Frikik

Güncelleme Tarihi:

Frikik
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2000 00:00

Hazırlayan Taner BATURLAR
Haberin Devamı

Haydi İzmir, silkin artık

GÖZTEPE, Isparta'da Play-Off vizesini dördüncü kez aldı. Altay da, Y.Nazilli'yi 6-0 yenerek şansını yüzde 95'lere çıkardı. İki takım da Süper Lig Savaşı'nda birer cepheden zaferle ayrıldı...

Ama ya ikinci cephe? İşte orada durum hiç de iç açıcı değil. Altay da, Göztepe de ‘‘para’’ diye kıvranıyor...

Göztepe A.Ş Başkanı Hamdi Türkmen, ilk sinyali Altaylı yöneticileri konuk ettikleri dostluk yemeğinde, ‘‘İki kulübe de 1,5 milyon dolarlık katkı şart’’ diyerek vermişti.

Altay Profesyonel Şube Başkanı Ahmet Taşpınar da dertli mi dertli:

‘‘Şu anda 300 milyar bulsak, inanın 1 saatte beş kuruş kalmaz. Önümüzü göremiyoruz. Mutfakta bile yangın var. Zeytinyağını Ahmet Ertem yolluyor. Peynir-yağ gibi malzemeleri Süleymanağa Mandırası veriyor. Deterjan deseniz, Fatih Dalan yardımcı oluyor. Yani durum çok ciddi.’’

Türkmen, ‘‘Etibank olayı bizi etkilemeyecek’’ şeklinde açıklama yapsa da, Göztepe'nin artık eskisi kadar rahat olacağına ben inanmıyorum. Para muslukları tam kapanmasa bile mutlaka kısılacak...

Altay'a bakıyorum... Durum daha da vahim. Şirketleşme için hedeflenen paranın yarısı bile toplanamadı. Parmakla sayılacak kadar az kişinin sağladığı katkılar da eridi, gitti. Doğru dürüst gelir yok. Düşünün... İzmir'i yıllarca 1.Lig'de temsil eden siyah-beyazlılar, koskoca kentte forma reklamı bile bulamıyor. Y.Nazilli maçını 1198 biletli seyirci izliyor, kulübün kasasına giren para sadece 30 milyon lira...

Bu sezon Yimpaş Yozgat, Siirt Jet-Pa, Çaykur Rize gibi kulüpler olmasa bile Play-Off arenasının havası bambaşka. Geçmiş yıllarda gördük. Maç kazanmak için, sahada iyi olmak yetmiyor. Sporun temel ilkelerine ters düşse de, maalesef böyle. Lobin çok güçlü olacak. Ekonomik sorun yaşamayacaksın. Asla boş tribünlere oynamayacaksın. Yoksa, adamın gözünün yaşına bakmazlar...

Göztepe ve Altay'ın Süper Lig'e çıkması demek, İzmir futboluna yaklaşık 15 milyon dolar katkı demek. Bu para olmazsa, gelecek sezon inanın bu çarkın dönmesi imkansız. İzmir, futbolun yanı sıra diğer branşlarda da daha büyük bir çöküntüye girecek...

Önümüzde kısa bir süre var... Göztepe ve Altay'ı kaderleriyle başbaşa mı bırakacağız? Haydi İzmir; silkin artık...

Dönerler mi?

GEÇMİŞE şöyle bakıyorum da... Göztepe'den onlarca teknik patron geldi, geçti... Ama üçü var ki, elde ettikleri başarılarla sarı-kırmızılıların da göğsünü kabartıyor. Fatih Terim, teknik adamlık kariyerinin ilk yıllarında Göztepe'yi çalıştırdı. Sonra Ümit Milli Takım, (A) Milli Takım, Galatasaray derken, Türkiye'de ‘‘İmparator’’ oldu, Fiorentina'nın dümenine geçti. Giray Bulak, sarı-kırmızılı ekibi 1.Lig'e çıkarmayı başaramadı, ama Trabzonspor'a bambaşka bir hava getirdi. Erdoğan Arıca'nın çalıştırdığı Gaziantepspor, dört büyüklerin belalısı haline geldi, şampiyonluk hesapları yapıyor... Ne dersiniz? Bir gün Göztepe'ye dönerler mi acaba?

Yarım basamak

ÜÇÜNCÜ Lig 6.Grup'ta kıran kırana bir şampiyonluk yarışı sürüyor. 12 maçtır yenilmeyen Muğlaspor zirvede. Reha Kapsal'ın çalıştırdığı Marmaris gizli lider konumunda. Bergama, Aliağa, Petkim, Vestel Manisa da çok iddialı. Bu takımlar hem şanslı, hem de çok şanssız. Şanslılar, çünkü bu sezon gruplarında sadece birinciler değil, ilk üçe girenler sevinecek. Şanssızlar, çünkü statü değişiyor. Önümüzdeki sezon 2.Lig'de değil, 50 takımdan oluşacak 2.Lig (B) kategorisinde mücadele edecekler. Yani bir değil, yarım basamak tırmanacaklar...

İlkeli tavır

BUCASPOR, altı maçtır galibiyete hasret... Eskişehir'de alınan üç puandan sonraki tablo hiç de iç açıcı değil... Üç beraberlik, üç yenilgi... Birçok kişi aç kurtlar gibi teknik kadroda operasyon bekliyor. Ama Başkan Yusuf Muhafız, ‘‘Ben görevde olduğum sürece, Zeki Çakır'la çalışmaya devam edeceğim’’ diyerek ilkeli bir tavır sergiliyor.

Yönetimler, kötü sonuçlardan sonra önce teknik adamın kellesini uçururken, Muhafız bakın neler söylüyor: ‘‘Zeki, benim babamın oğlu değil. Elindeki malzeme çok kaliteli değil. Geçen yılki takımdan üç kişi oynuyor. Hocayı arıza olarak göstermek yerine kulüplerine sahip çıksınlar. Ertunç, Cihan, Can, Zafer, Şinasi, Yıldırım, Murat gibi oyuncular hazır duruma gelince, herşey çok farklı olacak. Ben ümitliyim.’’ Ben, Muhafız'ı alkışlıyorum. İzmir ne çektiyse, istikrarsızlıktan çekmedi mi?

NOSTALJI

KARŞIYAKA'da çifte kupayı kaldırmak, ona nasip oldu. 1986-87 sezonunda hem Basketbol 1.Ligi'nde şampiyonluk ipini göğüsleyen, hem de Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı kazanan ‘‘Efsane takım’’ın kaptanıydı. KSK'nin altyapısında basketbola başladı, basamakları birer birer tırmanarak zirveye kadar çıktı. 25 yıl önce Karşıyaka Erkek Lisesi Yıldız Takımı'nın ilk beşinde de (oturan-sağda) forma giyen o çocuk, Tuğrul Taşkıngenç'ten başkası değil.

İmrendim

ISPARTA-Göztepe derbisini birçok kişi gibi ben de TRT 1'den izledim. Sadece iki takım için değil, bütün Ege için çok önemli bir karşılaşmaydı. Maç öncesi, ‘‘Olay çıkar mı?’’ diye endişem vardı. Tribünlere baktım... Naklen yayına rağmen, tıklım tıklım. Kadınlar, kızlar, çocuklar, aileler... Küfür yok... Hakeme hakaret yok... Taşlaşma yok... İmrendim... ‘‘Neden İzmir'de de böyle değil’’ diye düşündüm. Ege'nin dört bir yanında her hafta çıkan çirkin olaylar geldi aklıma. Süleyman Alasya, Ispartalılar'ın, Play-Off'u garantileyen Göztepe'yi alkışlarla uğurladığını söyleyince, ‘‘Olay çıkar mı?’’ diye düşündüğüm için utandım. Yöneticilere de, genç bir ekiple Ege'nin devlerine kafa tutan Tarık Söyleyici'ye de helal olsun.

GÜLÜMSE

Rehberin intikamı

AMERİKALI turist Avustralya'yı gezmek için kendisine bir rehber bulmuştur. Rehber ile Amerikalı büyük bir meraya gelirler. Amerikalı, otlayan koyunları göstererek sorar:

‘‘Bunlar nedir?’’

Rehber, ‘‘Koyun’’ der. Amerikalı, ‘‘Yapma yahu! Bizde koyunlar bunların iki-üç mislidir’’ diyerek güler.

Biraz daha ilerleyince otlayan inekleri görürler.

Amerikalı yine sorar: ‘‘Bunlar nedir?’’

Rehber, ‘‘Onlar inek’’ diye cevaplar. Amerikalı yine gülerek:

‘‘Vay be... Amerika'da inekler bunların en az iki mislidir.’’

Biraz daha gittikten sonra önlerinden kangurular geçer ve Amerikalı yine sorar: ‘‘Peki bunlar ne?’’

Rehber istifini bozmadan cevap verir: ‘‘Haa, onlar mı? Çekirge...’’

BİR SOLUKTA

SERKAN GÜLTANG

Doğum tarihi, yeri:

22 Aralık 1973, Adana

Boy, kilo:

1.78 cm, 71 kg.

Kulübü:

Altay

Oynadığı takımlar:

Adana D.S, Gençlerbirliği, Altay, Buca, Ş.Urfa, Aydınspor

Kaç kez milli oldu:

Bir kez ümit, iki kez genç milli

Öğrenim durumu:

Lise mezunu

Medeni durumu:

Evli, bir çocuk babası

Lakabı:

Gültang

Fobileri:

Yok

Hobileri:

Yüzmek, kitap okumak, sinemaya gitmek

Parfümü:

Aqua De Gio

Arabası:

Peugeout 206

Beğendiği sanatçılar:

Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan

Hangi takımı tutuyor:

Fiorentina

Beğendiği futbolcu:

Emre (Galatasaray)

Futbolcu olmasaydı ne olmak isterdi:

Yüzücü

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!