Genç yazılım mühendisleri Çin’de göğsümüzü kabartıyor

Öncelikle sizleri tanıyalım ve Seeds For the Future (Gelecek için Tohumlar) projesi ile yolunuzun kesişimi nasıl oldu, bu hikâyeyi sizden dinleyelim?

Meryem : 24 yaşındayım. Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nden sonra Gazi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. Bir senedir de yazılım mühendisliği yapıyorum. “Seeds For the Future” projesine başvuruların başladığını ilk duyduğumda hiç düşünmeden katılmak istedim. Çünkü Çin kültürünü öğrenerek yurt dışında farklı bir eğitim ve bilişim deneyimi yaşama fikri beni çok heyecanlandırdı. Hem Çin’i çok merak ediyordum hem de eğitimime olumlu anlamda destek olabileceğini düşündüm. Üstelik çalışmak istediğim bilişim alanında bana büyük katkıları olacağını düşünüyordum. Başvurumu gerçekleştirdikten sonra binlerce adayın arasından ve detaylı bir eleme sürecinden geçerek Pekin ve Shenzhen’e gidecek şanslı öğrenciler arasında yer alma fırsatı buldum.

Emre: 23 yaşındayım, orta öğrenimimi Ankara Çankaya Anadolu Lisesinde yaptım. Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezunum, sekiz aydır yazılımcı olarak çalışıyorum. Ben de okuduğum üniversitenin kampüs içi duyuruları sayesinde “Seeds For the Future” projesinden haberdar oldum. Pek çok arkadaşım gibi başvuru formunu doldurdum ve beklemeye başladım. Proje kapsamında seçilen öğrencilerden biri olduğumu öğrendiğimde ise çok sevindim.

Proje kapsamında Çin’e gittiniz. Nasıl bir deneyimdi ve sizin kariyer yolculuğunuzda size katkısı ne oldu?

Meryem: İlk hafta gerçekleştirdiğimiz Pekin ziyareti ve ikinci hafta tamamladığımız Shenzhen gezisiyle birlikte, Çin tarihi ve kültürünün çok farklı ve ilgi çekici yönlerini tanıma fırsatı buldum. Çin Seddi, Tiananmen Meydanı gibi yerleri ziyaret ettik. Hiç görmediğimiz yerleri keşfetmek ve Çin yemekleriyle tanışmak oldukça keyif vericiydi. Diğer yandan teknolojiye bakış açısı, iş kültürünün sürekliliği, küresel operasyonların işleyişi gibi konularda büyük bir şirket tecrübesinden ve bilgi birikiminden yararlanarak, eğitimime ve mesleğime önemli katkılar sağlamış oldum. Mezun olduktan sonra iş arama sürecine girdiğimde, aynı şirketin iş ilanına başvurdum ve bu projeye katılmış olmak bana büyük katkı sağladı. Şirketi tanıyor olmak ve şirket kültürüne aşina olmak, iş görüşmelerim esnasında da bana fayda sağladı.

Emre: Çin kültürünü yakından tanımak, hiç görmediğimiz yerleri farklı kültürden arkadaşlar edinerek keşfetmek benim için de oldukça keyifliydi.Böylesine büyük bir şirkette yer aldığım için profesyonel anlamda kısa sürede pek çok şey öğrendim. Teknolojiyle, zaten okuduğum bölüm gereği, iç içeydim ancak bu proje sayesinde işin eğlenceli ve farklı taraflarını da anlama fırsatı bulup bilişim sektörüyle daha da ilgilenmeye başladım. Ben de Meryem gibi iş ilanına başvurduğumda da “Seeds For the Future” projesinde yer almış olmak, farkındalık bilinci nedeniyle bana avantaj sağladı. Kişisel gelişim anlamında da bu proje sayesinde önemli kazanımlar elde ettiğimi düşünüyorum.

Şimdi geldiğiniz noktadan dönüp geriye bakınca sizin yolunuzdan ilerlemek isteyen gençlere ne önerirsiniz, neyi doğru yaptınız da bu hedefe ulaşan siz oldunuz?

“Seeds For the Future” projesinin seçilen öğrencileri arasında olmak, bu şirkette çalışmak için bana avantaj sağladı. Çünkü markayı, şirketi ve yöneticileri yakından gözlemleme imkanı buldum. Üniversiteyi bitirip hayal ettiği şirkette çalışmak isteyen pek çok arkadaşıma da aynı şeyi önerebilirim. Çalışmak istedikleri ve iş başvurusu yapmak istedikleri şirketi iyi araştırıp, takip etsinler. Yeniliklerden haberdar olup doğru bir gözlem yaparak gerekli bilgi birikimine sahip olurlarsa iş görüşmesinde önemli bir avantaj yakalayabilirler.

Röportaj: Erkmen Özbıçakçı