(Fotoğraflı Bülten Dağıtımı) Uludağ Ekonomi Zirvesi - Sanayinin Geleceği ve Endüstri 4.0

Güncelleme Tarihi:

(Fotoğraflı Bülten Dağıtımı) Uludağ Ekonomi Zirvesi - Sanayinin Geleceği ve Endüstri 4.0
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2016 14:36

(Fotoğraflı Bülten Dağıtımı) Uludağ Ekonomi Zirvesi - Sanayinin Geleceği ve Endüstri 4.0

Haberin Devamı

BASIN BÜLTENİ

Capital ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin Siemens sponsorluğunda gerçekleştirilen ‘Sanayinin Geleceği & Endüstri 4.0’ oturumunda moderatörlüğü Cisco Türkiye Genel Müdürü Cenk Kıvılcım üstlendi. Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Akkök Holding CEO’su Ahmet C. Dördüncü, Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı & CEO’su Hüseyin Gelis ve Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’nın konuşmacı olarak katıldığı panelde, değişim hikayeleri ve Endüstri 4.0’a geç kalmamak yapılması gerekenler masaya yatırıldı.

Türkiye’nin ekonomik anlamda kalkınması için 4. Sanayi devrimiyle birlikte gelen yeni dalgayı kaçırmamak gerektiğini belirten Cisco Türkiye Genel Müdürü Cenk Kıvılcım, “Önümüzdeki 15 yıl içerisinde her 10 firmadan 9’u bir ekonomik krize girecek. İşin daha da endişe verici kısmı bu krizden sonra sadece bir firma ayakta kalabilecek” dedi.

25 yılda en üstteki 500 şirketin sadece 3’te birinin ayakta kalabileceğini ifade eden Kıvılcım, “Cisco’nun yaptığı bir araştırma var. Dünyada önümüzdeki 10 yıl içinde dijital dönüşümden 19 trilyon dolar fırsat var. Bu fırsatlar verimlilik veya yeni iş imkânlarından geliyor. Türkiye bunun sadece yüzde 1’i kadarını alabilecek. Yani yaklaşık 192 milyar dolar” diye konuştu.

Türkiye’nin teknoloji devrimini yakalayabilmek için kuvvetli olduğu sektörlerde ve fırsat bulduğu sektörlerde küçük çalışma grupları halinde stratejiler geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Cisco Türkiye Genel Müdürü, dijital dönüşümün kaçırılması durumunda başkalarının rekabette öne geçeceği uyarısında bulundu. Kıvılcım, “Eğer Endüstri 4.0’ı doğru bir şekilde hayata geçirebilirsek, arıza ve üretim kesintilerinde yüzde 78 oranında azalma olacak. Hatalı ürün oranının doğru dijital stratejiyle yüzde 49 yumuşayacağı görülüyor. Yeni ürün çıkarma süresi 23 kat kısalacak. Ekipman verimliliği yüzde 16 artacak. Stok devir hızı yüzde 35 oranında artacak” bilgilerini paylaştı. Çok esnek bir işgücü ve eğitim sisteminin başarı için önemli olduğunu anlatan, global standart normların da önemli olduğunu belirten Kıvılcım, “Türkiye, bu bölgede ileri teknoloji noktasında merkez rolünü alabilir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye 4. Sanayi devrimine geç kalmadı”

Türkiye’deki girişimcilerde bulunan ruh devam ettiği sürece sanayi ve ekonominin de büyümeye devam edeceğini söyleyerek sözlerine başlayan Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı & CEO’su Hüseyin Gelis, “4.0’a gelince biz Türkiye’de geç kalmadık. Bence en önemlisi ve en iyi haber budur. Çünkü dijital dönemde aslında birkaç seneden beri bu konuyu konuşuyoruz. En önemli noktası aslında dijital üretimde bir strateji gerekiyor” diye konuştu.

Dijital dönemde ve 4.0’da başarılı olmak için ne gerektiğini de özetleyen Gelis, “4.0’da başarılı olmak için önce 3.0’da altyapınız olması gerekiyor. 3.0’da altyapınız varsa 4.0’da da başarılı olabilirsiniz” dedi.

“Dijital teknolojiye geçmeseydik bugün Vestel diye bir şey yoktu”

Sanayi 4.0’ın akıllı bir dünya anlamına geldiğini belirterek sözlerine başlayan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, konuyu akıllı fabrikalar, akıllı işletmeler ve sistemin birbiriyle konuşması olarak özetledi. Türkiye’nin nereden nereye geldiğine, fabrikaların geçirdiği evrime ve şimdi neler yapılması gerektiğine değinen Zorlu, “Biz Vestel olarak buna 2000’li yılların başında geçmeseydik bugün Vestel diye bir şey yoktu” ifadelerini kullandı.

Bu girişime zamanında girilmemesi halinde rekabetçi durumun ortadan kalkacağına işaret eden Zorlu, Güney Kore, Çin ve Tayvan örneklerinden bahsederek şunları ekledi:

“Başarmamak için neden yok. Ama işi zamanında, zemininde ve hedefinde yapmak lazım... Eğer zamanı kaçırırsak, bir yere gitmemiz mümkün değil.”

“Türkiye’nin sanayisini ihmal ettiği kanaatindeyim”

Türkiye’nin rekabet avantajının insan kaynağı olduğunun altını çizen Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, konuşmasında Türkiye’nin avantajlarından ve geleceğe güvenle bakmak gerektiğinden bahsetti. Türkiye’nin krizlerden etkilenmemesinin nedenini Türkiye ekonomisinin büyümesine bağlayan Yılmaz, “Eskisi gibi bu krizlerden etkilenmiyoruz, bunun nedeni büyüklük. Yapılandık, cüsselendik” dedi.

Türkiye’nin karnesini sayılar içerisinde değerlendirmek gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, Türkiye sanayisinin toplam ekonomi içindeki payının 1960’lı yıllardan 1980’lerin sonlarına gelene kadar yüzde 17’den yüzde 34’e geldiğinin altını çizdi. Yılmaz, “Sonraki 10 yıllık dönemde de bu seviyeyi, yüzde 34-35’ler seviyesini koruduk. Bu seviyenin korunması Türkiye’ye yetmiyor. Genç insan kaynağı, genç nüfus demek, istihdam ihtiyacı ve büyümenin devam etmesi demek...” dedi.

Türkiye sanayinin ekonomi içerisindeki payının 2014’te yüzde 27 seviyesine indiğini hatırlatan Yılmaz, istihdam yaratmak, büyümek ve zenginleşmek için sanayinin ekonomi içerisindeki payla ilgili tehlikeli sınırın yüzde 29 olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Türkiye’nin bu sınırın altına düşmüş olması nedeniyle karnemizde bir sıkıntı var. Ben bunu sanayicilerimize mal etmiyorum. Türkiye’nin bu dönem içerisinde sanayisini biraz ihmal ettiği kanaatindeyim.”

Yılmaz, dijital devrimin sanayicilerin liderliğinde gerçekleştirileceğinin de altını çizdi.

“Artık teknolojilere adapte olan bir hayat yaşamak zorundayız”

Sanayinin çok büyük bir paradigma değişimiyle karşı karşıya olduğunu ve sanayi devriminde üreticilerin işinin çok zor olduğunu belirten Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, şirketlerin izlemesi gereken yöntemlerden bahsetti. Bodur, “Şu andaki teknolojinin hepsi kapalı sistemde ve hepsi birbirine çok yakın. Hatlar en az 80 ile 120 metre kısaldı. Dolayısıyla binaların yapım maliyeti düştü. Ama tabii ki içinde kullandığımız sensörlerin artması, oradaki mavi yakalının kalifikasyonunun artması çok ciddi şeyler. Biz 4 yıllık eğitimden mezun mühendisleri çalıştırıyoruz. Ama artık bu gerçek yok. Artık teknolojilere adapte olan, sürekli öğrenmeyi, sürekli kendini geliştirmeyi, işe uygun eğitimleri, işbaşı eğitimleri almayı zorunlu kılan bir hayat yaşamak zorundayız” ifadelerini kullandı.

Bodur, bütün bu gereklilikleri Türkiye’deki mevcut eğitim sistemiyle nasıl yapacakları konusunun ise kendisini derin derin düşündürdüğünü paylaştı.

“Başarılı olmamızın sırrı yatırım aşamasında devreye aldığımız öğrenen sistem”

Konuşmasında kendi başarı hikayesinde yer alan dönemlerden bahsederek sözlerine başlayan Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, demir çelik sektörü gibi gittikçe sadeleşen bir sektörde 4. sanayi devriminin nasıl yapılacağından bahsetti. Toplam tutarı 2 milyar dolardan fazla iki yatırımının bulunduğunu ifade eden Tosyalı, rakipleri yatırımlarından istediği sonucu alamazken kendi yatırımlarının başarılı olmasında yatan nedeni şu sözlerle paylaştı:

“Ne yaptık da bunu başardık diye baktığımızda, sisteme yatırım aşamasında bir öğrenen sistem adapte ettik. Bütün teknoloji, makine, ekipman altyapısını, bütün teknoloji altyapısını birbiriyle konuşabilecek bir ERP sistemiyle donattık. Ve bunun yazılımını boş bıraktık. Neydi o: Üretime ilk ürün verilir verilmez, ürün hublardan geçerken hangi yanlışlara nasıl müdahale ediliyor, sistem bunu beynine alıyor. Bebek eğitir gibi. İkinci ürünü verdiğinizde üründeki o hataya sistem bir önceki komutla müdahale ediyor. Ve sistem kendini devamlı geliştiriyor.”

“Katma değeri yüksek ürün ve teknolojileri Türkiye’ye getirmemiz gerek”

Oturumun son konuşmacısı Akkök Holding CEO’su Ahmet C. Dördüncü de rakamsal bilgiler paylaşarak sözlerine başladı. Türkiye’nin üçüncü sanayi devrimini boş geçtiğini ve sanayi transferleriyle durumu kurtarmaya çalıştığını belirten Dördüncü, şu bilgileri paylaştı:

“Bizim yaptığımız ihracat için ithalata bağımlılığımız yüzde 60. 100 birim ihracat yapabilmek için 62 birim ithal etmemiz gerekiyor. Türkiye’nin ekonomisinin en büyük sorunlarından biri cari açık... Son bir seneden beri petrol fiyatları düşmesine rağmen cari açığımız devam ediyor. Burada yapmamız gereken şey, katma değeri yüksek ürünleri ve teknolojileri buraya getirmek. Üretmemizin ve ihracatın ithalata bağımlılığını mümkün olduğu kadar düşürmek ve katma değeri ülkemizde tutmak sanayiciler olarak yapmamız gereken çok önemli.”

Güçlü sponsor desteği

Garenta’nın beşinci kez ana sponsorluğunu üstlendiği Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin co-sponsorları Ferko, Nef, Samsung, Turkcell, Türkiye İş Bankası, Türk Telekom, Vodafone oldu. Akkök, Cisco, Citibank, Doğa Koleji, Danone Nutricia, Global Yatırım Holding, Intel, Siemens, TEB, Tekfen, Verifone ve Zorlu Holding’in oturum sponsoru olduğu Zirve'de, Finansal Kurumlar Birliği, Kredi Kayıt Bürosu ve TAV Havalimanları destek sponsor olarak yer aldı. CNN Türk ve Hürriyet’in medya sponsoru olduğu Zirve’nin etkinlik sponsorluklarını Comodo, Denizbank, Integral Menkul Değerler ve Park Residences, konaklama sponsorluğunu Ağaoğlu, içecek sponsorluğunu ise Uludağ İçecek üstlendi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!