Gangnam stili yaşam

Kimse 24 saat, aklı başında cümleler kurmak zorunda değil. Böyle bir köşeyi yazarken bile, saçmalama hakkın saklı kalmalı.

Bir keresinde özensiz bir yazı yazmıştım.

Sırf pazartesi çıkmalı diye, gece geç bir vakit. Olur bazen öyle.

Yo, hiç öyle olmaz ve olmamalı diyen halt etmiş!

Sevgili ‘beni zaten sevmeyenler’, bu nasıl yazı filan diye internette laf dolandırdılar. Sevenler, zaten anladı durumu.

Ben ikinci gruba odaklanmayı, birkaç yıl önce öğrendim.

Bir terapist arkadaşım, “Sizin gibilere salık veriyorum, hakkınızda yazılanları okumayın!” dediğinden beri, cadı avını bıraktım ben.

Aslında doğrusunu söylemek gerekirse, insan kendi hakkındaki dedikoduları okurken bile, başkasınınkileri okurken aldığı hazza benzer bir şey alabiliyor.

İnsan çok zengin bir duygu yumağı.

Ama o duyguları da ağırlamak istemiyorum içimde. Haydi açık konuşayım:

İstediğim zaman saçmalayabilmeliyim.

Bu özgürlüğüm, hiçbir ayıplama merci tarafından elimden alınmamalı.

Çünkü bu benim doğamda var. Herkesin doğasında olduğu gibi.

Geçenlerde, bir yerde “Gangnam Style” çaldı ve ben, Psy “Gangnam Style!” dediği yerde giren ritimle birlikte, ata binme hareketini yaparak zıplamaya
başlayınca etrafta yine o, ‘cık cık cık’ bakışından gördüm.

Yahu n’olucak bu memleketin hali? Hadi kendini dansı yapmamak için delice kasıyorsun da beni niye beraberinde sıkıştırıyorsun?

Bırak ben saçmalama hakkımı, Gangnam dansı hakkımı sonuna kadar kullanayım.

Bana niye evde, günler boyu bilgisayar başında, ter içinde bu videoyu izleyerek dans eden ergen muamelesi yapıyorsun ki?

İnan eğer onu yapıyor olsam, şu an olduğumdan çok daha mutlu, güvenli ve hayat dolu bir insan olurdum.

Hatta iyi ki hatırlattın! Bu dansı sana inat, umurunda bile olmasa da, tam Psy gibi yapana kadar evde güneş gözlüğümü takarak, zıplaya zıplaya tekrar edeceğim.

Hah.

Ben şu hayatta en çok içlerden gelenin, dışlara çıkamamasına, yaşanamamasına üzülüyorum.

Bence hepimizin en çok üzülmesi gereken şey o. Saçma bir şey diyememek, isteyememek, Gangnam dansı yapamamak kadar can sıkıcı şey var mı?

Bir kere şunda anlaşalım: Dışarıdan nasıl göründüğümüzü bilmiyoruz.

Bu konuda aynalara güvenemeyiz, çünkü onlar bizim sudaki yansımamız kadar biziz.

Herkesin kendi içinden baktığı perspektifleri, yamuk yumuk aynaları, önyargıları var.

Bize bütün bunların filtre ve merceklerini üst üste koyarak bakıyorlar. Efektlerimiz var.

O yüzden bu imajı kontrol etmekle uğraşacağımıza, hani şu görür görmez, olduğu gibi davrandığı için hemen sevmeye başladığımız o insanlar gibi olalım.

İçimizdeki Psy’ı serbest bırakırsak, milyarlarca hitimiz olacak.
Yazarın Tüm Yazıları