Geçmiş bir maçın psikolojik analizi

TÜRKİYE bütün kritik maçlarda iyi sonuç alamamıştır. Ya yenilmiş, ya da işe yaramaz beraberliklerle ayrılmıştır sahadan.

İngiltere maçı da öyle oldu. Alınan beraberlik bizim değil, onların işine yaradı.

Oysa bu maçı kazanmamız için bir sürü neden vardı.

Psikolojimizi iyi hazırlayabilseydik rahatlıkla Portekiz'e grup birincisi olarak gidebilirdik.

Ama toplumumuzda yaratılan aşırı beklenti, ‘‘Ya kazanacağız, ya da öleceğiz’’ havasına sokulunca futbolcular üzerinde ters etki yaptı.

Sahaya çok sinirli çıktık. Kazanamamak, hele yenilmek korkusu oyuncularımızın bütün kimyasını bozdu.

Bizim takım normal oyununu oynasaydı maçı rahatlıkla kazanabilirdi.

Belki de toplumsal karakterimiz, böyle kritik bir maçı kaldırmaya uygun değil.

Böyle anlarda aklımızdan, mantığımızdan çok duygularımızı devreye sokuyoruz.

Beckham'ın kaçırdığı penaltıyı bizim futbolculardan birinin kaçırdığını düşünün.

Kimbilir o çocuğun yaşamını nasıl cehenneme döndürürdük?

* * *

Biz toplum olarak böyle kritik maçlardan önce takımın rahat futbol oynayabilmesi için nasıl bir psikolojik ortam yaratmamız gerektiğini bilemiyoruz.

Ya futbolcuları aşırı beklentilerimizle havaya sokuyoruz, ya gerektiğinden fazla şişiriyoruz, ya da moral olarak yıkıyoruz.

Örneğin medya, takımı olumlu yönde motive edecek yayınlar yerine sürekli futbolcuların psikolojisini bozacak haberler veriyor.

Spor yazarları akla hayale gelmeyecek haşin yorumlarla oyuncuların, antrenörlerin üzerlerinde olumsuz baskı yaratıyorlar.

Ve herkes, ama herkes futbol otoritesi kesiliyor ve akıl öğretiyor.

Bu kez de böyle oldu.

Ne medya olarak, ne kamuoyu olarak, ne futbol camiası olarak olumlu davranamadık. İşi zorlaştırdık.

Maçın ilk yarım saatinde bu olumsuzluklar sahaya yansıdı.

O kadar gerilimli olaylar yaşayan İngilizler son derece rahatken bizim futbolcular diken üstündeydi.

Teknik kapasiteleri en yüksek oyuncularımız bile doğru dürüst pas yapamadılar, sürekli top kaybettiler.

Böyle kritik karşılaşmalar öncesinde yalnız futbolcuların değil, tüm toplumun profesyonelce davranması gerekir.

Bunu beceremiyoruz, işi, ölüm kalım çizgisine getirtip oturtuyoruz.

* * *

Alpay
neden penaltıyı kaçıran Beckham'ın üzerine yürüdü? Neden ona bir şeyler söylemek ihtiyacı duydu?

Devre arası tünelde işi neden uzattı?

Bütün bunları anlama olanağı yok.

O tepki normal bir insanın göstermemesi gereken bir tepkiydi.

Bu gerginlik İngilizlerin işini kolaylaştırdı.

Alpay'ın normal olmayan bu davranışı, ancak yoğun baskı altında kalan bir insanın tepkisel boşalımı olarak yorumlanabilir.

Sakin olabilseydik, abartılı beklentilerle futbolcularımızı ters motivasyona sokmasaydık, maçı bir ölüm kalım savaşı haline getirmeseydik rahatlıkla Portekiz vizesini alırdık.

Üçüncülük kazandığımız dünya kupası eğer Türkiye'de yapılmış olsaydı biz kesinlikle aynı başarıyı gösteremezdik.

Çünkü medya ve kamuoyu olarak futbolcuları sahaya çıkamayacak hale getirirdik.

Hiç kuşku yok ki, ilgimizi, beklentilerimizi normale çekebilirsek böyle kritik maçlarda daha iyi sonuçlar alırız.
Yazarın Tüm Yazıları