Gayrimenkul sektörü Gezi’den ders çıkarır mı?

ŞU geçtiğimiz birkaç hafta süresince imar ve şehircilikle ilgili tanık olduğumuz gelişmeler hayli kafa karıştırıcı.

Haberin Devamı

Taksim’deki Topçu Kışlası projesine mahkemeden iptal geldi.
Yaşanmış bunca acı olay, annelerin gözyaşlarından sonra Gezi Parkı eskisinden daha güzel, daha cıvıl, cıvıl.
AKM’nin durumuna geliyorum.
Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarının en başında “Yıkılacak” dedi.
Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik’e göre AKM tescilli bir bina değildi ve yıkılabilirdi.
Oysa tescilliydi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in ağzından geçen hafta AKM’de restorasyon çalışmalarının sürdüğünü ve 2014 açılacağını duyduk.
Şimdi gece yarısı önergesiyle torba yasaya eklenen imar paketinde AKM’nin yıkılmasını kolaylaştırılacak bir düzenleme olduğunu öğreniyoruz.
Aynı imar paketinde TMMOB’nin tırpanlanan yetkilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilmesi söz konusu.
Önceki gün Kadıköylüler Kuşdili Çayırı’nın AVM olmaması için sürdürdükleri mücadeleyi kazandılar.
AVM projesi iptal ancak İBB’nin Kuşdili’ne otopark projesi de tepki çekiyor zira antik dönemlerin en önemli şehirlerinden Kalkedon’un kalıntılarının orada olduğu tahmin ediliyor.
Otopark yerine arkeolojik kazı yapılırsa müthiş şeylerle karşılaşabiliriz.
Bu arada, Marmara Denizi’nin  iki “kimsesiz adası” Yassıada ile Sivriada’nın yüzde 65 oranında imara açılması gündemde.
Oysa her iki ada “doğal sit kapsamında” ve Yassıada ile Burgazadalı yazar Sait Faik’in küçük balıkçı teknesiyle turladığı Sivriada’nın imara açılması diğer adalarda da çılgın bir yapılaşmanın önünü açabilir.
Adalılar direniyor.
Yassıada ve Sivriada’nın imara açılmaması için bir imza kampanyası açmış durumda.
Kadıköylüler gibi mücadeleyi kazanırlar mı?
Birkaç satırla İstanbul’da yaşananların küçücük bir bölümü yansıtmaya çalıştım.
Benzer örnekleri Türkiye’nin her köşesinde görmek mümkün.
Denklemin bir tarafında çevreyi, doğayı, tarihi, kültürel mirası, şehrini, mahallesini kaptırmamak için direnen bir halk.
Diğer tarafında, bir gecede etraflıca tartışılmadan meclisten geçen düzenlemeler, şehircilere, mimarlara ve halka asla danışılmadan, çevreye saygı göstermeden alınmış kararlar ve bu kararları uygulayan müteahhitler var.
Taksim’i Yayalaştırma ve Topçu Kışlası Projesi’nin ihalesini örneğin, 3. havalimanı konsorsiyumunda yer alan Kalyon İnşaat kazanmıştı.
Gezi olaylarından hemen önce parkı Divan Oteli’ne bağlayan o güzel küçük köprünün yıkılmasından Kalyon İnşaat sorumlu anlayacağınız.
Bu şirketin başındakiler acaba Gezi’yle ilgili neler düşünüyorlar?
Kalyon İnşaatı bilmem ama Gezi Parkı’ndan gayrimenkul sektörünün ders çıkartması gerektiğini düşünenler de var.
Gürallar Yapı’nın 34 yaşındaki Genel Müdürü Evrim Karayel bunlardan biri.
Karayel diyor ki “Şehirlerin düzenlenmesinde söz sahibi olmak isteyen, çevreci duyarlılığa sahip, genç ve eğitimli geniş bir kitle var. Onların taleplerini karşılamak zorundayız”.
Gayrimenkul sektörünün artık her zamankinden fazla çevreye, doğal alanların korunmasına, kültürel ve sosyal alanların yaratılmasına dikkat etmesi gerektiğini söylüyor.
Karayel, Gezi Parkı olaylarından 6-7 ay önce, kendisi gibi genç yöneticilerle “Gayrimenkul İçin Strateji Platformu”nu (GİSP) kurmuş.
Platformun üyeleri arasında Soyak’ın CEO’su Emre Çamlıbel, GAP İnşaat Proje Direktörü Nilgün Kıvırcık, Re-Max Türkiye direktörü Murat Goldştayn gibi isimler var.
Ayrıca hukukçular, finansçılar da platforma üye.
“Amacımız maksimum karlılık yerine şehirlerin sağlıklı gelişmesine katkıda bulunmak, daha fazla insana odaklı projeler geliştirmek. Patronlarımıza bu vizyonu verebilmek”.
Karayel
’in şu cümlesi özellikle çarpıcı:
“Müteahhitler kar dengesinin üzerine çıkarlarsa şehrin kalitesinden çalmış olurlar”.
Bir kez daha teşekkürler Gezi Parkı.
Genç yöneticilere doğru yolu gösterdiğin için.

Yazarın Tüm Yazıları