Gül ve çocukların çaresizliği

Güncelleme Tarihi:

Gül ve çocukların çaresizliği
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2005 00:00

BİLİYORUM biraz geciktim. Ama yine de bunu mutlaka yazmalıyım diye düşünüyorum.Çünkü şöhretli bir insanın çaresiz durumu hálá gözlerimin önünde.Çünkü bu olayın bütün şöhretli insanların başına gelebileceğini düşünüyorum.* * *Herhalde televizyonlarda seyretmişsinizdir. Geçen pazar günü Ankara’da ilginç bir olay oldu.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ailesi ile birlikte sinemaya gitti.O seans film geç başlamış.Hemen o an, öteki izleyiciler arasında filmin Gül yüzünden geç başlatıldığı söylentisi yayılmış.Fuayede bekleyen bazı seyirciler Gül’ün aleyhine konuşmaya, bağırıp çağırmaya başlamış.Gül ise çaresiz biçimde ‘Benim yüzümden değil. Ben zamanında geldim, herkesle birlikte ben de bekliyordum’ demeye çalışıyordu.Ama kim dinler?Hatta gazetede bazı yazar arkadaşlarımız bile, insanların Gül yüzünden bekletildiğine inanmıştı.O akşam orada bizim muhabirlerimizden biri de vardı. Olayı ondan dinledim.‘Dışişleri Bakanı’nın hiç hatası yok. Her şey benim gözümün önünde oldu. Gül çocuklarıyla birlikte filmin başlama saatinden önce geldi ve beklemeye başladı. Film, bir önceki seansın sarkması yüzünden geç başlatıldı’ dedi.Bu sahneye sık sık uçaklarda da tanık oluyorum.Gecikme olduğu zaman, öteki yolcular otomatik olarak şunu düşünüyor:‘Uçak mutlaka bir siyasi yüzünden bekletildi.’* * *Doğru, geçmişte bu tür olaylar oluyordu.Ama THY’nin artık hiçbir siyasiyi beklemediğini biliyorum.Genellikle şöyle oluyor.Eğer uçakta bir gecikme varsa, VIP salonunda bekleyen kişiler de bekletiliyor. Uçak kalkışa hazır olunca içeri alınıyorlar.Tabii onlar uçağa geç bindirilince, bekleyen öteki yolcular hemen teşhisi koyuyor.‘Uçak işte bu adam yüzünden bekletildi.’İşte bu yüzden şöhretli insanlara hep şunu tavsiye ediyorum.Uçak gecikecek olsa bile gidip içerde bekleyin. * * *Dünyanın her yerinde şöhretin ağır bir bedeli var.İstediğiniz kadar alçakgönüllü olun, çoğu kez davranışınıza çok farklı anlamlar yükleniyor.Hiç kuşkusuz bu protestoları hak eden siyasetçiler, şöhretli insanlar var.Bunların sayıları hiç de az değil.Ama zaman zaman onların yarattığı bu olumsuz imajın bedelini, çok dikkatli, çok mütevazı insanlar da ödüyor.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün durumu böyleydi. Televizyonda seyrederken üzüldüm.Çaresiz biçimde ‘Benim yüzümden olmadı’ diyor ve kendini savunmaya çalışıyordu.* * *Bu psikolojiyi çok iyi biliyorum.İstediğiniz kadar uğraşın. Önyargı duvarlarını aşamazsınız.Çünkü o önyargıların oluşmasında, haklı bazı gerekçeler de yok değildir.Emin olunuz ki, geçmişte bazı güç sahipleri, o gücü böyle müptezel durumlar için kullanmıştır.Hep şunu söylüyorum.‘Bu devirde kimse padişah değil’ sözü, tarihte hiçbir zaman günümüzdeki kadar geçerli olmamıştır.Bir zamanların güçlü insanları, artık sokağın denetimine açıktır.Yirmi birinci yüzyılda sokaktaki insanın gücü alabildiğine artmıştır.* * *Ama her güç artışında, insanları bekleyen bir tehlike vardır.O gücün esiri olmak, o gücün kullanımında keyfiyete ve insafsızlığa kaçmak.Bu; şöhretli, kudretli kişiler, siyasetçiler için de geçerlidir.Sokaktaki insan için de...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!