Fotoğraf dahil değil

Deniz kıyısına doğru yürürken, panoya iliştirilmiş fotoğrafları görünce, genç arkadaşıma sordum: “Fotoğraflar da her şey dahile dahil mi?”
“Hayır, dahil değil” dedi.

Dahil olan ne, olmayan ne? Turizm işlerinde kullanılan “Her şey dahil” sisteminden söz ediyorum. ”Turist, süresine göre paketlenmiş program”a belli bir para ödüyor. Ödenen paraya bakın neler dahil? Geliş-dönüş uçak ücreti, otele kadar ulaşım, klimalı oda, sınırsız yiyecek-içecekler, odalardaki mini barlar, berber, ayakkabı boyası... Kimi otellerde çamaşır yıkama da program ücretine dahil. Dahil olmayan sadece telefon ve fotoğraf.
Bu hizmetler için günde 30 Euro, yani günde 47 milyon 580 lira ödeyen yabancı Antalya yöresinde tatil yapabiliyor. Hadi diyelim ki 30 Euro taban fiat, ama ortalaması 50-60 euro olsa, haftalığına ne ödendiğini 1.576 Tl. üzerinden siz hesap edin.
***
Ben turizme inanmam. Turizme yatırılan paranın tarım ve sanayie yatırılmasının ülke çıkarına olduğunu düşünürüm. Ama yurt dışında ciddi turizm eğitimi almış olan arkadaşım benim gibi düşünmüyor. Ama “Her şey dahil” turizminin ömrünün iki-üç yıl olduğunu, ondan sonra turizm anlayışında büyük bir devrim olacağını da söylüyor.
Arkadaşımın dediğine göre, “Her şey dahil” turizmi ülkemiz için son derece yararlı. Ancak: Bu sistemin verimli olabilmesi için otelcilik anlayışının tamamen değişmesi gerek. Örneğin klasik turizm anlayışına göre yapıldığı için odalar küçük... Oda küçük olunca müşteri kendini dışarı atacak ve dışarıda para harcayacak... “Her şey dahil” müşterisi kendini dışarı atınca, bedava olduğu için önüne geleni silip süpürüyor. Bu nedenle bu sistemde odaların daha büyük, daha konforlu olması gerekiyor ki müşteri dışarı çıkıp pis boğazlık etmesin. Çünkü bu sistemde bir müşteri günde 7-8 euroluk yiyecek, 3-4 euroluk içki ve meşrubat tüketiyor.
Genç arkadaşıma göre, 1000 yataktan daha yukarı ve kent dışındaki otellere “Her şey dahil” verilmeli. Oysa şu anda kent merkezindeki orta boyutlu ve küçük oteller, hatta pansiyonlar bile “Her şey dahil” sisteminde çalışıyorlar.
Oteller arasında ücret dayanışması yok! Haksız rekabet durmadan fiat kırıyor. Fiat kırıldıkça personelin ve hizmetin kalitesi düşüyor. Personelin ve hizmetin kalitesi düşünce de müşterinin kalitesi düşüyor. Müşterinin kalitesi düşünce personel ve hizmetin kalitesi bir kez daha düşüyor. Ayrıca çok kullanıldığı için otel çok yıpranıyor.
Fiatlar düşe düşe tabana vurmuş, müşteri kalitesi ise, arkadaşımın dediği gibi “Boş süt ve bira şişelerini satarak tatil parası biriktiren müşterinin kalitesi...”
***
Peki ne yapmalı? Yurt dışında turizm eğitimi görmüş olan genç arkadaşım devletin bu işe el koymasını, turizmin türüne göre (oda+kahvaltı, yarım pansiyon, tam pansiyon, her şey dahil) katı kurallar getirmesini istiyor.
“Her şey dahil”e 1000 yatağın üzerinde yatağı olan ve kent dışında bulunan otellere izin verilmeli. Kent içindeki otellere izin verilmemeli. Ancak o zaman turist, dışarıda lokantalara, kahvelere ve esnafa para harcar. Bütün oteller “Her şey dahil” yapmamalı. Sistem içinde oda+kahvaltı, yarım pansiyon, tam pansiyon da mutlaka olmalı. “Her şey dahil”de maliyet çok yüksek, kişi başına gelir çok düşük olduğu için, bu sistem içindeki otellerin verdiği kalitesiz hizmet Avrupalı turistin kaçmasına neden olmaktadır. Turizmde hedef “kelle” değil, kişi başına yüksek harcama olmalıdır. İşte bu nedenle turist sayısı arttıkça gelir azalmakta!...
Şu anda Antalya’nın Belek bölgesinde bulunan 80 otelin 78’i “Her şey dahil” sistemiyle çalışıyor. Ama neredeyse hiçbiri bu sisteme göre inşaa edilmemiş.
***
Genç arkadaşım, devletin turizm işlerine el koymasını söylüyor ama devleti ekonomiden kovmak isteyen liberaller kızmazlar mı bu işe? Genç arkadaşım, başta İspanya olmak üzere, İtalya ve Fransa’da devletin izni olmadan turizmcinin başını bile kaşıyamadığını söylüyor.
Genç arkadaşıma göre turizm insanı tebessüm ettirerek parasını alma sanatı. “Her şey dahil” yöntemini keşfeden kelle başı para alan tur operatörleri... Bu sistem içinde turistin ülkeyi ve kültürünü tanıması olanaksız. Alternatif turizmi ve kültür turizmi “Her şey dahil” sistemine mutlaka entegre edilmeli. Şu anda turist sadece tıkınıyor.
Birkaç yıl içinde Türkiye turizmi büyük bir bunalıma girecek. Bu bunalımdan selâmetle çıkması için devletin müdahalesine gereksinim var.
Yazarın Tüm Yazıları