Geçmişin düzeni yeniden kuruluyor galiba

BU konuyu kaç zamandır yazacağım ama bir türlü sıra gelmedi. Kısmet bugüneymiş. Devlet Hava Meydanları İdaresi’nde, Kamuran Çörtük etkisi hálá sürüyor galiba.

Geçtiğimiz günlerde İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nın yap-işlet-devret ihalesi, Havaş-Bayındır ortaklığına verildi.

Havaş, işini iyi yapan bir kuruluş. Ona hiç itirazım yok. Ancak Bayındır deyince iş değişiyor.

Kamuran Çörtük’ün bu ülkenin başına neler getirdiğini biliyoruz.

Burada kullandığı kamu kaynakları, batırdığı bankalar bir yana, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine sekte vurmayı başarmış bir isim.

Romanya’da batırdığı banka ile Türk-Rumen ilişkilerini zora sokan ve devletin sırtına yüz milyonlarca dolar yükleyen, Pakistan’da yapamadığı otoyol inşaatının teminat mektubu sorunlarını yine bu memlekete aktaran bir adam.

Bayındırbank’tan ötürü devlete bindirdiği yük de cabası.

Bugün hálá devlete yüz milyonlarca dolar borcu olan ve ‘güvenilir’ olma özelliğini yitirmiş bir isim.

Bu adama Türkiye’nin üçüncü büyük havalimanı ihalesi 125 milyon dolarlık yatırım karşılığı veriliyor.

Kimse de demiyor ki: ‘Be adam, 125 milyon dolar yatırım yapacak gücün varsa Romanya’daki bankanın yükünü niye bu devlete yıktın? Madem paran var, neden devlete olan borcunu ödemiyorsun?’

Bu ihale, nasıl bu adamın içinde bulunduğu gruba verilir anlamıyorum. Çünkü Antalya’da daha önce aldığı işi yürütemedi ve Fraport isimli bir Alman firmasına devretti.

Üstelik de yap-işlet-devret alıyor.

Yani ‘Ben bu işi bilirim. Kredim de var. 125 milyon doları bulurum’ diyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir kuruluşu da buna inanıyor.

5 yıl önce çeki karşılıksız çıkana kredi verilmeyen, kredi kartı verilmeyen ülkede, devlete yüz milyonlarca dolar borcu olana neler veriliyor.

Ben giderek ‘yeni dönemden’ umudumu yitiriyorum.

Geçmişin düzeni yeniden kuruluyor.

Nereden çıktı bu zina işi?

ZİNANIN suç haline getirilmesine ilişkin yasal düzenlemeyle ilgili olarak CHP kadar AKP içinde de rahatsızlık var.

Zinanın boşanma gerekçesi dışında suç sayılmaması ile ilgili olarak toplumda bir uzlaşma vardı. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla sistem oturmuştu ve bir rahatsızlık yaratmıyordu.

Ancak şimdi kuyuya bir taş atıldı. Bu taşın atılmasıyla ilgili olarak ortada iki iddia var. Yasanın getirilmek istendiği durumdan her iki partinin akil adamlarının rahatsızlığı, bu iddiaların gündeme gelmesine neden oluyor.

İlk iddiaya göre, AKP içinde eski MHP’lilerden ve Milli Görüşçülerden oluşan bir grup, zinanın yeniden yasal bir suç haline gelmesini talep ettiler. Ancak bu talebe olumsuz yanıt aldılar. Bunun üzerine, ‘Öyleyse biz de yasa görüşülürken bir önergeyle gündeme getiririz. O zaman karşı çıkmak zorunda kalırsınız’ dediler.

Bu tehdit üzerine AKP, yasa değişikliğini gündeme aldı.

Bir diğer iddia ise AKP, CHP’nin zinayla ilgili bu düzenlemeye karşı çıkacağını tahmin ediyordu ve bu maddeyi gündeme getirerek CHP’ye karşı elinde bir pazarlık unsuru bulundurmak istedi.

Her iki durumda da ortada bir ‘abukluk’ var.

Hakikaten süperstar

GEÇEN
hafta içinde Ajda Pekkan’ı sahnede izledim. Ve hayran oldum. Sahnede benim çocukluğumdan beri izlediğim, şimdilerde 60 yaşlarına gelmiş bir kadın mı, yoksa 40’larında bir genç kadın mı var anlayamadım.

Müthiş bir dinamizm. Enfes bir üslup. Sıcak ama soylu bir duruş. İzleyici ile kararında bir diyalog. Sade bir şıklık. Abartısız bir makyaj.

Ve unutulmaz bir repertuvar. Her şarkıya bağıra bağıra eşlik etme isteği uyandıran bir konser. Ajda Pekkan, dünya çapında bir sanatçı. Buna hiç kuşku yok.

Avrupa’da star olmuş benzerlerinden eksiği yok, fazlası çok.

Gerçek bir ‘süperstar’.

Helal olsun.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Memleketteki hırsızlıklara, yeni iktidar kendi düzenini kuruncaya kadar değil, sonsuza kadar dur denildiği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları