'Maalesef Türkiye'de yaşıyorum'

Güncelleme Tarihi:

Maalesef Türkiyede yaşıyorum
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2009 22:54

Şimdi bu aktaracağım mesajı lütfen elinizi yüreğinize koyarak okuyun…

Haberin Devamı

Fatih ÇEKİRGE YAZIYOR

Yüzlerce binlerce geldi…

Ben İzmir’den gönderen bu genç kardeşimin içimi titreten mesajını seçtim…

Bir an için kendinizi Adnan Süvari İlkokulu’nun merdivenlerinde hissedin…

İyi okuyun…

Çünkü ben Köksal Toptan Lisesi’nin merdivenlerinde benzeri bir duyguyu hissetmiştim..

123. basamaktan haykırmıştım:

- Engelli vatandaşlarımız sandığa nasıl ulaşacak?

Ben Köksal Toptan Lisesi’nde 3307 numaralı sandığına ulaşabilmek için iki yokuş aşıp 123 basamak tırmanmıştım…

Bunu yazdım…

Ve sandığa ulaştığımda görevlilere sorum:

- Ben bu sandığa ulaşana kadar neredeyse bir “işkence maratonu” geçtim. Peki yaşlılar, engelliler nasıl gelecek?

Haberin Devamı

Onlarda açık yüreklilerle cevap verdiler:

- İnanın biz de bilmiyoruz. 

Dedim ki:

- Eğer engelliler oy kullanamıyorsa o demokrasi sakat kalır.

Yüzlerce yorum, tebrik ve “bir şeyler yapalım” mesajı geldi.

Her birini tek tek yayınlamak yerine hepsi adına içlerinden birini seçtim…

Şimdi elinizi yüreğinize koyun nefesinizi tutun ve okuyun…

“Merhaba Fatih bey,

 Ben yürüme engelliyim.

Engellileri düşünüp, köşenizde yer ayırdığınız için teşekkür ederim.

İzmir’de Adnan Süvari Mahallesi’nde ikamet ediyorum ve imam hatip lisesinde oy kullanmaya gittim, merdivenlerle karşılaştım. 

1001 no’lu sandıktan 3 kişi aşağıya indi ve bana oy pusulalarını getirdi.

İl genel meclis oyumu verdim ve diğer pusulalara oy verirken “imam hatip” okulu müdürü; orada oy veremezsin, içeride vermen gerekli diye seslendi. 

Merdivenleri nasıl aşacağım diye sordum!

Orası beni bağlamaz, içeride vereceksin dedi.

Ailem 1001 no’lu sandığa gitti ve olayı anlattı…

Sandık başkanı aynen şunu dedi;

“Oyunu burada vermesi gerekmektedir. Sırtınıza alın getirin”

Babasız bir gencim.. Annemle oy vermeye geldim. 

Böyle terbiyesizce bir söz olur mu hiç?

Sırtınıza alın getirin gibi..

Annem mi sırtına alıp çıkaracak beni!!! 30 yaşındayım, 1,93 boyum var. Mümkün mü bu…

Bu insanlar yüzünden Türkiye’de yaşamaktan üzülüyorum.. Maalesef…

Haberin Devamı

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Saygılarımla

Maalesef Türkiye'de yaşıyorum” 

Elbette bu bir engelli vatandaşımızın isyanıdır. Ben kaldırımlarda, hastanelerde, işmerkezlerinde, kısacası sosyal yaşamın her yerinde engelliler için bir özel yol ya da konum olmayan Türkiye'de engelli vatandaşlarımızın bu isyanını her zaman haklı buluyorum. Avrupa'da bir sinemaya ya da tiyatroya gitseniz mutlaka bir engelli yolu ya da yeri bulursunuz. Dünyada son dönemde memleketi için canını ortaya koyup gazisi olan ikinci bir ülke yoktur.  Çoğu tekerlekli sandalyeye mahkum olan gazilerimizin de aynı sıkıntıyı yaşadığını biliyorum...

Bu örneği de şunun için veriyorum:

Haberin Devamı

Yıllarca hatırlayamadık, bari gazilerimiz hatırlatsın bu üzücü durumu...

Elbette bu isyanı dile getiren engelli vatandaşımız Türk vatandaşı olmaktan onur duyar...

Hepimiz Türk vatandaşı olmaktan onur duyuyoruz...

Gurur duyacak bir tarihimiz de var...

Ama işte vatandaşlık bilinci yalnızca tarihle ve kahramanlıkla açıklanamıyor...

Bir kişinin kendisini Türkiye'ye ait hissedebilmesi için devletin bu sosyal sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor.

Adalet yalnızca hukuk kitaplarında ya da mahkemelerde olmaz. Sosyal hayatın da bir adaleti vardır. Örneğin kaldırımları her vatandaşın kullanma hakkı vardır... Peki ya engelliler...

Ben Köksal Toptan Lisesi'nde 3307 sayılı sandığa ulaşabilmek için tam 123 basamak aştım...

Haberin Devamı

Tekrar soruyorum engelli vatandaşlarımız nasıl oy kullandı?

fcekirge@hurriyet.com.tr

İŞTE TÜRKİYE'DE ENGELLİ SEÇMEN OLMANIN FOTOĞRAFLARI

SİZDEN GELEN YORUMLAR:

http://dosyalar.hurriyet.com.tr/haber_resim/oy_engel.jpgSayın Fatih Çekirge,

 

Annem 59 yaşında, emekli ilkokul öğretmeni..2 yıl önce geçirdiği bir beyin kanaması nedeniylesol kolu ve ayağı felç oldu. Duyarlı ve sorumluluk sahibi bir Türk Vatandaşı olarak oy kullanmak için Eskişehir Cumhuriyet Lisesinde oyunu kullandı.. Ama ne zahmetlerle..

 

Öncelikle 2. kattaki oy sandığına annemi kardeşim, babam ve eşim tekerlekli sandalye ile taşıdılar. Taşırken bir yerlerine bir şey olmadığı için şanslıydık..

 

Haberin Devamı

Daha sonra oyunu kullanırken kardeşim anneme eşlik etmek zorundaydı, zira sol kolu felçliydi ve yardıma gereksinimi vardı..Sırada bulunan ve doktor olduğunu belirten bir vatandaş! ise annemin yanında birisinin olmaması gerektiğini, yönlendirme yapıldığını, zaten hep böyle numaralar yapılarak oy sahtekekarlığı yapıldığına kadar işi getirdi ve kavga çıkarttı.. Annem ağlayarak eve döndü..

 

Hem toplum içinde rencide oldu, hem de binbir zahmet çekildi..

 

İnsanların başkalarını bu kadar incitmeye hakkı var mı?

 

Devletimizin ise engelli insanları yok saymaya hakkı var mı?

 

Bunları neden anlatıyorum? Engelliler için neden özel bir uygulama yapılamıyor? Onlar için eminim ki pratik bir çözüm getirilebilir..

 

Engelli vatandaşlarımızın da seçmen olduğu, oy kullanma hakkı olduğu unutuldu...

 

Yeni seçimlerde onlar için yapılabilecek bir kolaylık; engelli vatandaşlarımızı da kazanmamızı sağlayacak.. Zira annem ve onun gibi vatandaşlarımız "keşke gitmeseydim, hem rezil oldum, hem herkese yük oldum" diyerek toplumdan kendilerini soyutluyorlar..

 

Bu konuda toplumsal bir bilince ve Yüksek Seçim Kurulunun bilgilendirilmesine gereksinim olduğunu düşünüyorum..

 

İlginiz için şimdiden teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim..

 

Yrd. Doç. Dr. Onur UYSAL

 


Fatih bey,


Dün yazınızı okuduğumda engelli bir birey olarak ağlayacağım geldi. Evet Pazar günü ben de oy kullanmaya gittim. Ama ben şanslıydım. Çünkü sandığım giriş kattaydı ve girişteki merdivenlerde rampa vardı.

Dün akşam da aynı konuyu ailemle tekrar konuştuk ve gıyabınızda sizi andım. Güzel bir yazı yazdığınızı onlara da anlattım. Zaten bu konuya dikkat çeken başka bir köşe yazısına veya habere de rastlamadım.

Kendim adına ve temsil ettiğimi düşündüğüm 8 milyon (gerçekte bu rakamın daha fazla olduğunu düşünüyorum) engelli vatandaş adına bir kez daha çok teşekkür ediyorum.


Aslında bu sorunun kolayca aşılabileceğini düşünüyorum. Yeter ki aşılmak istensin...


Engelsiz bir hayat sürmeniz dileğiyle...


Saygılarımla...

 


Sayın Çekirge,

 

Seçimlerde engellilerin oy kullanma sorununu dile getirdiğiniz için bir engelli yakını olarak teşekkür ediyorum.

 

Ancak bilmeniz gereken bir konu var:

 

YSK; mahkemeler yoluyla vasi kararı çıkartan engellilere oy kullanmadı. Bu konu Sayın Oktay Vural, Sayın Lokman Ayva tarafından dile getirilmesine rağmen, Sayın Ayva'nın bu konuda Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanına mektup yazmasına rağmen ve en önemlisi kanunda herhangi bir hüküm olmamasına ve Anayasa'da her vatandaşın oy kullanma hakkının açıkça dile getirilmesine rağmen böyle bir karar alındı.

 

Size bu konuda, YSK'ya yaptığımız başvuruyu da ek'te yolluyor, bu konuyu da dile getirmenizi rica ediyorum.

 

Saygılarımla.

 

Gül Demirbaş Elçi

 


Sn. Fatih Bey,

 

Malum konu ile ilgili hassasiyetiniz için ben de teşekkür ederim.

 

Benim bu sorunu kısa vadede çözmek adına naçizane bir önerim var. Zira her secim mekânının engelli vatandaşlarımıza göre yeniden düzenlenebileceği konusunda ümitsizim. Bunu uygun bulursanız dile getirirseniz sevinirim. Bir sonraki seçimlerde engelli vatandaşlarımızın çektiği eziyetleri gidermek için her secim bölgesinde engelliler için onların şartlarına uygun hale getirilmiş özel bir mekân tayin edilsin ve tek bir mekândan bağlı bulundukları sandıklara ulaştırılmak üzere oy zarfları işaretlensin. Bu oyların sayımı ve dağıtımı zor olacak, ama bir zahmet bu duruma YSK katlansın.

 

 Saygılarımla,

Sevinç Yılmaz

 


Merhabalar,

 

Bugünkü yazınızı gözlerime yaslar dola dola, boğazımda bir turlu yutamadığım koskocaman bir yumruyla okudum.

Ben ne yazık ki şanslı bir insan olarak doğdum. Mutlu, huzurlu ve neşe içinde ailemin ve çevremin bütün olanaklarıyla el bebek, gul bebek yetiştirilip bu yasa geldim. Hala daha da benzer olanaklarla hayatimi sürdürüyorum.

Bütün bu sahip olduklarıma rağmen bazen karsılaştığım ufacık şeyler bile toplumda, kalabalıklar içinde yoğun şekilde panik duygusu yasamama sebep oluyor.

Sanki her sey garip bir dekor hissi veriyor bana düpedüz kurmaca,yalan.

Umudumu kaybetmek istemesem de gördüklerim, karsılaştıklarım ya da okuduklarım bu panik duygumu pekiştiriyor.

Ben, bu sağlıklı ve de mutlulukla çerçevelenmiş halimle, okurken bile nefes alamaz hissederken kendimi ve böyle bir ülkede yasadığım için içimdeki isyan duygusu kabarırken engelli vatandaşlarımızın seçimlerde, ya da başka başka zamanlarda yasadıkları olaylarla kendilerini toplumdan, her turlu yasam olanaklarından soyutlayıp kendi içlerine kapanmaları sanki ellerindeki tek çareymiş gibi.

Umuyorum ki artik ülkemi yönetenler; en alt kademeden, en üst kademeye kadar, o idari kadro içinde yer alan ya da bir şekilde yer almaya soyunan herkes benim gibi çok mutlu,çok iyi, dahası çoktan da çok normal görünen insanlarımızın bile içindeki sessiz çığlıkları anlayabilirler, duyabilirler.

Her vatandaş gibi en doğal, en insani haklarımızı istiyoruz sadece.

Ben artik kaldırım taslarının sürekli yenilenmesini değil...her secimde gösteriş adına kaldırımdaki ufacık kare toprak-beton karışımının bile çiçek fideleriyle donatılmasını değil...İzmir, Alsancak’taki para kabul etmeyip karşılığında sizin elinize zorla adaçayı ya da ıhlamur demeti tutuşturan, o biçare dedenin o şekilde sokaklarda sürünmesine bir çare bulunmasını istiyorum...ya da..ya da..ya da....

Naçizane, sizin yazınızın tetiklemesiyle içimden boşalanların size gelen binlerce mail ya da yazıdan çok da farklı olduğunu düşünmüyorum.

Umuyorum bir gün etrafımızdaki güzellikler ve de iyilikler adına size bir şeyler yazabilirim.

Hoşcakalın.

 

 Mine Aytac

 Endustri Urunleri Tasarimcisi

 Izmir

 


MERHABALAR SAYIN ÇEKİRGE

 

Ben Elazığ da yaşayan engelli bir vatandaşım ve annemde benimle aynı kaderi paylaşıyor.Seçimlerde oy kullanmak için bende türlü sıkıntılar yaşadım Namık Kemal ilköğretim okulunun 2. katında bulunan sandığa ulaşmam tam bir işkenceydi, hatta merdivenlerden düştüm. Ama zorda olsa vatandaşlık görevimi yaptım ama annemin durumu benden daha ağır olduğu için o oy kullanamadı Türkiye’de engelliler her zaman yok sayıldığı gibi seçimler dede yok sayılmıştır oysaki 8 milyon engelli yaşamaktadır Türkiye’debiz kendimizce sorunlarımıza eğilebileceğine inandığımız insanları oylarımızla desteklemek isterdik ama maalesef buna olanak verilmedi. bizi bizden başka kim anlayabilir ki.öyle olsaydı şayet şu an yürürlükte olan tedavi yardımyönetmeliğinde ihtiyacımız olan ortoz protez tekerlekli sandalye işitme cihazı vs. gibi hayatımızı kolaylaştırabilecek yardımcı gereçlerin kurum tarafından karşılanmasını engellemek için uğraşmazlardı. bunu bir örnekle açıklayayım eski yönetmelikte işitme cihazı alımında SGK cihaz bedelinin 800 tl lik kısmını karşılarken şimdi analog cihazda 170 tl dijital cihazda ise 350 tl sini karşılamaktadır bunda katılım payını da düşersek 140 ve 280 tl düşüyor . günümüzde elle tutulur iş görebilecek bir cihazın fiyatı ise 1200-2000 arasıdır tabi bunun 5000 tl ye kadarda yolu var. Bunu karşılayabilecek durumda olmayan insanları kaderine terk etmekten başka bir şey değil bu. buda gösteriyor ki biz engellilertüm hükümetler zamanında hep ya ikinci plana itildik yada yok sayıldık kendi kaderimizle baş başa bırakıldık.

sayın çekirge yazınızda bizim sıkıntılarımıza yer verdiğiniz için varlığımızı sizler hatırlayıp bi nebzede olsa birilerine hatırlattığınız için teşekkür ediyorum.

 


Fatih Bey Merhabalar,

Ben tam olarak engelli olmasam da bacaklarımda kas hastalığı olan bir Türk genciyim.
Gerçekten dün yazdıklarınızı Ümraniye Mevlana lisesinin 3. katına çıkarken 6 ayrı  merdiven tırmandım.
Tam olarak kaç basamak vardı gerçekten bilmiyorum ama inanın çok zorlandım.
Tek zorlanan ben değildim, yaşı orta yaş üstü olan herkes benim gibi korkuluklara tutuna tutuna yavaş yavaş çıkmaya çalışıyordu.

Teknoloji bu kadar ilerlemişken, isteyen kişilerin giriş katında oy kullanamaması, isteyen sağlıklı kişilerin üst katlarda oy kullanamaması ne kadar acı bir şey.Veya mesela oy kullanmanın son 1 saati engelli insanlara ayrılsa, tüm sandıklar zemin kata gelse ve engelliler bu zaman aralığında oy kullansa, bana yarım saat verseler o kadar çok çözüm üretirim ki.İnanın bu kadar engelli olan bir ülkede ben halime şükrediyorum, diğer engelli arkadaşlarımın halini düşünmek bile istemiyorum ama düşünmemek bir çözüm değil.

Keşke herkes sizin gibi, benim gibi düşünse..

Size engelli insanlara kocaman yer ayıran kalbiniz için teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum

Hakan Tiken


Türkiye de özürlüler için alınmış gerçek mana da tedbir ve ilgi yeterli değildir.

 

Sayın Başbakanım seçim konuşmalarınıyakinen ilgilendim, ne var ki kendisini çevreleyen suni dostlarının engelleri karşısın da ya gerçekleri göremiyor veya gerçekler kendisine iletilmiyor bilemem sadece şu habere Sayın Başbakanımızın dikkatini çekmek isterim.

 

Ağrı İlinde kendilerini elektriğe kaptıran iki erkek kardeşin kesilen organları ı ve sağlık durumu açıkça ortadadır, ve

 

budramı televizyonlarda herkes gibi ben de izledim, içim yandıdiğerini Sizler düşünün.

 

Kendilerinden insanlık namına ilgi bekliyorum yeter Kİ!!!!

 

İlgilensinler.

 

Soruyorum bu iki çocuğun yeri neresidir? 

 

 


 

Merhaba Fatih Abi

Soruna cevap vereyim..

Engelli, yaşlı,hasta ve hamile vatandaşlarımız rezillik içinde oy verdi.Ama OY VERDİ...Ama hepsine teşekkür ediyorum.Azimlerinden dolayı kutluyorum.Onlar gibi duyarlı vatandaşlarından Allah razı olsun.

Şehir: Ankara

Semt: Emek

Okul: Gülen Muharrem Pakoğlu

Oy vermek için verilen kat: C3 yani son kat Sözde Engelli ve Yaşlılar için olan sandık no:4236 (giriş kat)

Durum: engelli,yaşlılar için sandık var.Ama salon başkanı ve gözetmenler içeri almadılar.Önce sandıklarının olduğu salon başkanından kağıt getirsinler dediler.Tutanak tutacaklar E yukarıdaki sandık başkanıda seçmeni görmek istedi.Saçmalığa bakarımsınız..O adam oraya gelse zaten oy kullanır.Kafasından zorumu var.Okul müdürüne söyledik oda elinden birşey gelmediğini söyledi.( ki evet yanımıza bir beyi verdi sağ olsun ama koluna girince merdiven bitmiyor ki) Bilmiyorlar mı Emek mahallesi Ankara'nın en eski yerleşim yerlerinden biri,Burada yaşayanlarda mantıken yaşlılar...

Ama ne hikmetse yaşlı, engelli,sayım sonrası rahatsızlığı olan(bacak kırıkları gibi) ne kadar vatandaş varsa hepsi merdiven tırmanıyordu.Ya ben gencim ben tırmanırım ama onlar ne yapıyorlar ta en tepede.El insaf ya...Nüfus sayımındaki verilerde yaşlar belli değil mi?Nüfus sayımı evde birebir yapılmadı mı?Evde o kişinin koşullarını görmediler mi? Her şeyi sormayı biliyorlar ama bunu gözden kaçırıyorlar.Rezillik diz boyu bir şekilde oy kullandılar.Yazık günah ya Allah korkusu bu mu?

Kardeşim hamile,3 hafta sonra doğumu var, zor bela çıktı kızcağız tırmanarak. Ama hiç kimse geç kızım sen demedi. Mahalledeki bütün yaşlılar ellerinde bastonlarla kan ter içinde.

Bu arada ben mi evet ben gittim oyumu kullandım. Ama en sonra... Kimi bulduysam koluna girip, omuz verip yerine ulaştırdıktan sonra.

Uzatmanın alemi yok.

Kısaca bu rezilliği bize yaşatanlara HAKKIMI HELAL ETMİYORUM...

 


 

Seçim 4-5 yılda bir yapılıyor ve ülkenin kaderini belirlese de kişilerin kendi kaderlerini çoğu zaman aldıkları eğitim belirliyor. Sizin oy verdiğiniz okulda engelli bir çocuk öğrenim görebilir mi?

 

Ben de oy verdiğim okulda okulun girişinde ve merdivenlerde bu düşüncelere gark olmuştum, engelli çocukların nasıl öğrenim göreceğini düşünmüştüm. Sonra daha önce gazetede gördüğüm bir haberde arkadaşlarını kucaklarında taşıyan kahraman çocuklar geldi gözümün önüne. O zaman bu çocukları överken kimse neden kucakta taşımak zorunda kalındığını düşünmemişti muhtemelen. Önemli siyasi şahsiyetlerimizden biri de Almanya seyahatinden döndüğünde orada gördüklerine şaşırıp 'Almanya'da ne kadar çok sakat varmış!' demişti. Bu zihniyet ve zeka düzeyiyle de şaşkınlıklarına şaşmamak gerekiyor galiba.

 

Sevgiler,

 

Yalçın

  


 

Sayın Çekirge,

 

Engelli vatandaşlarımızın seçimler sırasında yaşadığı sıkıntılarla ilgili yazılarınızı üzülerek okudum.

Gerçekten de ülkemizde engelli olarak yaşamak çok güç. Ben bir süredir Berlin'de yaşayan bir akademisyenim.

Burada yaşadığım beş aylık süredeki gözlemlerim çerçevesinde beni en çok kıskandıran ve hüzünlenmeme sebep olan iki konu olduğunu söyleyebilirim. Birisi, kendi akut bel rahatsızlığım nedeniyle tanışma olanağı bulduğum fizyoterapistimin bir tespitinin doğru olduğunu görmek, diğeri de bir Ankaralı olarak burada gördüğüm mükemmel toplu taşımacılık anlayışı (Ankara'da toplu taşımacılık adına nerdeyse hiçbir şey yapmayan, toplu taşımacılıktan tek anladığı, kent merkezine arabaların mümkün olduğunca daha "toplu" bir biçimde girmesini sağlamak olan bir zihniyetin bir kez daha görevde kalması, inannılır gibi değil). Ağır durumdaki engelli hastalara şifa dağıtmaya çalışan fizyoterapistimin bir gün bana, "Ozan Bey en çok neye üzülüyorum biliyor musunuz, ben tekerlikli sandalyede yaşamak durumunda olan hastalarımın hiçbirisini yolda, çarşıda göremiyorum, oysa bir Avrupalı fizyoterapist dışarı her çıktığında bir ya da bir kaç hastasını yolda, çarşıda, sinemada görebilir. Bu beni çok hüzünlendiriyor." demişti. Evet, gelince gördüm ki gerçek buymuş. Cadde ve sokaklarda, markette ya da sinemada, bir yerlerde tekerlikli sandalyeli bir kişi görmediğim gün olmadı. Hatta dün otobüs beklerken, tek bacaklı, altmış yaşlarında şık giyimli bir engelliyi, ileri geri giderek vitrin gezer ve keyifli keyifli ıslık çalarken görünce şunu sordum kendi kendime: "Benim ülkemde engelliler anayasal haklarını dahi kullanamazken, buradaki engelliler, kendileriyle, çevreyle ve hayatla barışık bir biçimde yaşayabiliyorlar. Her gün çarşı ve pazarda gezebiliyorlar, diğer insanlardan tek farkları üstünde oturdukları çeşit çeşit tekerlikli sandalyeler. Oysa, biz ne yapıyoruz? Engelli vatandaşlarımıza hayatı zindan ediyoruz, engellerine engeller ekliyoruz.

Sayın Çekirge, diğer taraftan da şunu düşündüm. Aslında belediye yönetiminde bulunanlar ve bu yönetime talip olanların tekerlikli sandalyede yaşamını sürdüren vatandaşların oy kullanmamasından rahatsızlık duymaması son derece doğal. Çünkü, öyle bir hedef kitleleri yok! Öyle bir vizyonları olmadığı gibi!

 

Saygılarımla,

 

Dr. Ozan Ergül

 


Sayın Fatih Çekirge,

 

 

 

Yazınızı okuduğumda utandım, öfkelendim, kızdım. Bu kadar duyarsız bir ülke olmamızı hala anlayabilmiş değilim.

Halada gecen sene yasadıklarım gördüklerimden sonra…

Geçtiğimiz yıl Amerika’nın San Diego şehrinde idim. Bir yıl boyunca California’dave Nevada’da bulundum. Gördüm ki, günlük hayat biz normal vatandaşlar için değil engelli vatandaşlar için dizayn edilmiş ve sanki tüm nüfusun engelli olabileceği düşüncesi ile yapılandırılmıştı. Elbette hayrete düştüm:

Otobüs durağında bekliyorum yanımda iki tane tekerlekli sandalyede engelli Amerikalı var. İhtimal vermediğim cin onların başka nedenle orada durduğunu düşünmüştüm açıkçası. Otobüs geldi kaldırıma sıfır olacak şekilde yanaştı. Ve durdu…

Sonra kapı acildi ve kimse atılıp binmedi otobüse.. Önce otobüsün açılan kapısından otomatik bir düğme yardımı ile bir uzantı kalktı o uzantı daha sonra dışarı cıktı, ve otobüsle kaldırım arasında bir köprü olacak şekilde rampa haline geldi. Ama hala kimse binmiyor otobüse. Bu işlem bitince otobüs şoförü otobüsün on koltuklarına doğru gitti. Ne yaptığını göremedim amadaha sonra içinde olduğum bir gün izlediğimsuydu: Otobüs şoförü on sırada duran koltukları kaldırdı ve çok pratik ve çabukça iki yanındaki duvardaki kilitlerle sabitledi. Ve diğer tarafa da ayni şeyi yaptı çünkü iki engelli binecek otobüse.Malum insan güvenliği çok çok önemli oralarda. Bu işlem bitince tekerlekli sandalyedeki kişilerden biri arabasını otobüsün içine doğru surdu ve durması gereken yere kadar geldi ve durdu. Otobüs şoförü hala orda… bu sefer tekerlekli sandalyeyi emniyet kemerleri ile bir kaç yerden sabitledi kaymasın, düşmesin diye. Sonra diğer vatandaş da bindi, ayni işlemler onun içinde tekrarlandı ve otobüs şoförü yerine geçti. Daha sonra diğer normal insanları da otobüse aldıktan sonra yola devam etti. İnecekleri duraklara geldiğinde de gene otobüs şoförü otobüsü durdurdu, kapıları açtı, , rampaları indirdi ve gene kimse içeri girmedi, bekledi. Otobüs sofora yerinden kalktı, gidip engelli vatandaşlarınemniyet kemerlerini çözdü. Onların arabaları otobüsü terk etti daha sonra koltuklar normal vatandaşların kullanabileceği hale getirildi ve otobüs şoförü yerine geçip yeni yolcularını aldı… Yoluna devam etti.

Ben de hayretle izledim.

Bir Türk olarak; mübarek engelli değil sanki padişah bindi otobüse..törene bak diyemedim.

Bir Türk olarak bakakaldım; kimse hadi kardeşim isimiz var çabuk olsana demedi, halbuki ben okula geç kalmıştım

Bir Türk olarak bu ne kadar güvenlik tedbiri, ne kadar da canları kıymetli diyemedim

Bir Türk olarak sasırdım; otobüs onca zaman durakta beklerken bir Allahın kulu da çıkıp arkadan kornaya basmadı

Bir Türk olarak dumur oldum; otobüse törenle binen inen ve herkesten öncelikli ve ayrıcalıklı olan bir kesimden daha az eşit şartlarla seyahat ettim.

Amerika’da otopark in önemini bilen bilirhele de kıyak yerlerin önemini. Bizdeki gibi bulduğun kaldırıma araba park edemezsin. Bulduğun 300-500 mt uzaktakiyerlere de 20-30 dolarlardan başlayan miktarlarda ciddi paralar ödersin

Otoparklarda en baba en güzel yerler de engellilereayrılmıştı. Engelli kartını araba canıma yerleştirippark ediyorlardı arabalarını, en kıyak yerlere. Çoğunda para bile ödemiyorlardı.

Daha sonraki dönemlerde de benzer şeyler yasadım. Yollar, merdivenler, otobüsler, restoranlar, asansörler, hatta ve hatta casinolara müşteri taşıyan servisler bile engelliler için tüm imkanları sunmuş, onlar için dizayn edilmişti.

Sanki tüm San Diego ve hatta California engelli idi biz azınlıktık..Engelli olasım geldi valla..

 

Müstesna Erkahraman

 

 


Fatih Bey,

 

Yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Farklı bir bakış açısıyla farklı noktalardaki eksiklikleri fark ediyorsunuz. Ben size, engelli konusunda yazı yazdığınız için bu maili atıyorum. Benim albino bir arkadaşım var ve albinolar içerisinde gördüğüm en iyi durumda olan bir engelli. Belki bilmiyorsunuzdur diyerek biraz açıklayayım. Albinolar beyaz tenli saçları da sarımtırak /beyaz renginde oluyor. Bunun yanında engelleri de görme konusunda kendini gösteriyor. Görme yetenekleri zayıf. Kimisinde bu aşırı durumda, kimisinde de -arkadaşım gibi olanlarda yani- çok aşırı ağır durumda değil. Ben ne zaman arkadaşımla sokağa çıksam insanlıların cüzamlı görmüşçesine ona bakmaları, onu irite etmeleri, "bu davranışa" maruz kalan ben olmadığım halde beni rahatsız ediyor. Otobüse yavaş bindiği için otobüs şoförlerince kınanmaları, "bariz" engeli olduğu halde askerlik şubesinde çile çekmesi , sahtekar muamelesi görmesi vb. daha sayabileceğim bir sürü durumla karşı karşıya kalıyor. Yazıktır, milleti soyanlar, ezenler hakkında bir tek adım atmazlar, bariz ispatlandığı halde onlara sahtekar muamelesi yaparlar. Bir engelli bir zorlukla karşılaştığında duyarlılık göstermeye çalışan insanlara da engelli vatandaşımıza da yazınızdaki gibi sahtekar muamelesi yaparak pes dedirtirler. Burası böyle bir yer mi demeli yoksa yok kardeşim ben onlardan olmayacağım mı denmeli bilemedim. Tek bildiğim her geçen gün sevgiyle burası benim vatanım demekten giderek uzaklaştığım.

 

Saygılar,

 

Gülnihal Çolakoğlu

 


 

Sayın Fatih Çekirge

 

Kösenizde seçimlerin başka bir boyutunu gözler önüne serdiğiniz için teşekkür ederim. Maalesef bu ülkemizde birçok konuda yaşadığımız öngörüsüz, düşüncesiz ve saygısız tutumu engelli vatandaşlara yaşatılan işkenceyle bir kez daha gündeme taşıdınız. Benim annem de geçen sene trafik kazasında 2 ayağını birden kaybetti. Pazar günü aynı tabloyla bizde karşılaştık. Tesadüf ki 1 kat merdiven çıkma eziyetine katlanıp gayreti sayesinde oyunu verebildi. 3. katta olsaydı nasıl olurdu bilemiyoruz. O gün kendi aramızda bu konuyu tartıştık engelliler için neden bir kolaylık düşünülmüyor diye. Ama toplumda yok sayma, kendi başına gelmeyince olayın önemini anlamama çok yaygın bir tutum. Devletimizin ise bu tür incelikleri organize etmesini düşünmekse çok fazla lüks. Bu tür kolaylıkları organize etmeyi önümüzdeki yıllarda inşallah başarırız. Teşekkürler.

 

Gülseren ÖNDER

 


FATİH BEY,

DÜN YAZINIZI OKUDUĞUMDA ENGELLİ BİR BİREY OLARAK AĞLAYACAĞIM GELDİ. EVET PAZAR GÜNÜ BEN DE OY KULLANMAYA GİTTİM. AMA BEN ŞANSLIYDIM. ÇÜNKÜ SANDIĞIM GİRİŞ KATTAYDI VE GİRİŞTEKİ MERDİVENLERDE RAMPA VARDI. DÜN AKŞAM DA AYNI KONUYU AİLEMLE TEKRAR KONUŞTUK VE GIYABINIZDA SİZİ ANDIM. GÜZEL BİR YAZI YAZDIĞINIZI ONLARA DA ANLATTIM. ZATEN BU KONUYA DİKKAT ÇEKEN BAŞKA BİR KÖŞE YAZISINA VEYA HABERE DE RASTLAMADIM. KENDİM ADINA VE TEMSİL ETTİĞİMİ DÜŞÜNDÜĞÜM 8 MİLYON (GERÇEKTE BU RAKAMIN DAHA FAZLA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM) ENGELLİ VATANDAŞ ADINA BİR KEZ DAHA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.

ASLINDA BU SORUNUN KOLAYCA AŞILABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM. YETERKİ AŞILMAK İSTENSİN...

ENGELSİZ BİR HAYAT SÜRMENİZ DİLEĞİYLE...

SAYGILARIMLA...

 


Fatih Bey Merhaba

 

Engellilerin oy kullanması ile ilgili sorunu konusundaki yazınızı okudum.

 

O da bir şey mi? ben bedensel engelli olduğum halde bana seçimde sandık görevlisi olmam için kağıt gönderildi. Üstelik gelmediğim takdirde 6 aydan başlayan hapis cezası verileceği tebliğ edildi. YSK İlçe seçim kuruluna telefon açtığımda karşımdaki görevli sorunumu anlattığım halde mecbur olduğumu belirtti. Böyle şey olur mu bu düpedüz İnsan Haklarına aykırı.Bu kafayla mı  Avrupa Birliğine gireceğiz.Söylenecek söz  bulamıyorum artık.Unutmasınlar ki her insanın özürlü olma ihtimali vardır.

 

Saygılarımı sunarım.

 


 

Fatih Bey,

Aynı şeyi yani engelli olarak oy kullanmadaki sıkıntıyı biz de yaşadık. Sandık başına kızımın durumunu anlatarak oy sandığının veya pusulasının aşağıya getirilmesini ve kızımın tekerlekli sandalye ile 3ncü kata çıkamayacağını anlatmaya çalıştık. Sandık başındaki yetkili, bunu YSK’na daha önceden bildirmemiz gerektiğini ve ona göre de giriş katında bir sandığa planlanabileceğini ifade etti. Hâlbuki biz daha önce yapılan nüfus sayımında kızımın engelli olduğunu bildirerek kayıt altına aldırmıştık.YSK bütün bilgileri bu nüfus sayımına göre almıyor mu? Yani kişisel bilgileri, hane sayısını isimleri tüm bilgileri buna göre tanzim etmiyor mu? O halde ben daha kime bu durumu bildireyim?. Sonuçta, 3 genç her bir taraftan tutarak kızımı sandığın bulunduğu kata çıkartarak oy kullanıp vatandaş sayılmayan bir ülkede vatandaşlık görevini yerine getirmiştir.

Saygılarımla,

Onur SAKALLIOGLU

 

 


Fatih Bey iyi sabahlar dilerim,
 
Engelli kardeşlerimiz olsun, yaşlı ana babalarımız olsun, çocuklu bayanlar olsun ... İsyan etmekte son derece haklılar. Varılması gereken yer, bulunması gereken sandık, kaç saat süreceğini bilmediğin kuyruk. Çekilir gibi değil! Lâkin vatandaşlık görevimiz (!) Yaşımız müsait bizler bekliyoruz. Peki durumları müsait olmayan kardeşlerimiz nasıl beklesin. 29 Mart güzel bir bahar günü idi. Olası bir durum itibari ile onca kalabalığa ve sıcak havaya rağmen okulun yanında bir tane olsun ambulans göremedim. Ve bunun dışında seçim sonrasında çıkan tartışmaları ise es geçiyorum.... Hepimiz izledik televizyonlardan yaşanan gerilimleri, tartışmaları, kavgaları.
Teknoloji çağındayız. Neredeyse her işin internet üzerinden halledildiği bir dönemdeyiz. Ve bu seçim olayına da teknolojik yollar ile çözüm bulmaları gerekir. Bu şekilde insanlar büyük kayba uğruyor.
İmam Hatip Lisesi olunca işin boyutu  mu değişir  diye sordum mektubumun konusunda. Bu bölüm taşıdığı misyon nedeni ile insanlar da farklı bir duyum uyandırıyor. Ve böyle değerli bir bölümde eğitim almış birey olarak, yetkilinin tavrını İmam Hatip Lisesi mezunu olarak tasvip etmedim doğrusu. O durumda olan kendisi de olabilirdi. Özürlü olmak asla ve asla ayıp değil. Bizler de olabilirdik o kardeşlerimizin yerinde. Böbürlenmek, büyüklenmek marifet değil hiçbir zaman. Marifet değer insanı olabilmek.
 
İnsanlar kör, sağır, dilsiz olduktan sonra; taşıdığı değerlerin kıymetini bilmedikten sonra isterse İlahiyat mezunu olsun. Eğitimini en iyi, en kaliteli şekilde tamamlamış olsun. Ne fark eder ki ? Sorumluluk ve insan haklarına saygı hukukunu gözetmedikten sonra  bu tür klişeler pek de mühim değil, fark etmiyor. Toplum olarak eksiğimiz çok. Birbirimizin değerlerine ve özel durumlarına saygı duymaktan aciziz. Bunu aşabildik mi zaten pek çok problem, sorun olmaktan çıkacak ya....
 
Engelli Kardeşimiz ve Hepsi  adına muzdaripim. Böyle bir tavır Onlara karşı sergilenmemeliydi
 
Ah Türkiye ne hallere geldin  böyle.
 
Pelin ÇELİK
Okuyucunuz

 


 

Sn Fatih Çekirge;

Demokratik haklarını merdiven çıkamadığı için kullanamayan tüm hasta ve engellilerin sesini tüm basının, oy toplamak için meydanlarda bağıran siyasilere ve diğer tüm mercilere ciddi bir şekilde duyurması gerektiğine inanıyorum.

 

 MS hastası olduğu için merdiven çıkamayan eşimin 2007 Genel seçimlerinde oyunu, Bakırköy Seçim Bölgesinde  asansörü

Olmayan bir binadaki İlkokulun 3.katında yer alan  bir  sandıkta  kullanması gerekiyordu.

 

Muhtarlığımıza yaptığımız başvuruda, İlçe Seçim Kuruluna verilecek bir dilekçe ile sandığın değiştirilebileceğini öğrendik.

 

Dilekçeyi seçim listelerinin askı süresi içinde verdik. Ama tabii ki sonuç değişmedi.Seçmen kartında yine 3.kattaki sandık tebliğ edildi.

Eşim oy hakkını kullanmak için üç katı  zorlukla çıktı. Oyunu kullandı. Ama inerken gücü iyice tükendiği için düştü.

 

Bu yerel seçimde de yine 3.kattaki aynı sandık kendisine tebliğ edildi.

Ama bu kez düşmeyi göze alamadığı için oy kullanmaya gidemedi.

 

Gazeteci olarak sizi  bilgilendirmek  amacı ile yaşadığımız bu olayı sizinle paylaşıyorum.

 

İyi günler dilerim.

Şule Kaylav

 


Merhabalar fatih bey hem İzmir’de hem Eskişehir’de yaşanılan bu olay içler acısıdır insanlar nasıl bu kadar benliklerinden çıkar ve yardıma muhtaç insanlara alay etme küçük görme çabasında seviyesizleşe biliyorlar hep derler ya düşmez kalkmaz bir Allah bu gün o durumda olan insanlar engelli onlarda olabilirlerdi yada olmayacakları ne malum  (Adalet yalnızca hukuk kitaplarında ya da mahkemelerde olmaz. Sosyal hayatın da bir adaleti vardır.) kesinlikle çok doğru bir söz evet söz konusu bir adalet ise lütfen böyle durumlarda daha duyarlı davranalım milletçe ...

Engelli arkadaşlarımıza da daha fazla özveride bulunmak gerekiyor onlar hayatlarını ne şartlarda idam ettirmeye çalışırken bizlerimizin sağlıklıyken elimizden geleni yapmakta çekinmemeliyiz gurur kırmak mesele değil bizlere yakışan insan olmak bu hayatı insanca yaşamaya el vermek engelli arkadaşlarımız çevremizde var biz onlar için şartları hayat standartlarını onlara göre uygulamaya çalışıyoruz topluma kazandırmaya köreltmeye değil Dr. Onur UYSAL aile büyüğü  ve İzmir’de ki genç arkadaşımıza böyle bir sıkıntıyı yaşadığı için çok üzüldüm emekli olan ilkokul öğretmeni hanım efendi eğitim verirken hep yeni nesil yetiştirirken özen gösterip kötüyü yanlışı yeni nesillere güvenme umuduyla hayata bağlarken yıllar sonra böyle bir durumla karşılaşmak bir öğretmen adına çok üzücü olduğunu düşünüyorum. lütfen halkımızı daha bilinçlendirme eğitim ve öğretim seminerleri engelliler için düzenlenip insanları duyarlı hale getirmeye çalışalım ...

unutmayalım ki kimsenin başına ne zaman neler geleceğini bilemeğiz bugün bu durumu yaşayan insanlar yarın daha kötü şartlarda bizlerin başına

gelmesi mümkün olduğu unutmayalım saygılarımla....


 

Fatih Bey Merhaba,
 
Bencilce olabilir belki ancak Türkiye’de engelli bir vatandaş olarak yasamak zorunda kalmadığım için şükredeceğim Allah'a.. Hafta sonu arkadaşlarımla Florya' da o güzel günesin, deniz kıyısında yürümenin tadını sürerken, birden sokaklarda hiç engelli görmediğimi fark ettim. Ben kopeğimle sahilde koşabiliyor, kayalıklar üzerinde oradan oraya zıplayıp, cimlerde top oynayabiliyorken bu insanlarımız sokağa bile çıkamıyorlar.. İçim sızladı.. Hava öylesine güzeldi ki herkes kendini sokağa atmıştı ancak tek bir tekerlekli sandalye ile dolasan yoktu.. Neden olsun? Sokağa çıkarak yasadıkları zorluklar öyle çok ki evde kalmak bir sure sonra bu insanlarımıza daha makul geliyor.. Yazık.. Bizlere yarin ne olacağı belli değil.. En büyük yatırım insana yapılan yatırımdır bence.. Bu insanlarımızın sesine kulak vermeli yönetim, onları yok saymamalı. Vatandaşlar olarak biz de sesimizi yükseltmeliyiz. Avrupa demişsiniz ben de çok sefer gittim, bir sure de yasadım. Kıyaslayamayız bile kendimizi Avrupalı ile.. Medeniyet güzel şey ancak bize ne zaman uğrar bilemiyorum.
 
Size bu hassas konuya insanların dikkatini çektiğiniz için teşekkür ederim.. Keşke seçimlerden önce yapsaydınız belki o zaman oy uğruna bile olsa biraz çalışırlardı..
 
Saygılarımla,
Birgul Akgul

 


Sayın Çekirge,

 

Kimsenin dile getirmediği bu önemli konuyu bu kadar güzel ortaya  koyduğunuz için binlerce teşekkür...

 

Ben engelli değilim ama, bu konu -bence en önemli medeniyet göstergelerinden biri olduğu için-  beni günlük yaşantımda çok rahatsız eden, kafamı kurcalayan bir konudur. Haber yorumlarına da yazdığım gibi, herkesin bugünden yarına engelli konumuna geçme ihtimali saklıdır, yönetimdekiler belki en azından bu gerçeği hatırlayarak kendilerinde konuyla ilgili bir kıpırdanma yaratabilirler diye düşünüyorum.

 

Tekrar teşekkürler, başarılarınızın daim olması dileklerimle,

Sevgiler,

 

Dilek Atik

Endüstri Mühendisi

İstanbul

 


Sayın Fatih bey ben Almanya’da yasıyorum ve gecirdigim cesitli hastaliklar sonucu %80 sakatım.yardım icin basvurdum ve Alman devleti mahkeme kararı ile bana tüm haklarımı savunmak icin ve yapmam gereken her türlü kagıt islerini yapması icin bana bir yardımcı verdi.Bir mektup geldigi zaman yardımcı kadına bir telefon ediyorum ve geliyor ne gerekiyorsa yapıyor o kadar rahatımki yazmak ile anlatamam.arzu ederdim ki Türkiye’de de ayni imkanlar olsun.saygilar,sevgiler

Fatih agabey ben hürriyetin en fazla haber yorumu yazan okuruyum..zekeriya keles

 


  

Fatih Bey ;

 

Engelli vatandaşlarımızın oy kullanmada sırasında yaşamakta oldukları zorluklar ile ilgili  yazınızı okuduğumda inanın kendimden utandım.

Madem seçimler demokrasi bayramıdır bu bayramdan neden engelli vatandaşlarımız yararlanamaz. ?

 

Ben Bodrumda turizm işinde çalışan bir vatandaşım. Bildiğiniz gibi geçen yıl sonunda Amerika da seçimler yapıldı. Acentemizle tatile gelecek bir Amerikalı çift bana tatile gelmeden önce gönderdikleri bir mailde kendileri için bir posta beklediklerini ve bu postanın acente adresimize geleceğini belirttiler. Bu kadar mı iyi ayarlanır bu çift Bodrum'a geldikleri gün bekledikleri postada Bodrum a ulaştı. Merak ettim nedir bu posta diye bana yapılacak olan seçim ile ilgili oy kullanma evrakları olduğunu söylediler. Hemen ofisimde gerekli yerleri doldurarak oylarını kullandılar ve ben bu postayı onlar adına yine Amerika’ya gönderdim. İşte devletinin vatandaşına verdiği değer ve vatandaşın seçim konusundaki duyarlılığı.

 

Neden bizim ülkemiz dede bu engelli vatandaşlarımıza bin bir eziyet yerine POSTA ile oy kullanma sistemi kullanılmasın ?. Bunu uygulamak ve engelli vatandaşlarımıza da seçme hakkını medeni bir şekilde kullandırmak çok mu zor ?

 

Ben kendi adıma önlerine konan engellerden dolayı  oyunu kullanamayan engelli vatandaşlarımızdan özür diliyorum.

 

Saygılarımla

Mustafa Eskici

 


YAZ ÇEKİRGE YAZ !

 

YAZ Kİ SES GETİR…

 

YAZ Kİ DUYSUNLAR…

 

YAZ Kİ İÇİMİZ SOĞUSUN…

 

 

Beyni engelli yöneticilerin yıllardır biriktirdikleri bu engelleri kaldırmak yıllarca sürecek bir mücadele gerektirir.

 

Bizlerde de hata var… Biz biriktirdik bu yöneticileri… Onlar da engel biriktirdiler.

 

Bizler karınca kadarınca üstümüze düşen sosyal sorumlulukları yerine getireceğiz ki -sorumsuz değil- sorumluksuz olanlar sonunda yola gelsinler.

 

Senin gibi, benim gibi engelsizler mücadele edecek ki engelliler kurtulsun çünkü onların ayrı mücadeleleri var zaten.

 

 

YAZ FATİH YAZ !

 

YAZ Kİ SES GETİR,

 

YAZ Kİ DUYSUNLAR.

  

Saygılarımla,

 

Engin TURGUT.

 


 

Merhabalar Fatih Bey,
 
Size Ankara'dan yazan, yaşamını tekerlekli sandalye ile sürdürmeye çalışan bir Türk vatandaşıyım. Üstelik bir hukukçuyum; stajyer avukatım. Pazar günü seçim sandığına gittiğimde oy kullanacağım sandığın okulun 3. katında olduğunu öğrenmemle bu ülkede engelli olmanın zorluklarını bildiğimden hiç bir hayal kırıklığı yasamadım. Hala mevcut olan duyarlı vatandaşların yardımıyla 3.KATA ÇIKTIM ve oyumu kullandım. Daha sonra da, biz engellerimiz olmasına rağmen vatandaşlık görevlerimizi yerine getirmek için ailelerimizle mücadele ederken acaba devletim bana karşı olan görevlerini yeterince yerine getiriyor mu bunu sorguladım. Maalesef yukarıda da bahsettiğim gibi bu ülkede engelli olarak yasamanın her turlu zorluğuna alıştığım için bu tarz olaylar bana yabancı değil ama bu kabullenilmişlik bile sizce de yeterince ağır değil mi? Kendi vatandaşına sırt donen bir ülke hayal edebilir mısınız? üstelik bu ülke de engelli sayısı bu kadar fazla iken...Ankara Barosu Engelli Avukatlar Kurulu'nun da bir üyesi olarak yine biz engelliler kendimiz için mücadele ediyor ve en azından bizim sahip olduğumuz imkanlara bile sahip olamayan engelli vatandaşlar için yine bizler bişeyler yapmaya çalışıyoruz...
Sahip olduğumuz engellerle mi yoksa bunlara ek olarak önümüze çıkarılan engellerle mi mücadele etmek daha zor ben kararını veremiyorum.
Duyarlılığınızdan ötürü de size ayrıca çok teşekkür ediyorum.

 


 

Fatih Bey,

 

Engelli vatandaşlarımızın oy verme konusunda çektikleri sıkıntıları duyurdunuz. Bu konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkürler!

Peki ya oy verdiğimiz okullarda okumak isteyen engelli öğrenciler- onların eğitim görme hakki? Bu konuda gerçekten ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Böyle bir ayrımcılık kabul edilir değil.

 

Saygılarımla,

Selin Atalay

 


Merhaba Fatih Bey

Bugünkü yazınızı okudum .Özürlü değilim ama her normal insan gibi özürlü adayıyım.Ben İngiltere’de yasıyorum,Türkiye’deyken özürlü haklarındaki insaniyetsizliğin farkındaydım ama özellikle İngiltere’ye gelince halimizden bir kez daha utandım.Esiminde isi bu yönde, Türkiye’de daha bilinmeyen bir mesleği var.İsinin bir parçası engelli insanlara her turlu bilgisayar programları ve özellikle engelliler için yapılmış özel programları öğretmesi çalıştığı şirket yada departmanda gerekli koşulların sağlanıp sağlanmadığını kontrol ediyor.Esimle beraber bir kaç konferansa katildim oradaki özürlülerin yaptıkları ve verilen haklar biz Türkiye’de yasayan engelli olmayan insanlara dahi verilmiyor.konferans sonrası dans yarışmaları yapılıyor,yemekler yapıyorlar,çeşitli sergiler açılıyor ve birçok şey ve bunları yapanlar ise özürlü insanlar.Amacım burada Türkiye’yi küçük düşürmek değil sadece kendi vatandaşlarımız için   birseyler yapılması gerektiğidir.Türkiye’de ki durumları esimde yakından takip ediyor birçok kez çeşitli kurum,kuruluş ve şahıslara mailler gönderdik.Her turlu konuda yardim edebileceğimizi,fikirlerimizi paylaşmak istediğimizi belirttik fakat hiçbir cevap gelmedi yani nezaket geregi dahi olsa teşekkür yazısı alamadık.Engelli insanlarımızdan oy isteyen vekiller umarım bu sıkıntıları görmüşler ve birseyler yapılması gerektiğini anlamışlardır.Çok teşekkürler yazınız için.Birçok insani mutlu ettiniz bu sıkıntıları ve dertleri anlatarak.

 

Saygılarımla

 

Mehmet EVSEN

 


 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!