Gökçek'in hayal ettiği isimler

MELİH Gökçek'le konuşurken kuracağı partinin yılbaşından sonra hazır olacağını söylemiş, kurucuların kim olacağını söylemek istememişti.

Ancak Gökçek'in köşemizdeki dünkü sözlerinden sonra Ankara'dan faksla önümüze bazı isimler düştü. Bunlar Gökçek'in partisine katmak üzere kafasından geçen isimlermiş:

F.Terim, İ.Tatlıses, Y. Erez, A.Özal, A.O.Güner, Mehmet Ağar, H.Narin, A.Bayramoğlu, R. Muhtar, A.M.Gürtuna, A.R.Bozkurt, Prof.Anıl Çeçen, B.Tibuk, B.Çaçan, B. Özfatura, B.Arınç, C.Adan, Prof. E.Öksüz, Prof. E.Manisalı, E.Yalçınbayır, F.Kısaparmak, F. Koru, I.Çelebi, İ.Kahraman, M. Yazıcıoğlu, R. Yazıcıoğlu, L.Kayalar, M.Yıldırım, Prof.O.Altuğ, S.Aygün, S.Demirel, T.Türkeş, Y.Koçak, İ.Kesici, Y.N.Öztürk, Y.Aktürk, Y. Aktuna, A.Durak, A. Coşkun, U.Dündar.

Gökçek'in partisine katılacakların ‘geçmişte hiçbir ayıbı olmayacak... bugün de içki, kumar, kadın düşkünlüğü, şöhret merakı olmayacak... mevki hırsı, mal düşkünlüğü olmayacak... borcu olmayacak... devletine, dinine saygılı olacak; Atatürk'ü doğru anlamış olacak...’

Daha birçok koşulu varmış Gökçek'in... İsmi geçenlerin bu girişimden haberleri var mıdır? Eminiz ki çoğunun yoktur.

DP HAZIR BEKLİYOR

Bu arada Demokrat Parti ile ilgili bazı senaryolar üretiliyor. Korkut Özal'dan sonra DP'nin Genel Başkanlığı'na eski ANAP Sakarya Milletvekili Yalçın Koçak getirilmişti. Partinin başına geçmesi önerilen Hüsnü Doğan'ın ise bunu reddettiği öğrenildi. Melih Gökçek'in bu partiye 'talip' olduğu, ancak geliştirdiği temaslar nedeniyle şimdilik beklemede bulunduğu konuşuluyor.

Biri ceylan, biri boğa


KADIN - Tanrı, yaprağın hafifliğini, ceylanın bakışını, güneş ışığının kıvamını, sisin gözyaşını aldı. Rüzgárın kararsızlığına, tavşanın ürkekleğini de ekledi ve onların üzerine kıymetli taşların sertliğini, balın tadını, kaplanın yırtıcılığını, ateşin yakıcılığını, karın soğukluğunu, saksağanın gevezeliğini, kumrunun sevgisini ilave etti. Bütün bunları karıştırıp eritti. Ve kadını yarattı. Yarattığı bu eseri erkeğe emanet etti.

ERKEK - Tanrı, kaplumbağanın yavaşlığını, boğanın bakışını, doğanın dehşetini aldı. Sülüğün yapışkanlığını, kedinin nankörlüğünü, hindinin kabarışını, gergedan derisinin sertliğini ona ekledi. Bunlar üzerine ayının kabalığını, bukalemunun şıpsevdiliğini, sivrisineğin vızıltısını ilave edip erkeği yarattı. Ve ıslah etsin diye bu yaratığı kadına verdi.

(Yeni Medeni Kanun'un çıkması ile internet sitemize düşen yazıdan.)

Eroğlu, iddialı konuşuyor


İstanbul susuzluk yaşamayacaktır

İSKİ
Genel Müdürü Veysel Eroğlu, ‘‘Yağmurla gelen adam’’ (22.11.2001) yazımız üzerine ayrıntılı bir açıklama yaptı. 70 yılın en kurak dönemini geçirdiğimizi, Istranca'dan su temininin Bizans döneminden beri gündemde olduğunu belirten Eroğlu, ‘‘İlk proje 1960'da DSİ tarafından gündeme getirilmiştir. Çalışmalar 1980'lerde başlamıştır. Bedrettin Dalan zamanında Temel Su Mühendislik Firması'na hazırlatılan master plan raporu, 1988'de onaylanmıştır. 1990'li yılların başında ‘‘7 dereden 7 tepeye su’’ projesi 1993'e kadar yavaş yürümüştür’’ dedi. Asıl çalışmanın 1994'te yönetime gelmeleriyle başladığını, regülatör olarak düşünülen projelerin baraj haline dönüştürüldüğünü, buna bağlı olarak isale hatları, içmesuyu arıtma tesisleri, su hazneleri, içmesuyu şebekesi çalışmaları ile İstanbul'a 444 milyon m3/yıl ilave su temin edildiğini, bununla İSKİ'nin 1 milyar m3 su verebilecek kapasiteye ulaştığını anlattı. Eroğlu,‘‘Istranca'daki barajlar sayesinde İstanbul'da su sıkıntısı yaşanmamaktadır ve yaşanmayacaktır. 1993'te su tarifesi 1.04 $ iken bugün bu oran 0.73 $'a seviyesine düşmüştür. Bu tarife Bursa, İzmir ve Antalya'dan ucuzdur. İSKİ'nin 7 yılda gerçekleştirdiği 350'yi aşkın tesisin maliyeti 2 katrilyondur.

Yoğun kuraklığın yaşandığı 1989-94 yıllarında Amerikan firmalarıyla ortak yürütülen yağmur bombaları çalışmaları için 4 milyon dolar harcanmış, ancak netice alınmamıştır. Bu husus zengin ülkelerin fakir ülkelere umut tacirliği yapmasından başka bir mana ifade etmemektedir.’’ Bu yatırımlar gerçekten güzel ama Eroğlu bu kuraklıkta baraj ve yeraltından çekilen suların seviyesini biliyor mu acaba? Bunu da soracağız kendisine.


3268 belediye israftır


GAZİANTEP Belediye Başkanı Celal Doğan, Yerel Yönetim Tasarısı‘nın mevcut şekliyle bir reform yasası olmaktan uzak‘‘ olduğunu belirterek, ‘‘3.268 belediye var. Artık Türkiye bu israftan vazgeçmelidir. Eğer amaç, en küçük yerleşimlere hizmet götürmekse, köy birimlerine kadar bütün yerleşmeler Büyükşehir'lere bağlanmalıdır. İstanbul'da 38 merkez ilçe belediyesi var; bu 38 adet muhasebe, özel kalem, imar, fen, zabıta vs. müdür ve başkanlığı demektir. Bugünkü sistem mevki ve makam sağlamaktan öteye gidemiyor’’ diyor.

50 $ eziyeti


ALMANYA'ya gidiyordum, Atatürk Havalimanı'nda 50 dolar çıkış vergisini ödeyeceğim... Sabah 08'den önce olduğu için gelen yok, bekledim. Görevli nihayet geldi, 50 doları bozdurdum. Götürdüm verdim, ‘‘Hayır kur değişti, üzerini tamamla’’ dediler. Gittim yeni dolar bozdurdum, 7 milyon daha verdim. Benim gibi koşuşturan bir sürü yolcu var. 50 dolar isteniyorsa 50 doları alsın devlet, bizi dolar bozdurmak için koşuşturmasın. Devlet kendisine kaynak arıyor, sonra da eziyet çektiriyor.

N.S.-ALMANYA

Beleş otobüse rağbet artmış


ETLİK'ten belediye otobüsü ile 08.00'de Ulus'taki işime 10-15 dakikada giderdim. 10.00'da evden çıkmaya başladım, yolculuk 50 dakikaya çıktı. Çünkü otobüsler 65 ve yaş üstüne ücretsiz. Amcalar, teyzeler işleri olsun ya da olmasın abartısız her gün Ulus'a ve Kızılay'a gidiyorlar; bedava ya... Ekmek almak isteyen de, camiye gitmek isteyen de.

Binlerce işsiz genç, otobüse binecek parası bulamazken, bu uygulama haksız değil mi? Tabii ki yaşlılarımıza saygımız var, onları seviyoruz, ancak üretime katkısı olacak, evine ekmek götürecek gençler sokaklarda dolaşırken bu durum biraz lükse kaçıyor.

Yaşlılara bedava ulaşım olanağı sağlamaktaki amaç nedir?

Belediyemiz oy amacıyla yaşlılarımıza bedava yerine en azından yarı fiyatla bu hizmeti yapabilir.

A.E.-ANKARA


GÜNÜN SÖZÜ



‘‘Türkiye'de en fazla güçlük çektiğimiz konu etik; ticari ahlak alanındaki boşluktur. Yasal boşluklar nedeniyle piyasa ahlakı ortadan kalkmıştır.

(Rekabet Kurulu Başkanı Prof. Tamer Müftüoğlu)

MESAJ


ZİRAAT Bankası'ndan emekli olan bir gruptan: Emlakbank'la birleştikten sonra emekli edildik. Emekli Sandığı'ndan ikramiyeyi % 30 fazlasıyla aldık. Ancak 1984'ten bu yana banka vakfına kesilen paramızı alamıyoruz. 2002’de verilebilecekmiş. Peki bizden toplanan paralar nereye gitti?

MUMCU'ya.... Atatürk'ün dediği gibi 'köylü efendimizdir' ama siz siyasetçiler köylüyü unutup IMF'yi efendi yapınız.

H. DEMİR
Yazarın Tüm Yazıları