Fransızlar ne kadar cahilmiş

EFENDİM size bu yazıyı, 22 Aralık 2011’de Fransa Ulusal Meclisi’nden geçen Ermeni soykırımını inkâr yasasına cezai yaptırım getiren kanunda ilgili ve maalesef medyamız tarafından açık şekilde anlatılmamış olduğundan bazı noktaları aydınlatmak için kaleme almış bulunuyorum.

Haberin Devamı

Paris'te neler yaptık

1- Yarım asırdır Fransa’da yaşayan Türk toplumu ilk defa bütün kesimlerle 26 Aralık Perşembe sabahı Fransa Meclisi’ni, bina önünde 5 bin kişiyle protesto mitingi gerçekleştirmiştir.

2- Bu mitingin özelliği, konuşmaların Türkçe ve Fransızca olduğu, pankartların Fransızca olması ve mitinge katılan gençlerin Fransız seçmen kartlarını ellerinde taşımalarıydı. Fransız basını (Le Monde, La Liberation, Le Figaro, La France Ouest) bu olayı fotoğ­raflarla Türk kökenli Fransızların mitingi olarak algıladılar.

3- 3 Ocak 2012 Perşembe günü Paris Anadolu Merkezi Genel Başkanı ve Fransa Türk Dernekleri basın sözcüsü olarak Fransız Senatosu’nda 1.5 saat ilk defa Fransız seçilmişlerine Türk kökenli Fransızların, Ermeni konusundaki görüşlerine ve bilhassa Fransa’daki aşırı Ermeni derneklerinin yarım asırdır yaptıkları propaganda yüzünden Fransız senatör ve milletvekillerinin bu konularda edindikleri tek tarafı bilgilerle ve ne derece cahil olduklarını yüzlerine vurmak fırsatını buldum.

a. Birleşmiş Milletler’e soykırımı ve kabul etmiştir yalanını çürüttük.

b. İngilizlerin 2001’de Fransa’nın resmen tanıdığı soykırımı kabul etmediklerini belirttik.

c. Taşnak Partisi’nin objektiflerinin sırasıyla: Soykırımın tanınması, soykırıma itirazının cezalandırılması, Türkiye’den tazminat istemi ve nihayet Türkiye’den toprak istemi... Bütün bu noktaları açık seçik ve ilk defa resmi bir mecliste dile getirme imkânı bulduk.
Bu arada Sayın Büyükelçimiz Tahsin Burcuoğlu ve Başkonsolosumuz Uğur Arıner ile bütün diplomatlarımız ilk defa sivil toplum örgütlerinin ne derece etkin olabileceğini anlamış ve sivil toplum örgütlerine tamamıyla destek olmuşlardır.
Dr. Demir ONGER
Anadolu Kültür Merkezi Genel Başkanı/PARİS

Milli irade % 92 mi 58 mi?

EVREN ve Şahinkaya ile ilgili iddianame mahkemece kabul edildi. Eski Ceza Kanunu madde 146 ve madde 80 uyarınca yargılanacaklar, 1982 Anayasası 7 Kasım 1982 tarihinde halkoyu ile ve % 92 gibi bir çoğunluk tarafından kabul edildi.

Anayasa’ya konulan geçici 15’inci madde ile de ilk seçimlere kadar yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan MGK hakkında icraatlarından sorumlu tutulamayacağı, yargıya başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştı.

1982 Anayasası’nda yapılan 17’nci değişiklik ile bazı madde değişikliklerinin yanında geçici 15’nci madde de, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halkoylamasında % 58 kabul oyu ile yürürlükten kaldırıldı.

Geçici 15’inci maddenin mülga hale gelmesi üzerine yapılan, bazı suç duyurularını nazara alan Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı, 32 yıl sonra, 12 Eylül askeri harekâtı konusu suçlamalarının sanığı olarak Evren ve Şahinkaya hakkında dava açtı.

Geçici 15’inci madde milli iradeyi temsilen % 92 ile kabul edilmişti.

Aynı madde yine milli iradeyi temsilen % 58’lik oy oranıyla kaldırıldı.

Her iki referandumda milli irade ne kadar adil tezahür etmiştir? Siyasi ve hukuki sorumluluk 32 yıl arayla hangi milli iradenin sorumluluğundadır?

Milli iradenin sorumlu tutmadığı kişiler hakkında yargı yetkisi, hangi millet adına kullanılacaktır? % 92 çoğunlukla ‘Sorumlulukları yoktur’ istikametinde evet oyu kullananlar adına mı, yoksa, ‘Anayasa değişikliklerine’ % 58 çoğunlukla evet oyu kullananlar adına mı, hukuk ve ceza siyaseti bakımından esas sorun buradadır.
S.Ö.

Ahali çocuk gibi dinliyor

HAK ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu diyor ki:
“Masallarla ülke yönetiliyor, ahali de çocuk gibi dinliyor!
Türkiye’de siyaset, hükümetiyle, muhalefetiyle tam bir ortaoyunu sanki.
Siyaset yapacağım diye ortaya atlayanlar da sadece çıkarlarını kollayan fırsatçılar... Siz de seyirci...”

Ne suç ne değil bilmek istiyoruz

TKP Merkez Komitesi, Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, HSYK, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, İçişleri ve Adalet bakanlıklarına başvurarak, Türkiye’de nelerin suç sayıldığı, nelerin suç sayılmadığını sordu.

“Ne suç ne değil, bilmek istiyoruz” diyor.

Sorular özetle şunlar:

Kişiler arasındaki günlük, özel görüşme veya sohbet niteliğindeki konuşmaların dinlenmesi, kaydedilmesi ve suç delili sayılmasının sınırı nedir?

Kim olduğu bilinmeyen bir tanığın iddiaları nasıl tartışılabilir?

Niteliği bilinmeyen, açıklanmayan bir suç isnadına karşı nasıl savunma yapılabilir?

Soruşturmaya uğrayanın bile bilmediği suçlama ve ilgili olayların medya tarafından açıklanması meşru bir hukuksal prosedür sayılabilir mi?
İnsanların kişisel not tutmaları suça kanıt oluşturabilir mi?

Mesaj panosu

TÜKETİCİ Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar uyarıyor: Son günlerde halkımızın alım gücünün düşmesi nedeniyle büyük rağbet gösterip çeyrek altının yarısı zannıyla aldığı ‘yarı çeyrek altın’ 0,245 gram eksiktir. Bu izinsiz basılmıştır. Yarı çeyrek altın konusunda tüketici yanıltılıyor. Darphane ve Damga Matbaası, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Reklam Kurulu, İstanbul Ticaret Odası ve diğer yetkilileri göreve çağırıyoruz.

BİR öneri... 1.5 yıl önce yenilenen Sirkeci banliyö treniyle seyahat etmiş bir okurumuz. “Trenler eskisine nazaran konforlu olmuş. Yalnız şöyle bir sorun var: Trende sesli anons sistemi. Sadece otomatik kapılar açılıp kapandığında ‘Lütfen kapılara yaslanmayınız’ sesini duyuyorsunuz. Hangi durağa geldiğiniz anons edilmiyor. İçerisi aydınlık, dışarısı karanlık olduğundan tabelalar da okunmuyor. Vagonlardaki ekranlarda da bir şey yok.”

KEŞANLI Yönetici ve İşadamları Derneği’nin yarın Taksim The Peak Otel’de 17.00-19.00’daki ‘2012 Ekonomik Forumu’ toplantısının konuşmacıları Prof. Dr. Murat Ferman, Faik Öztrak, Gazi Erçel ve Pınar Eczacıbaşı... Sonrasında Serkan Çağrı’nın müzik dinletisi var.

Yazarın Tüm Yazıları