Gönül Yâresi

Şunu öğrenemedik:

Haberin Devamı

Sert üslup, yeni taraftar getirmez. Sadece mevcut taraftarı tatmin eder, kemikleştirir... Onu da pek özel durumlarda kullanacaksın.

Hergün değil... Zira kabak tadı verir.

Kaldı ki, sert üslup ille de yüksek ses değildir, bağırmak çağırmak hiç değildir. Zarafet içinde öyle gülle gibi laflar edebilirsin ki, rakiplerin daha çok ezilir.

***

Başbakan, sert bir yapıya sahip.

9 yıldır bizi de buna alıştırdı. Artık yadırgamıyoruz.

Ama Kılıçdaroğlu halim selim, sakin ve soğukkanlı tavrıyla parladı. Sinirlenmeyen, kırıcı olmayan, tehlikeli yerlere yumruk sallamayan, bir fair-play adamı olarak yükselmeye başladı. Zaten düşman çatlatan bu özellikleri sebebiyle Baykal’ın takdrini kazanıp, İstanbul’a Belediye Başkan Adayı yapıldı. İyi de oy aldı. Gürsel Tekin gibi bir şeytan’la da akıllı bir beraberlik kurdu.

Buraya kadar güzel.

Haberin Devamı

Lâkin şimdi onu tanıyamıyoruz. Topluma sempatik ve ekzantrik gelen o zarif adam gitti, yerine aksi, fevri, sinirli ve ağzına geleni söyleyen, yâni sıradan bir adam geldi.

***

Yine de ümidimiz var.

Çünkü Kılıçdaroğlu, miting bitip kürsüden inince, tekrar eski hüviyetine bürünüyor. Nezaketine tekrar kavuşuyor. Tekrar karşımıza bir akil adam çıkıyor.

Şu kanaata vardım:

Kalabalıklar, Kılıçdaroğlu’na pek yaramıyor. Mitingler değil, makul büyüklükteki salonlar ona daha uygun.

Peki, mitinglerdeki bu sert üslubundan memnun olanlar yok mu?

Olmaz olur mu? Var.

Hem de çok var.

Ama onlar zaten kendi taraftarı... Kılıçdaroğlu’na hayranı.

Halbuki başka seçmenlere kepçe atması lâzım...

“Türk’ün Türk’e propagandası neye yarar?”

Yazarın Tüm Yazıları