Başbakan'ın ‘Ananı da al git’ dediği çiftçiye önlem

Güncelleme Tarihi:

Başbakanın ‘Ananı da al git’ dediği çiftçiye önlem
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2009 12:14

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın 11 Şubat 2006’daki Mersin gezisinde ‘Çiftçinin hali ne olacak? Anamız ağladı. Hangi yüzle geliyorsun buraya?’ diye bağıran, Erdoğan’ın da ‘Ananı da al git’ dediği çiftçi 47 yaşındaki Mustafa Kemal Öncel, bugünkü AKP mitingi öncesi gözaltına alındı.

Haberin Devamı

İşte olay yaratan diyalog

Başbakan’ın bugün Mersin’e gelişi öncesinde, Öncel’in Mezitli İlçesi’nde bulunan evi gece polis gözetiminde tutuldu. Bir polis ekibi, sabah saatlerinde de Öncel'i gözaltına aldı. Öncel’in, Başbakanın mitingi ve genel programı sırasında eylem yapması olasılığına karşı önlem olarak gözaltına alındığı tahmin edilirken, daha önce de benzer uygulama nedeniyle, ‘Gözaltı değil, ifadesi alınmak üzere’ açıklaması yapılmıştı.

Mersinli çiftçi M. Kemal Öncel, Başbakan’a hakaret ettiği iddiasıyla açılan davadan beraat ederken, 4’ü Başbakan, biri AKP eski Mersin Milletvekili Mustafa Eyceoğlu, 3’ü hakim ve savcılara hakaret, biri Ankara Cumhuriyet Savcısı Haluk Aldoğan’ın açtığı manevi tazminat olmak üzere 9 davanın 3’ünden toplam 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı, diğer 6 dava ise sürüyor.

Haberin Devamı

'POTANSİYEL SUÇLU GİBİ MUAMELE GÖRÜYORUM'
 
AKP mitingi öncesi gözaltına alınıp Cumhuriyet Karakolu'na götürülen çiftçi Mustafa Kemal Öncel, miting sonrası serbest bırakıldı. Öncel, gözaltına alınışını şöyle anlattı:
"Dün polis beni takibe almıştı. Beklediğim bir sonuçtu. Ben bir şey yapacak değildim. Ben Türkiye sınırlarını aşmış bir feryada imza atmış bir kişiyim. Bugün kalkıp da geçen senede buraya gelen başbakanın mitingine katılacak kadar aklımı kaybetmedim. Dünden beri polis takibindeydim. Nereye adım atarsam beni takip ediyorlardı. Ben de gece evime geldim. Sabaha kadar sivil polis ekipleri evimin etrafını sardı. Ben geceyi evimde geçirdim. Sabah olduğunda anneme gitmek durumundaydım. Dolmuşa bindim. Mezitli girişinde beni gözaltına aldılar. Dolmuştan inmiştim. Bir arkadaşımla buluşacaktım. O sırada beni gözaltına aldılar. 'Miting meydanında gözaltına aldık' demişler. Beni gözaltına aldıkları yer miting meydanına 15 kilometre uzaklıktaki kendi mahallem. Normal şartlar altında beni gözaltına almadılar. Polisler bu şekilde kendilerine emir verildiği için gözaltına aldıklarını söylediler. Mersin Cumhuriyet Karakolu'na götürdüler. Beni karakolda misafir ettiler, ağırladılar. Geçen seneki gibi çay ikram ettiler. Önce başkomiserin odasında sohbet ettik, daha sonra başka odaya geçip sohbetimize devam ettik. Benim gözaltına alınışımın hukuka uygun olduğunu kimse iddia edemez. Bu çok acı bir şey. Bir kere şunu net bir şekilde devletimden öğrenmek istiyorum? Devlet bana hangi gözle bakıyor? Ben ne yaptım da potansiyel bir suçlu gibi muamele görüyorum veya ben kimim? Ben geçmişi ortada olan bir insanım. Bugün başbakan benim geçmişime 'kirli' diyor. 'İspat edin' dediğimde de ispat edemiyorlar. Ama, dava açmaya gelince de dava açıyorlar. Hakkımda yaklaşık 9 dava açılmış durumda. Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukuk devleti olduğunu iddia edenler bunu ispat etsinler. Hukukun üstünlüğüne inandıklarını söyleyenler hukukun üstünlüğüne ne kadar inanıyorlar? "

Mersin Emniyet Müdürü Süleyman Ekizer'in, AA'ya yaptığı açıklamasında önceden miting alanı çevresinde dolaştığı gerekçesiyle gözaltına alındığı yönündeki sözlerine tepki gösteren Öncel, sözlerini şöyle sürdürdü:

'HAKKIMI HELAL ETMİYORUM'

"Emniyet müdürü eğer böyle bir açıklama yaptıysa ben çok üzülürüm. Beni nerede gözaltına aldıkları toplumun gözü önünde oldu. Benim gözaltına alınışımı halk gördü. Ama, yasal bir süreç başlatmadılar. Başbakana bir çağrım olmayacak ama bir sorum olacak. Ne yapmak istiyorlar? Daha benden bekledikleri nedir? Veya benim karşımda küçük düşüşünün bedelini daha bana ne kadar ödetecekler? Kendisi benim başıma gelenlerden haberdar ise yiğitçe gövdesini ortaya koysun çıksın. Eğer bilmiyorsa at yiğidin altında aksamaz. Danışmanları veya devlet bünyesinde kendisine yanlış bilgiler veriliyor. Bunu da sorgulamakla mükelleftir. Ama, tarih onu affetmeyecektir. Ben hakkımı da helal etmeyeceğim. Ben şu anda devlet kullandırılarak süründürülüyorum. Benim başıma gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Keşke muhalefette siyaset yapan liderler Kemal Öncel'e sahip çıkma lütfunda bulunsalardı. Ben eylemci değilim Türkiye bunu bilsin."

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!