Gelin, Aslı'yı okutalım...

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Üç hafta kadar önceydi...Indiana Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör İlhan Başgöz arayarak, Aslı Dolucan ismini hatırlayıp hatırlamadığımı sordu. Doğrusu Aslı Dolucan adı bana hiç yabancı gelmiyordu ama, ilk anda net olarak hatırlayamamıştım.

‘‘Biraz bilgi verir misiniz hocam?’’ diye sordum.

Başgöz Hoca konuşmaya başlayınca, Aslı'nın fotoğrafı gözümün önünde beliriverdi:

‘‘Evet hocam, Aslı'ya ne olmuş?..’’

‘‘Aslı'ya bir şey olmadı Uğur Bey, ama şu pırıl pırıl çocuğa yardım eli uzanmazsa, yazık olacak!..’’

HARİKA ÖĞRENCİ

Profesör İlhan Başgöz'ün verdiği bilgiye göre, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun yuva ve yurtlarında büyüyen 19 yaşındaki Aslı Dolucan, gerçekten harika bir öğrenci. Şu sıralar Norveç'teki Birleşik Dünya Koleji'ni bitirmek üzere. Düşlerinde üniversiteyi Amerika'da okumak var. Hem de dünyanın gözbebeği üniversitelerinden birini, iyi derece ile bitirmek istiyor. İngilizcesi, yeteneği, okuma azmi ve hırsı yerinde ama, bir tek şeyi eksik; parası yok!.. Yılda 30-40 bin doları bulan üniversite masraflarını karşılaması olanaksız. Korunmaya muhtaç bir genç kız, bunca parayı nasıl bulsun ki?..

Başgöz Hoca'yla konuştuktan sonra, Aslı'yı birkaç günlüğüne konuk etmeye karar verdik. ARENA ekibi hazırlıkları tamamladı ve Aslı, Norveç'in Bergen Kenti'nden uçağa atlayıp, umut dolu bir yolculuktan sonra büromuza ulaştı.

Aslı'yla konuşurken gözlerim yaşardı, ama sevinçten...

Çünkü ben, yıllardır yaptığım televizyon programlarında hep şu gerçeği savundum:

‘‘Devlet, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun yuva ve yurtlarındaki korunmaya muhtaç çocuklara barınma ve beslenme olanağı sağlıyor. Yani onları fiziksel olarak koruyor. Bu uğurda milyarlar, hatta trilyonlar harcanıyor. Ancak çocuklardaki aile özlemi ve sevgi açlığı giderilemediği için, özellikle ergenlik yaşlarında ruhsal sorunlar, kişilik bozuklukları ortaya çıkıyor. Hele bazı yöneticilerin, sevgi ve şefkât göstermek yerine şiddet uygulamaları, onları topluma kırgın, hatta zararlı bireyler haline getiriyor. Oysa bu gariplerin arasında ne cevherler var... Ama onları keşfedip işleyebilmek, özveri gerektiriyor, sevgi ve şefkât gerektiriyor...’’

Nitekim, Aslı'yla olan sohbetimizde de bu gerçek karşımıza çıkıyor. Aslı, Hatay'daki yetiştirme yurdunda, her hafta sonunu annesini bekleyerek geçirdiğini söylüyor:

‘‘Yurdun yakınındaki bir tepeye çıkar ve saatlerce onu beklerdim. Ama hiç gelmezdi!..’’ diyor.

AZMİN ZAFERİ

Annesi gelmeyen, babasını ise neredeyse tanıma olanağını bulamayan Aslı, hırsını derslerden almaya başlamış. İlkokul ve ortaokulu başarıyla bitirmiş. Anadolu Meslek Lisesi'nde teşekkürlerle, takdirlerle okurken, hiç beklemediği bir anda önüne bir şans kapısı çıkmış! Norveç'teki Birleşik Dünya Koleji'ne her ülkeden birer öğrencinin alınacağını duyduğunda, ‘‘Nasıl olsa torpillinin biri gider, ama şansımı denersem ne kaybederim?’’ demiş ve sınava girmiş. Binlerce başarılı öğrenci arasından sıyrılıp, Norveç'e gideceğini öğrendiği anı anlatırken, onun da gözleri doluyor:

‘‘Bu sınav bana hayatın mucizelerle dolu olduğunu öğretti!..’’ diyor.

Mucizeyi kendisinin yarattığını ve bunu devam ettirmesi gerektiğini söylüyorum.

‘‘Peki, Türkiye'nin yıldız öğrencisi Aslı, dünyanın dört bir yanından gelen harika çocukların arasında da aynı başarı çizgisini yakaladı mı?’’

Aslı, zor da olsa aynı çizgiyi sürdürdüğünü anlatıyor:

‘‘Bizim okuldaki öğrencilerin çoğunun okul dili İngilizce. Onlar bebeklikten itibaren İngilizce konuşuyorlar. Bu nedenle aynı düzeyi yakalamakta zorlandım, ama başardım’’ diyor.

BÜYÜK YATIRIM

Genç kızımız, çok yakında bu okulu bitirecek. Başarı çıtasını daha da yükselterek Amerika'nın seçkin üniversitelerinin birinde okumak istiyor. Harvard'da, Yale'de, Princeton ya da Stanford'da okumayı hayal ediyor.

Ben de Aslı'nın bu çıtayı aşacağına yürekten inanıyorum. Çünkü o, tırnaklarıyla duvarlara tırmanmaya alışmış, hatta ustalaşmış bir Türk genci...

Bu nedenle hayırsever vatandaşlarımıza sesleniyorum:

Gelin, Aslı'yı okutalım... Çocuk Esirgeme Kurumu'nun yuva ve yurtlarındaki çocukların düşlerine, bu örnek modeli sokup, onlarda birer Aslı olma tutkusu yaratalım.

Bilgi çağında Türkiye için bundan daha yararlı bir yatırım olabilir mi?













Yazarın Tüm Yazıları