Fransa'nın seçimi şımarık mı pitbull mu

BAŞINDAN sonuna alışılmadık bir seçim kampanyasına sahne olan Fransa, yeni cumhurbaşkanını belirlemek için sandığa gidiyor. Birbirinden tamamen farklı iki Fransa vizyonuna ve ülkenin dünyadaki yeri konusunda radikal düzeyde farklı görüşlere sahip iki adayın yarışacağı seçimler sadece Fransa değil Avrupa Birliği açısından da kritik öneme sahip.

Bağımsız aday Emmanuel Macron, aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen karşısında favori. Son anketlerde Macron’un desteği yüzde 62, Le Pen’in ise yüzde 38’di. Seçime iki gün kala Macron’un kampanyasına yönelik olarak yoğun ve koordine bir siber saldırı düzenlenmesi de zaten sıra dışı olan kampanyanın en sıra dışı gelişmelerinden biri oldu.

SİBER SALDIRI DÜZENLENDİ

Seçim yasaklarının başlamasına dakikalar kala Macron’un kampanya merkezinden yapılan açıklamada, saldırıda çalınan belgelerin sahte belgelerle karıştırılarak internete yerleştirildiği belirtildi. Saldırıda binlerce e-mail ve elektronik doküman çalınırken gözler, 2016’da ABD’deki seçim kampanyası sırasında başkan adaylarından Hillary Clinton’ın elektronik mesajlarına yönelik saldırı sonrasında olduğu gibi, Rusya’ya çevrildi. Le Pen’in Moskova ile yakın ilişki içinde olması Rusya şüphesini artırsa da bu bağlantıyı doğrulayan herhangi bir resmi açıklama yapılmadı. Fransız makamlar belgelerin paylaşılmaması yönünde uyarıda bulundu ve ilgili belgelerin paylaşımının suç unsuru oluşturacağının altı çizildi. Geçen ay da Kremlin’e yakın bir grubun Macron’un kampanyasına yönelik saldırı gerçekleştirdiği tespit edilmişti.

KATILIM ORANI ÖNEMLİ

Anketler Macron’un seçimlerden açık ara önde çıkacağına işaret ederken Le Pen’in alacağı oy oranının anketlere oranla daha yüksek çıkma olasılığı üzerinde duruluyor. Le Pen’in oylarını yukarı doğru etkileyecek unsurların başını ilk turda elenen adayların seçmenlerinden alacağı oylar çekecek. Seçime katılma oranı, geçersiz ve boş oylar da Le Pen lehine etki yaratacak.
Fransa’da 47.58 milyon kayıtlı seçmen var. İlk turda sandığa gitmeme oranı yüzde 22.23 oldu. Geleneksel olarak ikinci turda katılım oranı yükseliyor, ancak bu seferki seçimlerin sıra dışı olması katılımda düşüş olma ihtimalinin de göz ardı edilmemesi sonucunu doğuruyor. Eğer ikinci turda katılım oranı düşerse bu 1969’dan bu yana bir ilk olacak.

OLAĞANÜSTÜ GÜVENLİK

Terör kaygısının ve tehdidinin üst düzey olmayı sürdürdüğü Fransa’da seçimlere olağanüstü hal altında gidiliyor. Güvenlik önlemleri de en üst düzeye yükseltildi. Seçimlerin güvenliği için ülke genelinde 50 bin polis ve jandarma görev yapacak. Bunların 12 bini Paris’te görevlendirilecek. Terörle mücadele önlemleri kapsamında özellikle Paris sokaklarında sıkça görülen askerler de güvenliğe ‘dinamik katkı’ sağlayacak.

AB’NİN TERCİHİ MACRON

Aşırı sağcı Marine Le Pen’in Macron karşısında ağır bir yenilgi alması Avrupa’daki milliyetçi ve popülist akımlar için de hezimet anlamına gelecek. Le Pen, zafer kazanarak domino etkisi yaratma ve AB’nin ‘ipini çekme’ hesapları yapıyordu. Macron ise AB’yi kampanyasının odağına yerleştirdi. Durum böyle olunca AB’nin tercihi de net şekilde Macron oldu. AB’den ve Euro’dan çıkmayı vaadeden Le Pen’in olası bir zaferi AB açısından kabus senaryosu olarak görülüyor.

Genelde üye ülkelerdeki seçim süreçleri konusunda yorum yapmamaya özen gösteren ve sonuçlar açıklanmadan tepki vermeyen AB, bu kuralını Macron için bozdu. AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, ilk tur sonrasında Macron’u kutlamıştı. Juncker’in sözcüsü Margaritis Schinas, “Bu klasik bir seçim değil. Bir yanda Avrupa’dan yana bir aday diğer yanda nükleer bir opsiyon var. Bu durumda pozisyon alıyoruz” dedi.