Gizemli sayılar bilimi ‘Ebced’, son defa İnalcık Hoca için kullanıldı

Güncelleme Tarihi:

Gizemli sayılar bilimi ‘Ebced’, son defa İnalcık Hoca için kullanıldı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2005 00:00

Hem Doğu, hem Batı dünyasında binlerce seneden buyana várolan ve her harfin bir sayı değeri taşıması temeline dayanan ‘Ebced’ isimli sistem, gizli bilimlerin ve geleceği önceden öğrenme çabalarının yanısıra edebiyatta da kullanıldı. Önemli olaylar Ebced ile ve şiir şeklinde tesbit edildi, bu işe ‘tarih düşürmek’ adı verildi. İşte, Ebced ile düşürülen son tarih: Türk tarihçiliğinin büyük ismi Prof. Dr. Halil İnalcık’ın hayatının anlatıldığı ve yeni yayınlanan ‘Tarihçilerin Kutbu’ isimli kitap için düşürülen tarih...

Adına ‘Ebced’ denilen ve çok eski asırlardan beri várolan bir hesap sisteminin ismini mutlaka işitmişsinizdir.

Doğu dünyasında ‘Ebced’ adını alan bu sistemin benzeri eski Batı medeniyetlerinde de vardır ve bugün ‘nümeroloji’ diye genel bir isim altında toplanırlar.

Ebced bizde şiirden gizli ilimlere kadar birçok alanda kullanılmıştır ve temeli, alfabedeki her harfin belli bir rakam değeri taşımasına dayanır. Meselá eski alfabemizin ‘elif’i 1, ‘ye’si 10, ‘rı’sı 200, ‘kef’i 20, ‘lám’ı 30, ‘mim’i 40 kabul edilir, her harfin böyle belli bir değeri vardır ve harflerden meydana gelen kelimeler de harflerin sayılarının toplamına karşılıktırlar. Bu sayfanın başlığı olan ‘Ramazan Çadırı’ sözünün ebcedle karşılığı 1298, ‘Hülya Avşar’ın 1145, ‘Mehmed’in 92’dir; Marmara Denizi’nin 1754’te donması üzerine söylenen ‘Deniz altmış sekizde dondu, buzdan bendeniz geçtim’ mısraının değeri de 1168 Hicri tarihini verir.

Bu sistem eski edebiyatımızda önemli olayların tarihlerini şiir şeklinde belirlemeye de yaramıştır. Aruzla yazılmış şiirin son mısraındaki harflerin sayı değerleri toplandığında olayın meydana geldiği tarih ama Hicri yıl ortaya çıkar ve bu işe ‘tarih düşürmek’ denir.

Şiirde ve olayların tarihlerini belirlemede böylesine işe yarayan Ebced’den başka alanlarda da, meselá gizli ilimlerde, geleceği tahminde yahut büyüde veya hastaya şifa verme konularında da istifade edildiğine inanılır. Ama o bahislere hiç girmeyelim!

Ebced, tarih düşürme maksadıyla son defa, bundan sadece iki gün önce, Türk tarihçiliğinin yaşayan en büyük üstadı Prof. Halil İnalcık için kullanıldı; üstád İnalcık’ın hayat hikáyesinin anlatıldığı ve geçtiğimiz günlerde yayınlanan ‘Tarihçilerin Kutbu’ isimli eser için tarih düşürüldü.

Prof. İlber Ortaylı’nın ‘Tüm zamanların büyük álimi’ dediği, sadece tarihte değil edebiyatta da üstad olan ve ilmiyle bütün dünyanın saygısını kazanmış olan Prof. İnalcık’ın hayatının ayrıntılarını vermeme gerek yok; eserleri, tarih vádisine girmiş olan herkesin 60 küsur seneden buyana yolunu aydınlatıyor. Hakiki tarihçiler, hadiselerin analizlerini Osmanlı kroniklerindeki yani tarih kitaplarındaki bilgileri Osmanlı Arşivleri’nde bulunan milyonlarca belgeyle beraber değerlendirdikten sonra yorumlamayı üstád Halil Bey’den öğrendiler, öğrenemeyenler de sadece láf etmekle meşguller.

Aşağıda, Ebced’in kullanıldığı son ‘kıt’a’, yani dört mısralık eski tarz bir şiir yeralıyor. Şiirin dördüncü mısraındaki harflerin toplamı, Prof. Halil İnalcık’ın hayatını konu alan eserin yayın tarihini, yani 2005’in Hicri takvimle karşılığı olan 1426’yı veriyor:

‘Kutb demek az, ‘Kutbu’l-aktáb’ denmeli / her sözü her nefhası muhkem delil / Neşrederken mácerá-yı ilmini / Kuhl-i ömrün kendi çizdi Mir Halil’.

Bu sözler, bugünün Türkçesi ile şöyle:

‘Ona ‘kutup’ demek azdır, ‘kutupların kutbu’ denmesi gerekir. Söylediği her söz, aldığı her nefes, -ilim yolunda- kuvvetli birer delildir. Büyük, yüce Halil, 1426 (Miládi 2005) yılında ilminin macerasını neşrederken, ömrünün sürmesini de gözlerine kendi elleriyle çekmiş oldu’

Halil Hoca’nın eseri için düşürülen bu tarihin ‘Ebced ile yazılmış son mısra’ olduğunu söylerken hata etmiyorum, zira Ebced’in inceliklerini ve Ebced ile tarih düşürmeyi rahmetli üstadım Abdülbaki Gölpınarlı’dan öğrendim ve üstád Halil İnalcık’ın eserini anlatan bu kıt’ayı da iki gece önce náçizáne bendeniz yazdım.

Sorular ve cevaplar (Mehmet Nuri YILMAZ)

Sahuru yedikten sonra yattım, sonra çok susadım, kalktım su içtim. Bir baktım ki imsak vakti geçmiş. Ne yapmalıyım?

Oğuz CERİT/ADANA

İhtiyaten, ramazandan sonra bir gün oruç tutunuz.

Oruçlu iken cünup olan bir insan ne yapabilir?

Tolga TATLIOĞLU/İSTANBUL

Oruçlu olarak uykuda veya uyanıkken kendiliğinden cünup olma hali orucu bozmaz. Kendi iradesiyle boşalma durumunda ise yine orucuna devam eder, ancak ihtiyaten ramazandan sonra bir gün tutar.

Zekátımızı dilencilere verebilir miyiz?

Gültekin KARAOĞLAN/ANKARA

Dinimizde dilencilik caiz görülmemiştir. Müslüman vakur ve onurlu kişidir. Çalışır, kazanır, kendi emeğinin hakkını verir. Ancak dilenen kişi, zaruret içinde olması, günlük ihtiyaçlarını karşılayamaması halinde günlük ihtiyacını giderecek miktarda halktan bir şey isteyebilir. Bu durumda olan bir insan, halini arz etmekle yetinmeli, fazla ısrarcı olmamalıdır. Bu tür yoksul insanlara zekát, sadaka verilebilir. Zekátta yardım edecek kişinin seçimi iyi yapması gerekir. Yoksa verdiği zekát yerini bulmamış olur ve tekrar vermesi gerekir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!