Gerçekler...

Güncelleme Tarihi:

Gerçekler...
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 1997 00:00

Orhan KAYNAR
Haberin Devamı

Almanya kampı rezaleti, sanırım uzun süre hafızalardan çıkmayacak. Dahası, kampın haklı olarak iptal edilişinin faturası da, mutlaka birilerine kesilecektir!

Elbette ki, şu an her kafadan bir ses çıkıyor. Kimi, geri dönüşü - başta Yılmaz Vural - yanlış diye yorumluyor, ama ben dahil çoğunluk, Trabzonspor'un bu karara varmasının doğruluğunu savunuyor. İsterseniz, biz gerçekleri aktaralım da, kimin doğru, hangi tarafın yanlış yaptığının yorumunu size bırakalım.

Önce bu olayda birini soyutlamak istiyorum. Organizasyonu yapan şirketle hiçbir ortaklığı olmayan, sadece iyi niyetle mali destekte bulunan, üstelik hemşehrimiz olan Musa TELLİOĞLU'nu. Sakın yanlış anlaşılmasın, kendisinin çayını bile içmiş değilim. Ama destek olduğu arkadaşlarının attığı kazık, malesef onu zor duruma düşürdüğünden, bu satırları yazmak zorunda kaldım; ve onun adına da üzüldüm...

İşin aslı şu;

Trabzonspor‘un elinde bir sözleşme var. Ve bu sözleşme şartlarına uyulmadığı taktirde, iki taraf için de geçerli 250 bin marklık bir tazminat... Sözleşme diyor ki; Trabzonspor‘a oynayacağı ilk iki maç için, toplam 110 bin mark ödenecek. Daha sonra her maç için de, 50‘şer bin mark verilecek.

Şimdi siz yönetimin yerinde olsanız ne yaparsınız:

Elbette ki, buna eklenecek daha birçok şart yerine getirilmediğinden, takımı geriye çekersiniz. Zaten Trabzonspor‘un yaptığı da bu. Bazıları, M.Ali YILMAZ, tüm masrafları karşılayıp, kampı devam ettirmeliydi şeklinde saçma düşüncelere sahip. YILMAZ, o kampı kendi cebinden istenildiği kadar da devam ettiririrdi. Bunun kanıtı, şu an da kendi adını taşıyan ve yaptırdığı o muhteşem tesislerden belli değil mi?

Ama burada, Trabzonspor‘un bir onur meselesi var. Trabzonspor'la kimse alay edemez, bu camia birkaç kapkaçtıcıya da teslim olamaz! O nedenle, kafile başkanı Bülent AKYAZICI‘yı ve ona, orada bizi temsil ediyorsun, karar senindir diyen, başta M.Ali YILMAZ olmak üzere, Asbaşkan Hikmet ONUR ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarına da, aldıkları bu onurlu karardan dolayı kutlarım.

Son bir şey daha var...

Sevgili Yılmaz VURAL'ın bu işten rahatsız olduğu kesin. Ancak takındığı tavırla ve o kargaşadaki eylemiyle, bizim de kendisinden rahatsız olduğumuzu bilmesini isterim!. Şunu unutmasın ki, hiç kimse kendini Trabzonspor‘un üzerinde göremez. Ama ne yazık ki, özellikle bu kısa seyahatteki gözlemim, beni sezon başıdan düşündürmeye başladı. Eski filimleri, yeniden izler gibiyim!... Başta Yılmaz VURAL olmak üzere, birileri ya aklını başına toplamalı, yada yol yakinken çark etmelidir. Harcırah peşinde koşanlarla bu işlerin yürüyebileceğini sananlar, çok yanılırlar! Her neyse... En iyisi biz, bu seviyede yazımızı noktalayalım da, gelişmelere göre daha sonra devam edeceğimizi, şimdilik; hatırlatmakla yetinelim!...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!