabilmek için onlarla ilgili mesnetsiz asılsız iddiaları bakanlıkta gerçekten bir süzgeçten geçirmek suretiyle onları taciz etmeyecek onların çalışma ortamını sabote etmeyecek bir zemin hazırlamaya çalıştık. Yapılan yayınların aksine hakim savcılarımıza yönelik gelen şikayetleri bakanlık çok ciddi bir süzgeçten geçirmek suretiyle soruşturma organlarına intikal ettirmiş durumda. Buna ilişkin istatistikler rakamlar paylaşıldı. Yarın bunlar yayınlandığında olgu ile algının çok farklı olduğunu hep beraber göreceğiz.

Çünkü yapılan faaliyetle algılama arasında ciddi bir fark var. Biz Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsız çalışması noktasında önemli tedbirler aldık, alıyoruz. Bununla beraber baktığınızda yapılan yayınların içerik itibariyle doğru olmadığına dair bilgilerimizi paylaştık yazılı basın temsilcileriyle. Ancak şunu hemen ifade etmem lazım. Bütün bu sıkıntıları çözebilmek için bu tartışmalar yok iken Eylül 2009’da kamuoyu gündemine getirdiğimiz, hazırladığımız yargı reformu strateji belgesi içerisinde biz teklif etmiştik.

Bu teklifin içerisinde bugün teftiş kurulunun bakanlığa bağlı olması eleştiriliyor. Bu 82 anayasasıyla getirilen bir sistem. Bunu biz tanzim etmedik. Ve pozitif hukuku uygulamakla görevliyiz mükellefiz. Anayasayı ve hakimler savcılar kanunundaki hükümleri uygulamak durumunda olan kuruluz. Bu anlamda pozitif uygularız ama bunun aksayan şu an için yanlış bulduğumuz boyutlarının da değiştrilmesi için bir gayret içindeyiz.

O da nedir? Yargı reformu strateji belgesinde ortaya koyduğumuz kurulun geniş tabanlı ve uluslararası belgelerdeki öngörülen şekilde yeniden yapılandırılmasına paralel olarak teftiş kurulunun HSYK’ya  bağlanması, ceza işlerinin disiplin soruşturmalarını yapan ceza işlerinin yine HSYK’ya bağlanması, bağımsız binası, bağımsız sekreteryası olması  olması gibi tedbirleri biz bu tartışmalar gündeme gelmeden önce biz kamuoyuna teklif ettik. Onun için yargı reformu stratejisinin ne kadar önemli olduğu, bunun biran önce  gerçekleştirilmesinin ne kadar önemli olduğu bu son yaşadığımız tartışmalarda da ortaya çıkmaktadır.

SORU: Ne zaman gelir?

CEVAP: Bunun için anayasa değişikliği de gerektiği için gün vermek, zaman vermek çok doğru değil ama biz bu çalışmaları yargı paydaşlarımızla paylaştık. Diğer siyasi partilerimizle değerlendirdikten sonra yetkili kurullarımızla değerlendirip meclisin gündemine getireceğiz.

SORU: İstanbul Cumhuriyet Savcısı Aykut Cengiz Engin’in dinlenmesi tepki aldı. Özellikle bir suç unsuruna rastlanmadıktan sonra kendisine bildirilmemiş olması kamuoyuna yansıması bir şaşkınlık yarattı. Neden böyle bir gerekçe var?

CEVAP: Bilgiler eksik, eksik bilgilerle varılan hükümler de yanlış. Biz bunları uzunca paylaştık. Yarın bunları okuyacaksınız ama bir cümleyle şunu ifade edeyim. Sonucun muhataplara bildirilmesi süreci şu anda işliyor. Yasadaki öngörülen süreler henüz çalışıyor. Müfettişin teklifi ceza işlerinin mucibine bağlanıp bakanın onayına geliyor. Onaydan sonra itiraz süreleri geçecek o itiraz sürelerinden sonra 10 gün içinde belgeler imha edilip muhataplarına bildirilecek. Dolayısıyla kanunda öngörülen prosedür. Kesinlikle ihlal edilmiş değildir. Süreç şu anda işlemektedir ve anayasanın 144. Maddesi ve hakim savcılar kanunun ilgili maddeleri gereğince yasal süreç şu anda devam ediyor.  Hiçbir hususu atlamamaya hepsinin de yasaya uygun şekilde yürütülmesine azami dikkat gösteriliyor.

SORU: Aykut Cengiz Engin’in dinlenmesini Ergenekon savcılarının istediği yönünde beyanınız olmuş? Doğru mudur?

CEVAP: Hayır. Öyle bir şey yok. Bu soruşturmalar şu anda biz son 5 yılda toplam iddia edilenin aksine 69 hakim savcıyla ilgili dinleme kararı verildiğini söyledik. Bu 69 hakim savcının dinleme dosya sayısı 6’dır. Toplam 6 dosyada bu tedbire müracaat edilmiş ve 69 hakim savcıyla ilgili bu 5 yılda alınan karardır. Bunu elbette soruşturma mercileri talep eder, yetkiyi mahkeme bunu değerlendirir, delilleri ve talebi değerlendirir ve karar verir. Bunu bir başka yürütme organı, bir bakanlık mensubunun, bir bakanın, bir siyasetçinin değerlendirmesi doğru değildir. Alınan karar bir yargı kararıdır. Ve bu yargı kararının da karşısında başvurulacak yollar da bellidir. Bu açıdan bunun dışındaki bilgiler doğru değil.

SORU: Yargıtay’ın dinlenmesi eleştirildi?

CEVAP: Yine yanlış bilgilerle yanlış sonuçlara varıyorsunuz. Yargıtay’ın dinlenmesi diyorsunuz. Böyle bir dinleme yok. Yargıtay’da, Yargıtay kanununa tabii olan kişilerin sayısı bellidir. Yargıtay 1. başkanıdır, başkanvekilleridir, daire başkanı ve Yargıtay üyeleridir. Yargıtay başsavcısı ve başsavcı vekilidir. Bunların dışında çalışan hakim ve savcılar 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'na tabidirler. Bütün bunlar teknik ayrıntılar, teknik konular. Bu teknik konular bilinmeden yapılan yorumların önemli bir kısmı yanlış. O yüzden benim önerim şu. Lütfen bizim yapmış olduğumuz teknik bilgilendirmeler arkadaşlarımızla paylaştık. Yazılı basında. Bunlar ortaya çıktığında bu konuları tekrar sizinle görüşelim.

SORU: Eminağaoğlu’nun özellikle dinlendiği söyleniyor. Bunun için ne diyeceksiniz?

CEVAP: Ben ifade etmek istediklerimi sizinle paylaştım. Bu tartışmaları gerçekten kulaktan dolma ve yanlış bilgilerle müzakere etmenin yöntem itibariyle doğru olmadığını ifade ediyorum. Bununla ilgili bugün yaptığımız bilgilendirmeyi bundan sonraki önümüzdeki günlerde görsel basınımızda da değişik televizyon programlarında hem ilgililere ulaşmak üzere hem de kamuoyuna aktarmak üzere paylaşmaya devam edeceğiz.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!