Gecikmiş bir Kurthan Fişek yazısı

KURTHAN FİŞEK’in aramızdan ayrılışını bana haber verdikleri gün yurtdışındaydım.

Haberin Devamı

Zekâsına, bilgisine, üslubuna ilgi ve sevgi gösterdiğim dostlarımdan biriydi.

Derinden gelen sesiyle, Doğan Abi diye söze başladığında, kırmadan, dökmeden bir eleştirisini dinlerdim.

Birkaç ay önce İstanbul’da konserlerde buluştum, çok zayıflamıştı, ama gene de sigarasını tüttürüyordu.

Dergide, gazetede çalıştığı zamanların yazdıkları, bilginin, birikimin anlaşılır biçimde yazabilme ustalığının örnekleridir.

Bazen ilgim olmadığı konularda, ilgim olan kişilerin kitaplarını okurum, yazarım da...

Futbolu seyretmediğim, anlamadığım halde 100 Soruda Futbol kitabını okumuş ve yazmıştım.

Sadece dostum olduğu için okumaya başladığım kitabın lezzeti bana kendini okutmuştu. Bir kez daha anlamıştım ki, her konu en ilgisiz insana bile okutulabilir, yeter ki iyi yazılsın.

Ciddiyeti ironi ile yazardı, anlatırdı.

İnsanlarla münasebetinde de bu sezilirdi.

Saygıyı, sevgiyi yaşamından hiç çıkarmamış biriydi.

Sanırım en etkili eleştiriler de bu tür yazılardır, çünkü yavaş yavaş işler ve zihinden çıkmaz.

* * *

Haberin Devamı

“BURASI ANKARA”, kitabını okuyup yazmıştım.

Kişilikli her insanın sevdiği bir kent vardır, onu da aşkla anlatır.

Yaşamının içine girenlerle, dostluklarla bezeli böyle kitapları severim.

Kentin tarihi oradaki bireyler tarihinden oluşur.

Kurthan Fişek’in bu kitabında da olaylar, mekânlar, insanlar var.

Bilim insanlığı ve gazetecilikte tanık olduğu birçok şeyi, bu kitabında yazmıştı.

Belli bir alanda derinleşenler, çoğu zaman o alanın içine hapsolurlar.

Sıfırcı Hoca, böyle biri değildi, değişik alanlarının bilgisi ile yaşamı renklenmişti.

Elbet böyle bir hayatın içinde, darbe zulmüne uğrar, sanık sandalyesine otururdu.

O oturduğu bütün sandalyeleri bir koltuğa çevirmedi, yalınlığı, alçakgönüllülüğü onun sevilmesini, sayılmasını sağlayan özellikleriydi.

Sadece bilimsel yazılar değil, bir magazin yazısında da üslupçuluk yapılacağını, onu kaliteli bir düzeye çıkaracağını gösterdi.

O Ankara’da ben İstanbul’da yaşadığımız için, ancak yazın görüşebilirdik. Mutluyum ki, son aylarda konserler vesilesiyle birbirimize hal hatır sorabildik, sıkça görüşebildik.

* * *

Haberin Devamı

ÇOK sevdiğim eşi Neyran Fişek’e de başsağlığı diliyorum.

 


 

Yazarın Tüm Yazıları