Gökçek nereye koşuyor?

ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek dün aradı; uzun bir görüşme yaptık. Emin Çölaşan'la olan davalarından başlayarak kuracağı partiye kadar bir sürü şey anlattı.

Çölaşan'la olan meselesi dışında kendisine merak ettiğimiz soruları sorduk...

Çok tartışma konusu olan Alfagaz olayı nedir?

- Alfagaz,
dalında Türkiye'de tek fabrika; başkası yok ki, dolayısıyla ihaleler onda kalıyor. Sayaç ihalesine dıştan firma çağırsan daha pahalı geliyor. Gazeteciler gidip gördüler. Ankara'nın 50-60 yıllık koca bir fabrikası... Buzdolabı, ısıtma aletleri yapıyor.

Sahipleri kim?

- Termikel
firması... 'Kanal A' TV'nin de sahipleri.

MEDYAYA GİRDİM

Anlaşıldı, o zaman siz her zaman bu TV'ye çıkıyorsunuz.

-
Ben Ankara Belediye Başkanıyım. Yerel bir TV'ye benden başka kim çıkar ki... Hele sahipleriyle de aranız iyiyse tabii daha çok çıkarsınız. Bakın, Ankara'da bölge gazeteleri çıkarken, yazılan yanlış haberler üzerine gazete çıkarttım. Kimse yalan haber yazamaz oldu.

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Ergül Güryel'le buluşmalarınız...

-
Ergül Bey'le tanışırız, bu arada dediği gibi aileler ortamında görüştük. Yahu böyle kadınlar arasında iş mi konuşulurmuş! Anadolu'da şehir kulüpleri vardır, orada hákim de, savcı da yan yana oturur ama ertesi gün mahkemede karşı karşıya gelirler. Çocuğu şirket kurmuş, ortağı gelip işi almış. İnanın inanmayın, adamın haberi yok. Bir iş 120, bir iş de 35 milyarlık... Yüzde 21 kırım yapmış, Bayındırlık fiyatlarına göre 5 milyar kazanır. Yani bu 5 milyara Ergül Bey mi, ben mi tenezzül edeceğim; Emin Bey'in diline düşeceğim. Emin Bey, bir hákime telefon ettiğimi ispat etsin, istediğini yapacağım.

Ama böyle görevde bu kadar yakınlık doğru mu?

- İnsani münasebetler içinde yemek yemeyeyim mi yani... Kokteylerde herkesin huzurunda görüşemem mi? Kurul üyesi Hüseyin Demirörs'le yemek yemek hemen özel çıkar anlamına mı gelir. Ben protokolün 3. kişisiyim. Sonra Hákim ve Savcılar Kurulu üyelerinden niye çekineyim, onlarla görüşmekten onur duyarım. Demirel'in beni gözaltından kurtardığını yazıyorsunuz.

GÖZALTI VAKASI

Doğru değil mi?

-
Bir şeyden ötürü DGM'de 36 saat gözaltında kaldım. Sayın Demirel, bunu bir seyahatte Ertuğrul Özkök, Zafer Mutlu ve Fatih Çekirge'ye anlatmış. Demirel'in, bir soru üzerine söylediği şu: ‘‘Bir belediye başkanı apar topar evinden alınıp götürülmez, çağrılır, onun yöntemi vardır.’’ Süleyman Bey'in beni kurtarması yok, gözaltına alınma usulüne karşı tavrı var. Ama sonunda 'Demirel, Melih'i kurtardı' oldu.

Parti kuracağınızı söylüyorsunuz... Tayyip Bey'le niye koptunuz?

-
Önce şunu anlatayım, Flaş TV'den Savaş Ay geldi gördü yaptıklarımızı, şaşırdı. Kültür-sanat ekiplerimizi istedi. Ben de çıktım.

Ama o arada belediyenin kaynaklarıyla yarattığınız faaliyetler üzerinden gizli reklam yaparak kuracağınız partinin propagandasını yaptınız. RTÜK'e göre de yanlış değil mi?

TOPARLANMALIYIZ

- Değil... Gazeteci, bana böyle bir soru sorarsa ben de cevap veririm. Ülkeme hizmet için parti kuruyorum. İcraatlarımı tabii anlatacağım. Beni TV'lerde daha çok göreceksiniz. Sorunuza geliyorum; popülaritesi Tayyip Bey'den sonra en yüksek benim. Türkiye'nin toparlanmaya ihtiyacı var.

Niye koptunuz?

- 2000 Eylülü'nde 8 kişi bir araya geldik. Benim talebim şu oldu: Sadece Fazilet tabanından gelenler olmamalı, bütün toplumu kucaklamalı... Buna 'evet' de, 'hayır' da denmedi. Maalesef geniş cepheye girmediler; nitekim kendilerine büyük reaksiyon var. Ayrıca Tayyip Bey, yasaklı hale gelirse, AKP barajın altında kalır... Bizim kuracağımız parti merkez sağa uyum sağlayacak parti olacak... İçinde 'sağduyulu solcular' da olmalı. Kamuoyunda yeni oluşum isteği % 69 çıkıyor.

DERVİŞ’İN DESTEĞİ

Başka kişi ve gruplar da oluşum peşinde.

-
Türkiye'de siyaseti kabul ettirmek öyle kolay bir hadise değil. Siyasi ve bürokratık tecrübeniz, iyi bir geçmişiniz olacak, kamuoyu sizi lider kimliğiyle tanımış olacak. Sayın Derviş'e bu kadar destek verildi de ne oldu? (Kuracağı partinin adını ve kurucularını söylemiyor.)

- Tayyip Bey'le ittifak yapar mısınız?

- En son düşünürüm, gücüm % 20'lerin üzerindeyse ittifak yapmam.

Gösteriden uzak yardıma aferin


RAMAZAN süresince yaptığı hayır işlerini ekranlara taşıyan kişi ve kurumları eleştiren ‘‘Yardım Ayıbı’’ yazımıza karşı iki güzel örnek geldi.

KIZILAY'ın yaptığı ramazan yardımlarını profesyonelce buluyor ve kendilerini kutluyorum. Yardım yapılacak aileleri muhtarlar belirliyor. Yardımlar evlere bırakılıyor. Böylece insanlarımız yardım almak için birbirlerini ezmiyor. Bu gibi tavırlar, kötü örneklerin yanında bizi sevindiriyor.

Dr.M.Yunus Seven-TARSUS

PENDİK Belediye Başkanı Erol Kaya da, 1000 aileye 'gösteriden uzak' yardım yapıyor. Böylece ihtiyaç sahipleri teşhir edilmiş olmuyor, çirkin olaylar yaşanmıyor.


MESAJ


BİR veli Defterdarlık ve Vakıflar'dan öğrenmek istiyor: Bir vakıf üniversitesi, öğrenciden aldığı ücret için fatura vermek zorunda değil mi? Yeditepe Üniversitesi, ‘‘Bizim vergi muafiyetimiz var, hem biz sizden KDV almıyoruz, niye fatura verelim’’ diyebilir mi? Peki devletin vergi geliri; bizim de fatura üzerinden alacağımız vergi iadesi nereye gidiyor?

ŞİŞLİ Belediyesi, Öğretmenler Günü dolayısıyla bu akşam Lütfü Kırdar Merkezi'nde yemek ve Muazzez Ersoy konseri düzenliyor.

SAKALIMDAN ONA NE? Rize'den işadamı Ahmet Erdoğan'ın açıklaması: Ben Recep Tayyip Erdoğan'la akraba değilim. Eski FP İl Başkanıyım. Tayyip Bey'in AKP'sini de destekliyorum. Ancak Genel Sekreter Yardımcısı Murat Mercan adlı tanımadığım kişinin, benim için ‘‘Sakallı Ahmet Erdoğan'ı mı il başkanı yapmalıydık’’ diyerek beni aşağılamasını kınıyorum. Sakalımla uğraşmak ona mı kaldı?
Yazarın Tüm Yazıları