Gül kendi kendisini sınırlayabilir mi?

CUMHURBAŞKANI seçiminin esaslarını düzenleyen yasa tasarısı bu ayın başında TBMM Anayasa Komisyonu’na geldiğinde, metinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi ve ikinci kez aday olup olamayacağı başlıklarında herhangi bir düzenleme yer almıyordu.

Ancak komisyondan çıkan metin farklı oldu ve Çankaya Köşkü cephesinde hassasiyet yaratan bir durum ortaya çıktı. Bu hassasiyeti yaratan neydi? En iyisi baştan ele alalım.

GÜL İKİNCİ KEZ SEÇİLEMEZ

Anayasa Komisyonu’nun ilgili tasarıyı inceleyen Alt Komisyonu’nun 10 Ocak tarihli toplantısında akşam saatlerinde metne hükümet kanadından gelen bir geçici madde eklendi.

Cumhurbaşkanı’nın halkoyuyla seçilmesine ilişkin 2007 yılında referandumdan geçen anayasa değişikliğine atıf yapan bu maddede aynen şöyle deniliyordu:

“GEÇİÇİ MADDE 1- 31/5/2007 tarihli ve 5678 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce seçilen Onbirinci Cumhurbaşkanı hakkında, bu kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrası hükümleri uygulanmaz. Onbirinci Cumhurbaşkanı’nın görev süresi yedi yıldır.”

Bunun ne anlama geldiğini anlamak için aynı yasanın 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına bakalım. Birinci fıkra, “Cumhurbaşkanı seçimleri 5 yılda bir yapılır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” diyor.

Tersinden okursak, “Onbirinci Cumhurbaşkanı (Gül) iki kez seçilemez” diyor bu madde.

GÜL’ÜN SELEFLERİ DE SEÇİLEMEZ

İş burada bitmedi. Alt Komisyon’dan bu şekilde geçen tasarı iki gün sonra Anayasa Komis-yonu’nda bir kez daha değişti. Yeni hali şöyleydi:
“GEÇİCİ MADDE 1- (1) Onbirinci Cumhurbaşkanı’nın görev süresi yedi yıldır.

(2) 31/5/2007 tarihli ve 5678 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce seçilen Cumhurbaşkanları, iki defa seçilememeleri kuralı dahil, Anayasa’nın değişiklik öncesi hükümlerine tabidir.”

Görüleceği gibi, ilk metinde doğrudan Abdullah Gül tarif edilirken, bu kez yapılan değişiklikle Gül’ün durumu hayatta olan eski Cumhurbaşkanları ile birlikte değerlendiriliyor. Eski Cumhurbaşkanlarının bir daha seçilemeyecekleri hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak bir açıklık içinde hükme bağlanmış oluyor.

Kim onlar? Önümüzdeki nisan ayında 12 Eylül darbesi nedeniyle yargılanması başlayacak olan 95 yaşındaki Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 88 yaşındaki Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 71 yaşındaki Onuncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve 62 yaşındaki Abdullah Gül...

SİYASİ NEZAKETİN GEREĞİ

Komisyon raporunda hükümet kanadının Gül ile ilgili bu düzenleme için getirdiği gerekçe şöyle ifade ediliyor:
“Cumhurbaşkanı’nın seçildiği dönemde referandum öncesi hukuka tabi olması nedeniyle süresi yedi yıl olduğunda ve en çok bir defa seçileceğinde hiçbir kuşku yoktur. Hükümet tasarısında bu konuda düzenleme ihtiyacı duyulmamıştır. Ne var ki, son günlerde gerek siyasi gerek akademik çevrelerde bu husus tartışmaya açılınca, bu konuda açıklayıcı bir düzenleme yapılması zorunlu hale gelmiştir. Geçici maddenin amacı buna yöneliktir.”

Gül seçildiğinde anayasa değişikliği henüz referandumdan geçmediği için, hükümet kanadı, onun durumunda önceki anayasa kurallarının geçerli olduğu tezine dayanıyor. Bu görüş, ilk bakışta hukuken kendi içinde tutarlı görünebilir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014’te Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerinde özellikle iktidar partisi içinde çok büyük bir mutabakatın yerleştiği bir dönemde aslında Abdullah Gül’ün de bu mutabakatın dışında kalmayacağı savlanabilir. Ancak yine de hukuk sistemi içinde kendisine dönük bir sınırlamanın korunması, siyasi açıdan sıkıntılı bir durum yaratıyor. Arzu edilseydi, pekâlâ bu sıkıntıyı aşacak bir formül geliştirilebilirdi.

Ayrıca, TBMM’de bu adım atılırken, Cumhurbaşkanlığı makamının en azından düzenlemeden haberdar edilmesi de siyasi nezaketin bir başka gereğidir. Bunun da yapılmadığı hissediliyor.

Hepsi bir tarafa, konunun en tuhaf tarafı, Cumhurbaşkanı Gül’ün kendi siyasi geleceğine kısıtlama getiren bir yasayı onaylayıp onaylamamak durumuna sokulmuş olmasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları