Genç mucit Osman Koç Fransızlara göbek atmayı öğretiyor

Güncelleme Tarihi:

Genç mucit Osman Koç Fransızlara göbek atmayı öğretiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2009 00:00

Osman Koç (22), Sabancı Üniversitesi’nde mekatronik master’ı yapan bir öğrenci. Mekatronik; makine, elektronik, yazılım ve kontrol sistemleri teknolojileri üzerine yeni bir bilim dalı. Koç, çalışmalarında sanat ve teknolojiyi bir araya getirmeye çalışıyor. Belly Dancing Kit isimli projesi, şu sıralar Paris’teki Türkiye Mevsimi etkinlikleri çerçevesinde yabancılara göbek atmayı öğretiyor. Diğer bir çalışması “Living İstanbul”, kalp atışlarınızla size İstanbul’u dinletiyor. Osman Koç, “İnsanlar şimdiye kadar ya teknoloji ya da sanatı gördü. Bu ikisini dengeli şekilde bir araya getirmek zor iş. Ama geleceğin teknolojisi bu yönde ilerliyor” diyor.

Osman Koç, küçük yaşlarından beri teknolojiye meraklı. Sabancı Üniversitesi Elektronik Mühendisliği programında okudu, bilgisayarsız çalışan mekanizmalar üzerinde çalışmalar yaptı. Sanat ve teknolojiyi ilk olarak, bir final projesinde bir araya getirdi. Bu, hareket sensörlü bir mp3 player’dı. Amacı, sergi salonlarında sergilenen esere yaklaştığınızda, eser hakkında önceden kaydedilmiş açıklamanın devreye girmesini sağlamaktı. Tasarımı, sigara paketinden biraz daha büyüktü.
Bir sonraki çalışması Belly Dancing Kit oldu. İçinde bir hız sensörü bulunan oryantal kemer, bele takıldığında, kişiye göre müzik hızını belirliyor. Yanındaki boy aynasında kendinizi izleyebiliyorsunuz. İlham kaynağı ise fasıl eğlenceleri: “Arkadaşlarla fasıla gitmiştik. Birden sanat, teknoloji ve göbek dansının birbirine nasıl bağlanabileceğini düşündük. Önce Kapalıçarşı’dan bir kemer satın aldık. Herkesin rahatlıkla deneyebilmesi için çok feminen olmayan bir şey seçtim. Çalışma aşamasında ben de bol bol göbek attım ve yeteneğimi geliştirdim” diyor Osman Koç.
Göbek atma makinesinden sonra Aquaphone geldi. Suyla çalışan, 1 oktavlık bir piyano bu. 12 musluk ve 12 bardaktan oluşuyor. Her bir musluk açıldığında farklı piyano notaları çalıyor. Enstalasyonun çıkış noktası, John Cage’in “Prepared Piano” (Hazırlanmış Piyano) işi oldu. 2008 Kasım’da, İstanbul’da düzenlenen Amber’08 Sanat ve Teknoloji Festivali’nde Belly Dancing Kit ile birlikte sergilendi.
Osman Koç, sanat ve teknolojiyi buluşturma hedefine ara vermedi. İcatlarda sıra “Living İstanbul”a gelmişti. İş, loş bir odada sergileniyor. Odaya girenler ortada bulunan masanın etrafına oturuyor. Her koltuğa uzanan kablo demetleri var. Bu kablolar vücudunuza bağlanıyor. Kulağınıza İstanbul’un trafik, müzik ve pazar sesleri geliyor. Kalp atışıyla birlikte bu sesler değişiyor. Siz heyecanlandıkça daha da hızlanıyor.
Bu çalışması ve Belly Dancing Kit şimdilerde Ocak ayına kadar sürecek olan Paris’teki Türkiye Mevsimi etkinlikleri çerçevesinde sergileniyor.

DOKUNMATİK MASA İNGİLTERE’DE TUTTU

Son sınıfta üretim mühendisliği mezunu Mustafa Bağdatlı ile birlikte “multitouch masa” projesi üzerinde çalıştı. Masa, i-Phone’un daha büyük bir versiyonunu andırıyor. Dokunmatik geniş ekrana sahip bu masada, ekrana dokunarak işlem yapılıyor. Şimdi Sabancı Üniversitesi’nde öğrenciler tarafından kullanılan alet, İngiltere’deki restoranlarda mönü görevi görüyor. Sipariş bu masa üzerinden veriliyor. Ürünlerin resimleri anında görülebiliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!