’El bombaları çarıklı senaristin iddiası’

Güncelleme Tarihi:

’El bombaları çarıklı senaristin iddiası’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2008 00:00

Ergenekon Davası’nda savunmaya geçildi. Bir numaralı sanık, emekli astsubay Oktay Yıldırım, Ümraniye’de bulunan el bombalarını ’çarıklı senaristin iddiaları’ olarak yorumladı, sorguda kendisine, "Bu asker niye başörtüsüne karşı?’ gibi sorular soruldu" dedi.

ERGENEKON Davası’nda dün savunmalara geçildi. Davanın bir numaralı sanığı, emekli astsubay Oktay Yıldırım, 1985 yılında askeri öğrenci olarak girdiği Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 2005 yılında harp malülü sıfatıyla şerefiyle emekli olduğunu söyleyerek, savunmasında şu ifadelere yer verdi: "Sistemle hiçbir sorunum olmadı. Üniformama leke getirecek bir suç işlemedim. Burada olduğum için gurur duyuyorum, çünkü bugünler taşların bağlandığı günlerdir. Yılan hikáyesine dönen davanın çıkış noktası olduğu iddia edilen bombalar, bana ait olmayan bir evde bulundu. İddia edildiği gibi Mehmet Demirtaş da evin sahibi değil. Demirtaş Kilis’ten askerimdi. Tek mal varlığım 14 yaşındaki otomobilime benzin almak için, eğer o taraflardaysam, Mehmet’in benzin istasyonuna uğrar benzin alır bir çay içer çıkardım. Ali Yiğit’i ise göz aşinalığıyla tanırım. Gözaltına alınıp emniyete götürüldüğümde, el bombalarından sorumlu olduğum söylendi.

O bombaları gören yok

Ne avukatım ne ben bombaları görmedik. Hatta imha kararını veren mahkeme de o bombaları görmedi. Beni tutuklayan mahkeme bombaları sormadı. Mahkeme iki dakika sürdü. Bana sadece evimde bulunan bıçakları sordular. Ben dışarı çıkartıldıktan sonra avukatımın hatırlatması üzerine mahkeme beni tekrar içeri alıp bombaları sordu. Bir dakika sonra da tutuklandım.

’Bu paşalar çok konuşuyor’

Gözaltına alınıp emniyete götürüldüğümde sohbet şeklinde sorular yöneltildi. Cumhuriyet mitinglerine katılıp katılmadığım, Şener Eruygur, Hurşit Tolon’la ilişkim, Tuncay Özkan gibi kişilerle bağlantılarım soruldu. Benden aylarca sonra gözaltına alınan, tutuklanan kişilere yönelik sorular soruldu. ’Bu paşalar çok konuşuyor. Genelkurmay niye seçilmişleri rahat bırakmıyor, asker niye politikaya müdahale ediyor, asker niye başörtüsüne karşı?’ gibi sorular soruldu.

Bombada değil bantta parmak izi

Gözaltındaki üçüncü gün parmak izim alındı. Dördüncü günü ise bir bantın alt bölümünde sağ bir sol iki parmak izimin bulunduğu söylendi. Parmak izim, bombaların gövdesi ya da fünyesinde değil bir bantta bulunmuş. Bombalara ilişkin raporlarda da çelişkiler var. El bombalarının bulunduğu evde oturan Ali Yiğit ile bombaları ihbar eden babası Şevki Yiğit’in beyanları çelişkili. İhbarda el bombası ve C - 4 denilmiştir. Bugün karşınızda bulunmama neden olan el bombalarıdır. C-4 nerededir? Ali Yiğit sözde örgütün mensubu olmadığı halde bu bombaların yerini öğrendikten sonra benim bu bombaların yerini değiştirmemem mantıklı mıdır? Sizce bunlar normal bir şey mi sayın başkanım? Bu iddialar bir tane çarıklı senaristin iddialarıdır ya da paranoyadır.

Şemdinli’den sedyede geldim

Şahsınız, 18 aydır süren bu zulmü görmeli ve bu çarıklı senaristlerin yeni senaryolarla başka insanlara zarar vermesini engellemelidir. Senarist, bombalara çok daha iyi bir kaynak bulmak için 1999’da Şemdinli’den getirdiğimi söyledi. Ben Şemdinli’den ancak iki koltuk değneği ile hareket edebilecek şekilde sedyeyle getirildim. Eşyalarım ise benden sonra gönderildi.

3 ifadesini de kabul etti

Oktay Yıldırım’a yaklaşık 4 saat süren savunmasının ardından emniyet, savcılık ve sorgu hakimliğindeki ifadeleri soruldu. Yıldırım da, "Bugün verdiğim ifade ile o ifadeler arasında çelişen bir durum yoktur" dedi. Yıldırım’ın savunmasının ardından, avukatlar ve savcılar tarafından sorular sorularak çapraz sorgu yapıldı. Mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmayı yarına erteledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!