GeriSeyahat Fransızlar seçti siz de seveceksiniz
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Fransızlar seçti siz de seveceksiniz

Fransızlar seçti siz de seveceksiniz

‘Her şey dahil’ tatillerden sıkıldınız. Kalabalık sizi bunaltıyor. Şirin, sanat ve tarihle içiçe, doğasıyla fark yaratan bir yer arıyorsunuz. Alternatifi ben TV izlerken buldum. Fransa’da yarışmaya katılıp ‘en iyi’ seçilen köylerle tanışın.

Tatil için Fransa’yı seçtiniz. Ülkenin neresine gideceğiniz aşağı yukarı bellidir. İlk akla gelenler tarihi binalar, geniş bulvarlar, kaldırım kahveleri, Eyfel Kulesi, Sacre-Coeur, entelektüellerin bulvarı St.Michel ve elbette efsanevi şehir Paris’tir.
Her yöresinde başka bir dünyayla tanışırsınız Fransa’nın.
Arles’te lavanta tarlaları, Provence’ta özel şaraplar, Normandiya’da tipik evler, deniz mahsulleri, Bourgogne’da bağlar, özel bir mutfak, Bordeaux’nun şarapları, trüf mantarı, kaz ciğeri...
Merakınız sizi nereye götürürse orada mutlu olacağınız şeylerle karşılaşacağınız kesin.
Ben bugün size Fransızların çoğunun bilmediği, nüfusu 250-500 arasında değişik minicik köylerden bahsedeceğim. Hiç aklınızdan geçti mi bilmem ama siz de benim gibi öğrendikten sonra tatil rotanızı değiştirebilirsiniz.

22 KÖY ADAY OLDU ÜÇÜ KAZANDI

İki ya da üç ay önceydi. Elimde kumanda, yabancı TV kanalları arasında geziniyordum. Fransa kanalı TV5’te bıraktım kanal değiştirmeyi. Ekranda tipik köy manzaraları vardı, biraz dinleyip programın içeriğini kavrayınca, “Ne kadar şanslıyım” deyiverdim.
Bu tesadüfen karşıma çıkan programın adı ‘Les villages preferes des Français’di. Yani Türkçe tercümesiyle, ‘Fransızların tercih ettikleri köyler’... Bir televizyon kanalı bir çeşit yarışma düzenlemişti. Ve halkın oylarıyla ortaya çıkan sonuçlar açıklanıyor, her köy tanıtılıyordu.
Her bölgeden bir köy aday gösterilmiş. Yarışmaya girebilmek için aranan iki öncelikli şart; özel ve güzel olması.
Kriterler fazla tabii. Doğa, mimari, tarih, yaşam, gastronomi, el sanatlarında başarı aranıyor. Kısacası evet köy güzel olacak ancak tarihine sahip çıkmış, sanatla içiçe, sakin ve gustosu yüksek bir yaşam da sunacak.
Program 2.5 saat sürdü. Nefes almadan seyrettiğimi söyleyebilirim. TV kamerasıyla ben de adeta 22 köyü tek tek gezdim. Her gidilen köyde, o köyün sakinleriyle sohbetlere yer verildi. Köyün tüm özellikleri, spesiyaliteleri izleyiciyle paylaşıldı.
Ve finalde kazanan üç köy açıklandı. Birinciliği Saint-Cirg-Lapopie aldı. Şimdi sizi bu köye götürmek istiyorum.

İSTEDİĞİNİZ YÜZYILDA GEZİNTİ YAPABİLİRSİNİZ

Fransa’da Güney Pireneler bölgesinde, Lot (46 no.lu bölge) Vadisi’nde 100 metrelik bir falez üzerine kurulmuş, bir çok şato ve tarihi binanın bulunduğu küçük daha doğrusu küçücük bir köy. Nüfusu 2010 yılında yapılan sayıma göre 222. Köyde 104’ü birinci ikamet, 150’ı yazlık olmak üzere toplam 244 ev bulunuyor. Sezonluk kiralamak mümkün. Tarihe sahip çıkıyor. Köy içinde Ortaçağ’a ait 13 eser koruma altına alınmış. Köyü koruyan kale duvarları, 12 ile 16’ncı yüzyıllar arasında inşa edilmiş. Etrafa baktığınızda taş yapılı, dik çatılı evlerle mimarinin korunduğu anlaşılıyor. Taş döşeli dar sokaklar başka bir hava katıyor. Şatoların çoğu, Ortaçağ’da üç büyük ailenin elindeki feodal sistem zamanında inşa edilmiş. Le Château de Cénevières, mükemmel yapısıyla öne çıkan bir müze. Lot Nehri’ne bakan bir kayalık üzerinde köyün sekiz kilometre yakınında bulunuyor. 16’ncı yüzyılda inşa edilmiş bir Rönesans şatosu olduğunu söyleyebiliriz. İç dekorasyonu aynen muhafaza edilmiş. Salonların tavan süslemelerinde İstanbul’dan manzaralar resmedildiği görülüyor. Châteaux des Anglais, 11’inci yüzyılda kayaların arasına yapılmış değişik bir şato. Düşman işgaline karşı ön kısmı kayalarla kapatılıyor. Ecomusée de Cuzals, Vallée du Célé’de ekolojik hayat, köy yaşamı sergileniyor. Burada 19’uncu yüzyılın kültürünü yaşayabiliyorsunuz. Demir döven demirciler, eski usulde ekmek yapan fırıncılar, tahta tornacısı, nalbant... Tüm bu zanaatçıları seyredebilirsiniz,hatta isterseniz interaktif katılır, çıraklık da yapabilirsiniz. Maison de la Fourdonne, köy içinde görülmesi gereken bir başka eser. Rönesans’da yapılmış, yeşil bir bahçe içindeki taş şato Fransa’nın yerel mimari değerlerinden biri. Bahçesinde konser dinleyebilir, hatta tiyatro gruplarından birinin açıkhava gösterisine denk gelebilirsiniz. Vadi her türlü spora açık. Nehir üzerinde kanoyla gezebilir, rafting yapabilir, yüzebilirsiniz. Suda değil toprakta vakit geçirmek istiyorsanız, kayalıklara tırmanmak, uzun yürüyüşler yapmak ya da atla gezmek için de ideal. Tarih öncesi kalıntılara gelince, La Grotte du Pech Merle, 20 bin yıllık eski bir taş anıt.

600 BİN KİŞİ AĞIRLIYOR

Ufacık bir köy olabilir, ancak turistik açıdan pek şanslı. Yılda 600 bin civarında misafiri ağırlıyor. Gelenlerin hepsi elbette bu küçük köyde konaklayamıyor, zaten fazla otel yok. Ama en fazla beş kilometre çevresinde şirin, ufak pekçok otel bulabilirsiniz.
İnternet üzerinden köy içinde bulduğum bir otel, adı Hotel de la Pelissaria... Oda fiyatı 72 dolar. Bir de daha uygun olan var, Uuberge de Sombral, burada geceliği 56 dolara konaklayabilirsiniz.
Ve bir tatil için olmazsa olmaz şey mutfak...
Ortaçağı yaşayacağınız bu minik köyde, arayacağınız mutfak elbette Fransız geleneksel mutfağı olacaktır. Derin kanyon içinde, ormanlık bölgelerde kamp kurmaya elverişli yerler mevcut. Çadır ya da karavanda da kalınabilir. TripAdvisor’a göre mükemmel olarak derecelendirilmiş, köy içindeki lokantanın adı L’Oustal. (Le Bourg, 46330 Saint-Cirq Lapopie)
Benden bu kadar, “Daha fazla bilgi istiyorum” diyenler köyün web sayfasına bakabilir. (www.saint-cirqlapopie.com)

Diğer şampiyonları da atlamayın

Saint Guilheim Le Desert

Hérault vadisinin merkezinde yer alan bu köy, Fransa’nın en eski yerleşim birimlerinden biri. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 804 yılında inşa edilen kilise ‘Abbaye Saint Gulilheim Le Desert’ mutlaka görülmeli. Yaz boyunca köyde çeşitli festivaller de yer alıyor. Haziran başında yapılan Ortaçağ Festivali ve müzik festivali ‘Rencontres Musicales de Saint-Guilhem-le-Desert’ turistlerin ilgisini çeken önemli etkinliklerin başında geliyor. 1890 yılında yapılan tarihi Gignac Köprüsü altında kano yarışları düzenleniyor.

Barfleur

Aşağı Normandiya bölgesinde bulunan sahil kasabası, Ortaçağ döneminde İngiltere’yle deniz ticaretinin yapıldığı kilit noktalardan biriydi. 71 metre yüksekliğindeki deniz feneri ‘Le Phare de Gatteville’ görülmeye değer. Uzun ve kumluk plajıyla da ünlü olan Barfleur’de su sporları ve yatçılık çok revaçta. Les Augustins Bahçesi ve Saint Nicolas Kilisesi de gidenlerin mutlaka görmekleri gereken yerler arasında.

False