Gerginlik istemiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Gerginlik istemiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2017 11:02

Almanya ile Türkiye arasında gerçekten de son dönemlerde her iki ülkenin insanlarını da rahatsız ve tedirgin eden bir gerginlik yaşanmakta. Bunda hiç şüphesiz iki ülkede sorumluluk taşıyan politikacıların yaptığı açıklamaların önemli bir etkisi var.

Haberin Devamı

Gerginlik istemiyoruz
TÜRKİYE’de bazı Alman vatandaşlarının teröre destek gerekçesiyle tutuklanmaları üzerine Federal Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, “Türkiye’ye çok sabır gösterdik. Bunu yapmak kolay olmadı. Türkiye politikamıza yeni bir yön vermemiz gerekiyor” şeklinde bir açıklama yaptı.
Aynı zamanda “Seyahat uyarılarını güncellemekten başka çaremiz yok. Almanya’dan Türkiye’ye seyahat edecek herkes için risk var” dedi.
Yani bir yerde Almanlara “Türkiye’ye gitmeyin” demek istedi.
Haklı olarak Türk tarafı buna sert tepki gösterdi.

***
Bunun üzerine Bakan Gabriel’in kaleme aldığı bir açık mektup Almanya’nın en yüksek tirajlı günlük gazetesi Bild’de hem Türkçe hem de Almanca olarak yayınlandı.
“Sevgili Türk hemşerilerim” diye başlayan Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel imzalı açık mektupta, “Federal Hükümetin tümü adına da size bu şekilde hitap etmek istiyorum. Türkiye ile olan ilişkilerimizde şu anda yaşanan büyük zorlukları özellikle siz de hissetmektesiniz. Sizin vatanınız Almanya’dır, fakat birçoğunuz için aynı zamanda da Türkiye’dir.
Bu nedenle size şunu söylemek istiyorum: Almanlarla Türkler arasındaki dostluk büyük bir hazinedir. Biz Türkiye ile iyi ilişkilerimizin olması için her zaman çaba sarf ettik, çünkü Almanya ile Türkiye arasında iyi ilişkilerin sizin açınızdan da önemli olduğunu biliyoruz.
Fakat şu anda Türkiye’de suçsuz Alman vatandaşları tutuklanmaktadır. Alman Hükümeti olarak tepki vermeden seyirci kalmamız mümkün değildir. Vatandaşlarımızı korumak zorundayız.
Bu nedenle Alman hükümetinin Türk siyaseti karşısındaki politikaları değişecektir. İşbirliğimizi ve özellikle Türkiye’ye yapılan ekonomik yardımları yeniden gözden geçireceğiz ve Avrupa’da net bir tutum için girişimlerde bulunacağız. Şunu bilmenizi istiyoruz ki, bunların hiçbiri Türkiye’deki insanlara ve Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli insanlara karşı alınan önlemler değildir.
Zira Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi ilişkiler ne kadar zor olursa olsun, bizim için şu çok açıktır: Sizler, Almanya’daki Türkiye kökenli insanlar, Alman pasaportuna sahip olsanız da, olmasanız da, bizim bir parçamızsınız.
En içten selamlarımla” satırları yer aldı.

Haberin Devamı

***
Ancak daha sonraki günlerde gerginlik daha da tırmandı.
Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da yaşayan Türk kökenli Alman vatandaşı seçmenlere, “Türkiye’nin düşmanları” olduklarını söyleyerek Hıristiyan Demokratlar, SPD ve Yeşiller’e oy vermemelerini istemesi, ilişkileri kopma noktasına getirdi.
Tabii Gabriel, “Bu Almanya’nın egemenliğine şimdiye kadar hiç görülmemiş düzeyde bir müdahaledir” diyerek sert tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu çıkışa tepkisiz kalmadı.
Almanya’yla ilgili olarak “Bir Dışişleri Bakanları var, aman yarabbi evlere şenlik. Hiç haddini falan bilmiyor. Sen kimsin ki Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na konuşuyorsun, sen Türkiye’nin Dışişleri Bakanı ile konuş.. Haddini bil. Bize ders vermeye kalkıyor. Senin siyasetteki geçmişin ne, kaç yaşındasın?” şeklinde bir açıklamada bulundu.
Neyse ki, Sigmar Gabriel buna “Ben de senin gibi dar gelirli bir aile çocuğuyum. 1959 yılında Goslar’da doğdum. Babam memur, annem hemşireydi. Ben henüz 3 yaşımdayken boşanmışlar. Ben 10 yaşına kadar babamın yanında büyüdüm. Sonra da annem mahkeme yoluyla beni yanına aldı. Liseyi bitirdikten sonra Alman Dili ve Edebiyatı, Politik Bilimler ve Sosyoloji öğrenimi gördüm. Sonra da öğretmenlik yaptım. Henüz 18 yaşındayken SPD üyesi oldum. Doğduğum Goslar kentinde yerel politikada aktif görevler aldım. İlk eşim Türk kökenliydi. Bu evlilikten bir kızımız dünyaya geldi. 1990-2005 yılları arasında Aşağı Saksonya Eyalet Parlamentosu milletvekilliği, 1999-2003 yılları arasında da aynı eyaletin başbakanlığını yaptım. 2005 yılında Federal Meclis’e girdim.
2005-2009 yılları arasında Federal Çevre Bakanlığı, 2009-2017 yılları arasında Federal Ekonomi ve Enerji Bakanlığı yaptım. 2017 yılı Ocak ayından beri de Federal Dışişleri Bakanı olarak görev yapıyorum. Aramızdaki yaş farkı da öyle çok fazla değil” diye bir yanıt verip ortalığı daha fazla kızıştırmadı.

Haberin Devamı

***
Ancak birkaç gün sonra durduk yerde Türk Hükümeti’ne yakın Almanya’daki cami ve derneklerin daha sıkı kontrol edilmesi önerisiyle adeta yangına körükle gider gibi davrandı.
Evet, biz Almanya’da yaşayan Türkler ve Türk kökenliler olarak buralıyız.
Ama biz aynı zamanda Türkiyeliyiz.
Her iki ülkede de sorumluluk taşıyan politikacıların da, devlet adamlarının da bunu hiçbir zaman akıllarından çıkarmamalarını istiyoruz.
Biz gerginlik istemiyoruz.
Biz iki ülke arasındaki tarihi dostluk ilişkilerinin artırılarak sürdürülmesini istiyoruz.
Ve daha fazla sağduyu diyoruz...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!