Fötr şapkanın yanından şalın arkasına geçenler

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

DYP lideri Tansu Çiller, geçen salı bir demet ‘özür çiçeği’ ile Köşk'e çıktı. Çiçekleri gonca değil, siyasetin solgun güllerinden Nahit Menteşe, Mehmet Gölhan, Ali Şevki Erek, Hasan Ekinci ile Turhan Güven ve Saffet Arıkan Bedük idi. Merdivenleri çıkarken, bazılarını nostalji kokusu sardı:

‘‘Kadere bakın, bir zamanlar bu merdivenleri bir siyah fötr şapkanın yanında çıkardık. Şimdi, bir şalın arkasında o fötr şapkaya gidiyoruz.’’

Bu sihirli fısıltı, politikacının hicranlı iç aleminden geliyordu. Bunu, ‘‘Olanlar oldu, ama çok ağır yara aldık. Bu yarayı sarıp sarmalamamız, bizi geçmişimizden koparan arızayı gidermemiz lazım’’ fısıltısı tamamladı. 25 yıldan beri tanıdığım bu politikacıları son dönemlerde hayret ve ibretle izliyorum. Siyaset ustası Demirel'e, bir aceminin hakaret etmesini nasıl içlerine sindirdiklerini merak ediyorum.

Van'da Demirel'i izlerken, bu solgun çiçekleri düşündüm. Siyasetçilerin çoğu tabanından ve alanlardan kopmuş durumda. Bence alanlara inebilecek tek politikacı Demirel, ama o da yukarda. Van'ın Kurtuluş törenlerine katılan iki milletvekili de Fazilet'ten idi. Vanlı Yalım Erez bile yoktu. Elbette mazereti var, ama mazeret gerçeği değiştirir mi? Bir gözlemimi Baba'ya da aktardım. Çok güzel konuşmalar yapıldı, çok duygulu şiirler okundu. Ama Van halkı sadece Demirel'in konuşmasını alkışladı. Sevindiğim bir olay da, Van halkının askerleri alkış yağmuruna tutmasıydı. Bu manzarayı büyük gururla seyrederken asker düşmanlığını hüner sayan entelleri düşündüm; bu coşkunun altında ezilip sindiler, un ufak olup silindiler.

Başbakan ve hükümet üyeleri Ankara'daki kısır çekişmeyi bırakıp hafta sonları bu yörelere gitmeli. Halkın ve ülkenin gündemini öğrenirler. Okul çağındaki çocukların, ‘‘Abi bir ekmek parası’’ derken nasıl çaresizliğe düştüklerini görüp vicdanlardaki pası silerler. Antalya'da açılış yapan Demirel, dönüp Van'a geçiyor. Mesut Bey, aynı açılış sonrası bakanlarıyla Belek Gloria Golf Resort Oteli'nde istirahate çekiliyor. Golf oynayıp stres atıyor. Halkıyla buluşup (!) bütünleşiyor.

Demirel, sürekli koşturuyor. Halka ümit aşılıyor. Tabii, çok yoruluyor. Ama çabuk dinleniyor. Van'ın ilk anaokulu olan Sevgili Öğretmenim'i açarken nasıl dinlendiğini gözledim. Ellerine, eteklerine yapışarak kuş cıvıltısı gibi, ‘‘En büyük Baba, bizim Baba’’ diye tempo tutan çocukların çığlıkları onun gıdası oldu. Halkın, Cumhurbaşkanı gibi görmeyip onu kendinden sayması ile dinçleşiyor. Ekibi de harıl harıl çalışıyor. Deneyimli kadroda yer alan Ekrem Ceyhun, Ahmet Sarp ve Vefa Tanır her yere birlikte gidiyorlar.

Bir de gençler var, müthiş... Organizasyonun disiplin vanası Başyaver Kurmay Albay Reha Taşkesen'in elinde. Özel Kalemi Elçi Ender Arat ile dış konulardaki danışmanı Ahmet Acet, büyükelçi olacaklar. Hâlâ, her an notlar tutup eksik gedik bırakmıyorlar. Mehmet Ali Bayar ve Feridun Sinirlioğlu ise ateş gibi gençler. Baba da, ‘‘Dışişleri kadrosu çok iyi yetişmiş, arkadan gelenler de öyle’’ derken bunu tescil ediyor.

Dışişleri'nin kalitesi, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi, kendi kuralları ve gelenekleri içinde bozulmadan korunuyor. Bu gece NTV'de Murat Yetkin'in hazırlayıp sunduğu Pasaport programında bunun yeni örneğini göreceksiniz. Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Yaman Başkurt, başında bulunduğu, ‘‘2020 Yılında Dünya Ve Türkiye’’ adlı projeyi açıklayacak. Bu bir ilk. Ve Demirel de seyredecek. İzlemenizi tavsiye ederim. Geleceğinize güveniniz artar.













Yazarın Tüm Yazıları