’Gençler ve yöreler’ birleşti çorba 110 milyon YTL’ye çıktı

ÜRETİMDE klasik öğütme tekniği bırakılıp, kurutulmuş sebzeleri tüm ya da parça olarak kullanma yöntemine geçilmesi, hazır çorba pazarını yüzde 55 büyütüp 110 milyon YTL’ye çıkardı.

Bunda yöresel çorbalardaki büyüme de etkili oldu. Çabuk çorba kampanyaları ise öğrenci ve çalışan gençleri etkiledi, tüketimi iki yılda 3 kat artarak 10 milyon YTL’ye ulaştı.

110 milyon YTL’lik hazır çorbada Anadolu’nun unutulmuş tatlarıyla büyük kentlerde yaşayan aileleri yakalamayı başaran firmalar, şimdi de yönünü çabuk çorbalarla gençlere çevirdi. Üretimde klasik öğütme tekniği bırakılıp, kurutulmuş sebzeleri tüm ya da parça olarak kullanma yöntemine geçilmesi, hazır çorba pazarının son üç yılda yüzde 55 büyümesini sağladı. Bunda da kısa süre önce piyasaya sürülmesine rağmen, yöresel çorbaların toplam pazardan yüzde 14 pay alması etkili oldu. 1988 yılından bu yana üretilmesine rağmen bir türlü tüketim alışkanlığı kazandırılamayan çabuk çorbalarda ise yapılan "gençlik aşısı" hedefini buldu.

ÇABUK ÇORBA KAMPANYALARI: "Tıpkı annenizin çorbası" sloganıyla başlatılan reklam kampanyaları, öğrenci ve çalışan gençler üzerinde etkili oldu. Çabuk çorba tüketimi, gençlerin sayesinde son iki yılda 3 kat birden artarak, 3 milyon YTL’den 10 milyon YTL’lik hacme ulaştı. Pazarın büyümesiyle birlikte Knorr’un ardından Nestle Türkiye’de Maggi çabuk çorba üretimine geçti. Yıllık ortalama yüzde 25’lik büyüme oranlarını yakalayan firmalar, 2000’li yılların başında 40 milyon YTL olan pazarı, şu anda 110 milyon YTL’lik hacme ulaştırmayı başardı. 110 milyon YTL’lik pazardan yöresel çorbaların aldığı pay, 20 milyon YTL’yi, çabuk çorbaların payı da 10 milyon YTL’yi buldu. Oysa, 2003 yılına kadar yöresel ve çabuk çorbaların toplam payı, 5 milyon YTL’yi geçmiyordu.

4 ÇORBADAN BİRİ HAZIR: Hazır çorba üretim ve ambalaj teknolojisinde yaşanan gelişmelere, Gümüşhane’nin Gendime, Balıkesir’in Düğün, Gaziantep’in Yuvalama, Güneydoğu Anadolu’nun Alaca, Doğu Akdeniz’in Yüksük gibi farklı damak tadlarına uygun yeni ürünler eklendi. Peş peşe piyasaya sürülen bu ürünler, Anadolu’nun unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerinin yeniden sofralara taşınmasını sağladı. Bunda da Türk tüketicilerin tüketim alışkanlıklarında yaşanan değişim, önemli oranda etkili oldu. Damak tadlarını yeniliklere açan tüketiciler sayesinde, evlerde kaynayan her 4 çorbadan birini hazır çorbalar oluşturdu.

2006’DA YÜKSELİŞE GEÇTİ: Türkiye’de tüketilen her üç hazır çorbadan ikisini üreten Knorr’un Almanya Heilbronn’deki Kuru Gıda Uzmanlık Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Unilever Türkiye’nin Gıda Pazarlamasından Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin, "1988 yılından bu yana üretiminin gerçekleşmesine rağmen, çabuk çorba 2006 yılından itibaren hızla yükselişe geçti. Yıllık tüketim 3 milyon YTL’ler seviyesindeyken 2008 yılının şubat ayı itibariyle 10 milyon YTL’ye ulaşıldı" dedi.

Tüketimde pilavdan sonra ikinci sırada yer alıyor

Çorba, Türkiye’de pilavdan sonra en fazla tüketilen ikinci yemek.

Evlerde daha çok mercimek, şehriye ve tarhana pişiyor.

Paket halinde satılan hazır çorbalar arasında ise Ezo Gelin ilk sırada yer alıyor.

Tencerede kaynayan her 4 çorbadan birini hazır çorbalar oluşturuyor.

Büyük kentlerde yöresel, kırsal kesimde ise mantarlı, brokoli gibi çorbalar tüketiliyor.

Öğütülmeden konulan sebze doğal algısını artırıyor

HAZIR çorbada doğallığın ön plana çıkmasıyla birlikte Türkiye’de pazarın hızla büyüdüğüne değinen Unilever Türkiye’nin Gıda Pazarlamasından Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin, şunları söyledi: "Tüketici üzerinde çabuk bozulma, raf ömrünün kısa olması gibi unsurlar doğal olduğu imajını oluşturuyor. Çabuk bozulmayan ürünler ise katkı maddesi içerdiği şüphesi uyandırıyor. Artık çorbalarda yer alan sebzeler öğütülmeden konuluyor. Bu da hazır çorbalarda doğal algısının artmasında önemli bir unsuru oluşturdu. Koruyucu madde içermez logosunu ambalajlarda kullanmak da bu algının artmasını sağladı. Ayrıca ambalajlarda sitrik asit yerine sirke, türmeric ibaresinin yerine de Türkçe karşılığı olan zerdeçal kullanmaya başladık. Tuz yerine kullanılan ve et, balık, sütte yer alan, kullanımında her hangi bir sakıncası bulunmayan Mono Sodyum Glutamat da ürünlerin lezzetinin artırılması amacıyla kullanılıyor. Kurutma yöntemi, malzemelerin doğallığını korumasına izin veriyor, bu sayede herhangi başka bir yapay katkı maddesi, yapay renklendirici ve yapay koruyucu kullanmaya gerek kalmıyor."

Stalin, formülünü öğrenmek için casuslarını gönderdi

ORTAÇAĞ’da buharda pişirilmiş et ve sebze suyu, hatta bazen şarabın katıldığı ekmek, çorba niyetine yeniyordu. 17’nci yüzyılda ise çorba anlayışı değişti. Fransa, et suyu ile pişirilen çorbaların yapımını başlattı. 18’nci yüzyılda ise hazır çorbalar imdadına yetişti. İnsanlar, yolculuklarda içlerini ısıtmak için ceplerinde taşıdıkları paket çorbaları sıcak suyun içinde eritip içmeye başladı. Carl Heinrich Edvard Knorr’un kardeşleriyle birlikte 1886 yılında sosisten esinlenerek ambalajladığı bezelye çorbası, Birinci Dünya Savaşı’nda askerin vazgeçilmez kumanyası oldu. Stalin, savaşın yönünü değiştirmek için casuslarını Almanya’ya gönderdi. Askerler sayesinde hazır çorba, kısa sürede dünyaya yayıldı.
Yazarın Tüm Yazıları