Güle güle Yekta Abi

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Ankara'da haftalardan beri Yekta abi için veda törenleri düzenleniyor. Duygulu anlar yaşanıyor. Plaketler, küçük armağanlar, Atatürk resimleri veriliyor. İnsanlar coşkuyla alkışlıyor Yekta Güngör Özden'i.

Ona olan sevgilerini ve saygılarını dile getiriyorlar.

Dile kolay! 20 yıla yakın süre Anayasa Mahkemesi'nde üye ve başkan olarak görev yapmış. Kendini herkese sevdirmiş, saydırmış.

Onu sevmeyen ve can düşmanı olarak gören bir tek kesim var:

Şeriatçılar, din tüccarları, yobazlar ve onların Türk siyasetindeki işbirlikçileri!

Hukuk dışı bir tek davranışı olmamış.

Verdiği her kararın, söylediği her sözcüğün altına imzasını basmış. Bir gün öyle, bir gün böyle davranmamış. Rüzgar nereden eserse, oraya yönelmemiş. Eğilip bükülmemiş.

Atatürkçülük, laiklik, Atatürk milliyetçiliği gibi konularda asla ödün vermemiş, kıvırtmamış.

Onunla hep gurur duyduk.

Hataları, yanlışları olmadı mı? İnsandır ve elbette olmuştur. Ama bunlar devede kulaktır.

***

Yekta abi, Türkiye'yi karanlığa götürmek isteyenlerin, yobazların, gericilerin, din tüccarlarının, din sömürücülerinin hep boy hedefi oldu. Ona ağız dolusu sövdüler.

Şimdi Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevinden emekliye ayrıldı.

Dikkatle izleyiniz. Küfürlerinin dozunu bundan sonra daha da arttıracaklar. Yekta abi'ye sürekli hakaret edecekler.

Hakkını elbette yargı önünde arayacaktır.

Ancaaak, şimdi devlete düşen çok önemli bir görev var. Yekta Güngör Özden, sanki resmi görevi devam ediyormuşcasına korunmalıdır...

Çünkü Yekta Güngör Özden, bu karanlık çevrelerin en önde gelen boy hedeflerinden biri, belki de birincisidir.

***

İnsanlar bir göreve gelir. Çok önemli bir görevdir, çok üst düzey bir makamdır. Çoğu insan oralarda kişiliğini yitirir, ne oldum delisi olur. Hava basmaya başlar, şımarır, küçük dağları kendisinin yarattığını zannetmeye başlar!

Yozlaşır, köşeyi dönme hevesine kapılır.

Yekta abi yıllar boyu Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptı. Devlet protokolunda en önde gelen üçüncü isimdi.

Şımarmadı, yozlaşmadı, malı götürmedi, hava basmadı.

İnançlarından ve ilkelerinden asla ödün vermedi.

Mütevazı ve sevecen kişiliği ile milyonlarca Türk insanının gönlünde taht kurdu.

Burada açıkça ve iddialı olarak söylüyorum:

Türkiye'ye ikinci bir Yekta Güngör Özden çok zor gelir.

Bazı sözleri vardı ki, hep anımsayacağız:

‘‘Müslümanım, dinci değilim...Türk milliyetçisiyim, ırkçı değilim’’.

***

‘‘Sevgili Yekta abi, 65 yaşında kutsal bir görevden emekliye ayrıldın. Emeklilik yaşamında köşende oturmayacağını biliyoruz. Zaten oturursan, Türkiye'ye yazık etmiş olursun.

Ülkemiz senden daha nice hizmetler bekleyecek.

Sen davranışların ve sözlerinle, bu ülkede milyonlarca insana yol gösterdin, öncü oldun. Onların önünü açtın.

Ne mutlu sana ki yüce bir görevden, şanla, şerefle ayrılmayı bildin.

Sana bundan sonraki yaşamında da mutluluk, sağlık, huzur diliyoruz.

Türkiye seninle gurur duyuyor’’.

İLNUR'UN SEÇİMİ!

Bizim tüccar gazeteci İlnur Çevik, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'ya övgüler düzmüş ve gazetesinde onu ‘‘yılın adamı’’ seçmiş.

İlnur bu işleri çok iyi bilen adamdır. Güç kimdeyse, her devirde onun yanında yer alır.

Özal döneminde onun en yakını ve danışmanıydı. Baba Başbakan iken onun danışmanı oldu ve şapkasını taşımaya başladı. Tansu başbakan olunca onlara yanaştı. Özer'in Ankara'daki yabancı büyükelçilerle yaptığı toplantılarda tutanakları o tuttu. Ne büyük şerefti!

Refahyol kurulunca Bay Erbakan Başbakan oldu. Bir baktık ki tüccar gazeteci İlnur, bu kez onun ve Refah'ın yanında! Hatta başbakanlığının ilk gününde onu Amerikan Büyükelçisi'nin konutuna götürdü ve sosyeteye takdim etti! Tercümanlığını yaptı. Sonra uzun süre Refah'a övgüler düzdü.

Refahyol'un son aylarında İlnur, birdenbire tavır değiştirdi. Bu kez ANAP ve Mesut Yılmaz'a övgü düzmeye başlamıştı!

Bu arkadaşın Amerika ile olan yakın ilişkilerini bildiğimden, vaziyeti hemen anladım!

Refahyol düşecek ve yerine Mesut Yılmaz hükümeti gelecekti...

Ve burada yazdım. Dedim ki ‘‘İlnur tavır değiştirdi. Refahyol gidicidir, haberiniz olsun’’...

Ankara'da Daily News isimli kafe bar sahibi olan tüccar gazeteci İlnur şimdi Genelkurmay Başkanı'na övgü düzüp onu yılın adamı seçiyorsa, bilin ki Türkiye'de l998 yılı siyasetinin ana çizgileri şimdiden bellidir.

Askerin ağırlığı sürecek, Refah veya DYP asla hükümet ortağı olmayacaktır.

Yakışıklı İlnur bu işlerin ustasıdır. Bir yanda Kanal-7'de biri takkeli, öbürü takkesiz iki liboşla program yapar, öte yanda Karadayı'yı yılın adamı seçer! Bunları boşuna yapmaz. Gelecek için mutlaka hesabı vardır. Siyasetçilere, askerlere ve her devirdeki güç sahiplerine babasının hayrına yanaşmaz!

Dönem neyi gerektiriyorsa, güç kimdeyse, onun yanında yer alır.

Şapka taşır, tutanak tutar, Erbakan'ı Amerikan büyükelçisine götürüp takdim eder.

İlnur gibiler, bizim mesleğin yüz akıdır!



Yazarın Tüm Yazıları