Geleceğimiz nesiller

ATATÜRK ve dava arkadaşlarının uğruna binlerce şehit vererek bize emaneti olan ağdaş, laik demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizi, emanet ederken büyük önder biz eğitimcilere “yükselen nesil sizin eseriniz olacaktır” demişti.

Bizde devraldığımız mirasın mana ve önemini bilerek Cumhuriyete akılcı ve rasyonel düşünebilen, ulus bilinciyle mücehhez bireyler yetiştirme amacındaydık.
Günümüzden yarım asır kadar öncesinde babam beni MEB okullarına ve aydınlık Köy Enstitü’lü öğretmenlere teslim ettiğinde, eğitim hayatımız boyunca bir kez olsun dönüp arkasına bakma ihtiyacı hissetmemişti. Biliyordu ki, emaneti teslim ettiği öğretmenler emanete “Türk Milli Eğitim ana prensiplerini, Atatürk İlke ve İnkilaplarının gereğini” öğretecekler. Ancak ben, MEB okulları ve öğretmenleri elinde son 20-25 yıldır yetişmekte olan çocuklarım eğitilirken nedense hep arkama dönüp bakma ihtiyacı hissettim.
Gazete ve internet sitelerinde, ülkemizde gelişen sosyal, siyasal ve kültürel gelişmelere ait vatandaş yorumlarını gördükçe, yapılan bu yorumlar ‘neden hep arkama dönüp bakma gereği duymamın’ cevabı gibiydiler.
Eğer Anayasanın 10. ve 42. madde değişikliklerine kabul oyu veren bilhassa kadın milletvekilleri ve bu maddelerin iptalini Anayasa Mahkemesi önünde protesto edenler, kendisini bulamayınca O’nun eserlerine ve heykeline taş atanlar, ‘Toplumun milli manevi değerlerinin yöreye göre değiştiğini’ söyleyen üst kurul üyeleri, etrafına ışık saçan aydınlatma direklerini kazma yardımı ile yerinden sökmek isteyenler, bir vakfın 40. kuruluş yıldönümü münasebeti ile “Özal olsaydı Genelkurmay Başkanını görevden alırdı” diyen konuşmacı akademisyenler ve onun bu sözlerini çılgınca alkışlayan seçkin davetliler, laikliği tarifle anlaşılır ve anlatılır bir olguymuşcasına ‘yeniden tarifini isteyen’ hukukçuları alkışlayan ‘İstişare Gençliği’, eğer Atatürk’ün uğruna hitabe yazdığı gençlik ise, ya Atatürk gelecek nesle ne anlatmak istediğini tam anlatamamış yada Cumhuriyet yönetimini devralanlar ve devralmak isteyenler onun ne anlatmak istediğini?
Şinasi AKAY-Tarih Eğitimcisi

Elektrik kesintileri haber verilmelidir


İKİ aydır Ankara Turan Güneş Caddesi, Or-An semtinde yaşıyoruz. Ancak oturduğumuz bölgede neredeyse hergün elektrik kesintisi yaşanıyor. Hafta sonları ise bu kesinti daha çok artıyor. İlginç olan ise yolun karşı tarafında böyle bir sıkıntı olmaması...
Bu kesintilerin sebebi ve ne zaman olacağı hakkında bir açıklama da yapılmıyor ve gündelik hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor. Kullandığımız elektronik eşyalara zarar veriyor. Altyapı eksikliğinden kaynaklandığı tahmin edilen bu kesintiler hakkında Başkent Elektrik’ten bir açıklama ve düzeltilmesi için bir çaba bekliyoruz.
Aslı ERBORA

Değnekciler çalışıyor!


BİZLER Ankara’nın en kısa sokağı olan Yeni Ankara sokak sakinleriyiz. Yaklaşık altı aydır Talatpaşa Bulvarı üzerindeki pavyonların cadde üzerinde park yeri bulamamaları sonucu sokağımızı mesken tutmalarından son derece rahatsızız.
Yanlış anlaşılmasın rahatsızlığımız araçlardan değil; akşam saatlerinde başlayıp sabahlara kadar süren değnekcilerin pavyonlara araç taşımalarından, soğuyan havayla birlikte tenekelere ateş yakıp başına birikenlerden, sabahın dördünde pavyondan çıkan yoğun alkollü sürücülerin trafiğe canavar gibi çıkmasından, gecenin bir vakti aracımıza ihtiyacımız olduğunda pavyonlardan hangi müşterinin aracımızın önünü kapattığını bulmaya çalışmaktan.
Üstelik sokağımızda birde dersane var. Buranın görüntüsü medeni bir sokaktan çok köprü altındaki kimsesiz tinerci çocuklarının toplanma yeri izlenimi vermektedir
Ve ne yazıktır ki bu görüntü her geçen gün artarak devam etmekte.
Yeni Ankara emniyet müdürümüzün çalışmalarını taktirle takip etmekteyiz.
İş yoğunluğundan dolayı Çankaya’da gerçekleşen bu çirkin manzara gözünden kaçmış olabilir diye düşünerek defalarca ihbar mektubu yazdık ama bir sonuç alamadık.
Gereğinin en kısa sürede yapılacağına ve sokağımızın eski huzurlu sakin günlerine kavuşacağına olan inancımız tamdır.
Dumlupnar Caddesi Yeni Ankara Sokak sakinleri
Yazarın Tüm Yazıları