Görüş ayrılığı mesajı

Güncelleme Tarihi:

Görüş ayrılığı mesajı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 17, 2016 01:19

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin görüşmesinde, iki ülke arasındaki görüş ayrılıkları vurgulandı. Ruhani, cüzi görüş ayrılıklarını doğal bulurken, Erdoğan, “Görüş ayrılıklarını asgariye indirmek her şeyden önce ülkelerimizin lehinedir” mesajı verdi, “Bölgede akan kanın durdurulması konusunda hemfikiriz” dedi.

Haberin Devamı

İSTANBUL’da yapılan İslam Teşkilatı Zirvesi’ne katıldıktan sonra Ankara’ya geçen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüştü. Erdoğan, konuğunu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda resmi törenle karşıladı. İki liderin başbaşa görüşmesinin ardından Türkiye-İran 3’üncü Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) oturumu yapıldı. İki lider, daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, basın toplantısında özetle şunları söyledi:

İLİŞKİLER GELİŞTİRİLECEK
“Türkiye-İran ilişkilerini daha iyi bir noktaya taşımak için Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’la İranlı Bakan Vaizi’ni görevlendirdik. Bundan sonraki süreçte Türkiye-İran ilişkilerinde siyasi, ulaştırma, ekonomi kültür, turizm gibi tüm alanlarda bunları yakın takip edecekler ve biz de bütün attığımız adımların sonuçlarını kendilerinden takip etmiş olacağız. Türkiye-İran ilişkileri son yıllarda malesef bir gerileme içerisinde. 22 milyar dolara kadar çıkmış olan ticaret hacmi maalesef bu yaptırımlar neticesinde yaklaşık 10 milyar dolara düşmüştür. İlk etapta 30 milyar dolar olan hedefimizi atacağımız adımlarla gerçekleştireceğimize inanıyorum.

MEZHEP ELEŞTİRİSİ
Yaptığımız görüşmelerde karşılıklı yatırımları arttırma yönündeki kararlılığımızı teyit ettik. Türkiye-İran ilişkilerinde işadamlarının ticarette, taşımacılıkta, gümrükte ve diğer alanlarda engellerle karşılaşma dönemini sona erdirme konusunda işbirliği halindeyiz. Karşılıklı ilişkileri güçlendirmek için ne gerekiyorsa yapma hususunda mutabık kaldık.

Bölgemizi sarsan terörizm ve mezhepcilik sorunları ile bunlara bağımlı olarak ortaya çıkan insani sorunların üstesinden gelinmesi için birlikte çalışmamız gerekmektedir. Ülkelerimizin Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizde akan kanın ve yaşanan krizlerin durdurulması için gereken çalışmalara öncülük etmesi şart. Cumhurbaşkanı Sayın Ruhani ile bu çerçevede görüşlerimizi başbaşa paylaşma fırsatı bulduk. Türkiye ile İran arasında bölgesel konularda görüş ayrılıkları bulunduğu bir gerçek. Bölgede akan kanın durdurulması gerektiği konusunda hemfikir olduğumuzu da memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Bölgedeki gelişmelere mezhepsel olarak yaklaşılmasının hiçbir fayda sağlamayacağı, bilakis yıkıcı etkileri olacağı konusunda yakın görüşlere sahibiz.

TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ
Terörle mücadele özellikle uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyulduğu ve bu çerçevede teröre karşı iyi terörist kötü terörist ayrımı yapılmayacağı düşüncesini paylaşıyoruz. Suriye ve Irak’ın toprak bütünlükleri ve siyasi birliklerinin mutlaka korunması konusunda da görüş birliği içinde olduğumuzu memnuniyetle gördük. Aramızdaki siyasi diyaloğu güçlendirmek suretiyle görüş ayrılıklarını asgariye indirmeyi sağlamamız, her şeyden önce ülkelerimizin lehinedir. Bölgemizdeki sorunlara dışarıdan değil, içeriden çözümler sağlamamız halinde bir an önce netice alacağımıza inanıyorum. Bölgenin iki önemli ülkesi olarak bu konuda bizlere önemli bir sorumluluk düştüğünün farkındayız.”

RUHANİ: ÖLÜMLER DURMALI
BASIN toplantısında İran Cumhurbaşkanı Ruhani de “Ülkelerin sınırları sabit kalmalıdır. Parçalanmayı hiçbir ülkede kabul etmiyoruz. Ülkelerin istikrarına vurgu yapıyoruz. Ölümler ve savaşlar bir an önce durdurulmalıdır. Terörizmle her ne isim adı altında olursa olsun ve her ne şekilde olursa olsun ciddi anlamda mücadele etmeliyiz” mesajı verdi. Ruhani özetle şunları söyledi: “Görüşmelerimizde 3 önemli amacı bu teşkilatın önceliği olarak belirledik. Birincisi Müslüman kadının İslami toplumdaki rolü ve yüksek yerini dünyaya tanıtmak. Maalesef İslam bu konuda mazlum olmuştur, dünya nezdinde yanlış anlatılmıştır. İkinci konu, terörle mücadeledir. Üçüncüsü ise İslam dünyasının birliğidir. İslam dünyasının birliği ve mezheplerin birbirine yaklaştırılması da çok önemli. Bizim kimliğimiz mezhepler değil İslam’dır. Türkiye ile işbirliği yaparak umarım bu 3 amaca ulaşırız. Ülkelerin geleceğini, kaderini o ülkelerin halkı belirliyor. Biz bu konularda hemfikiriz. Hiçbir yabancı ülke bir ülkenin geleceği için karar veremez. Çok cüzi konularda belki farklılıklarımız olabilir. Farklı düşünebiliriz. Bu da çok doğal bir şeydir. Biz hem daha fazla istişare hem de daha fazla işbirliği yapmak için hazırız.”  

ORTAK BİLDİRİ SICAK VE DOSTANE
GÖRÜŞMELER sonrası açıklanan ortak bildiride özetle şunlar vurgulandı: “Görüşmeler iyi anlayış ve ortak bakış açılarının hâkim olduğu sıcak ve dostane bir atmosferde gerçekleşmiştir. Taraflar,bölgelerindeki gelişmeler bağlamında, halkların meşru hakları, talepleri ve beklentilerine uygun olarak bölgedeki güvenlik tehditlerini siyasi çözümler yoluyla bertaraf edebilmek için ikili ve çok taraflı istişareleri sürdürmenin önemini vurgulamışlar; Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasına verdikleri önemi belirtmişler; bölgede bireyler, gruplar ve bunların uzantıları tarafından yapılan terör saldırılarını kuvvetli bir şekilde kınayarak,  terörizmle mücadele alanında işbirliğini ilerletme ihtiyacını vurgulamışlar.”


BAKMADAN GEÇME!