GeriSeyahat Film kareleri peşinde dünya turu
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Film kareleri peşinde dünya turu

Film kareleri peşinde dünya turu

Çağlar Erözgen (47) pratisyen hekim. Antalya'da yaşıyor. Seyahat etmek ve fotoğraf çekmek onun için bir bağımlılık. Yılda en az iki seyahat gerçekleştirmezse mutlu olamıyor. Ya okuduğu bir kitabın peşinden gidiyor ya da izlediği bir film karesinde etkilendiği yeri görmek için yola koyuluyor. Seyahatleri boyunca en iyi arkadaşı ise fotoğraf makinesi...

Seyahate olan bu aşk nasıl başladı?
- Çocukluğumdan beri içimde hep bir yerlere gitme isteği vardı. Ama Bağımlılık şekline dönüşmesi 2007’deki Hindistan seyahatimden sonra başladı. Öncesinde yurt dışına gitmiş olmama rağmen Hindistan seyahati sonrasında, yılda bir kez olsun bir yerlere gitmeden mutlu olamayacağımı anladım. Seyahat etmek için çalışan bir bağımlıyım yani... Takip ettiğim bir sürü seyahat sitesi ve blog'lar var. Pek çoğuyla henüz yüz yüze görüşmemiş olsam da sosyal medya üzerinden iletişim halindeyim. Blog'umu okuyup soru soran, fikrimi almak isteyenler oluyor. Etrafımdaki pek çok insan bir yerlere gitmeden önce bana danışıyorlar. Hal böyle olunca da seyahatte olmasanız da seyahat, günlük yaşamınızın bir parçası oluyor.

Film kareleri peşinde dünya turu

Hindistan / Tac Mahal

Seyahat edeceğiniz yerleri nasıl belirliyorsunuz?
- Pek çok şey ilham veriyor ama ilk sırada filmler ve kitaplar geliyor. Ürdün’deki Petra’yı görmeye,  İndiana Jones serisinin üçüncü filmi 'Son Macera’daki meşhur 'El Hazne' sahnesini izledikten sonra karar verdim. Kamboçya’ya gitme isteğim 'Ölüm Tarlaları' filmini izledikten sonra başladı. Mesela küçükken hediye edilen ve defalarca bozup yaptığım yapboz  sayesinde Machu Picchu’yu hep görmek istemiştim. Bir dünya haritasıydı ve Peru’nun üzerinde Machu Picchu’nun o çok bildik görüntüsü resmedilmişti. Gregory David Roberts’ın 'Shantaram' kitabını okuduğum andan itibaren Hindistan’a bir kez daha gidip bu kez kitapta sözü edilen 'ayakta duran adamları' bulmak istiyorum.

Film kareleri peşinde dünya turu

Ürdün/ Petra

Bugüne kadar kaç ülkeye gittiniz, en çok neresi sizde kalıcı izler bıraktı?
- Pasaportumdaki giriş damga sayısı 20'den fazla ama ülke sayısına çok takılmıyorum. İki kez Paris’e gittim ve Paris’in dışına adım atmadım. Sadece Paris’i, üstelik de kaçınılmaz bir şekilde turistik yerlerini görüp ardından da “gördüğüm” ülkeler listesine Fransa’yı eklemek çok doğru gelmiyor. Benim daha çok ülkelerim değil de şehirlerim var. Şu ana kadar gördüklerim arasında en çok etkilendiğim şehirler Varanasi, Ushuaia ve Cusco... 

Varanasi, ziyaret ettiğim en yaşlı şehir sanırım. Hem Budistler hem de Hindular için kutsal ve attığınız her adımda bunu hissettiğiniz gerçekten ruhu olan bir şehir. Gün doğarken bir yanda ölüler yakılıp külleri nehrin sularına serpilirken diğer taraftan Ganj’a inen Ghat’larda 'arınmak' için suya giren binlerce Hindu’yu izlemek çok farklı...

Film kareleri peşinde dünya turu

Hindistan / Varanasi

Cusco,  tüm gezginlerin Kâbe’lerinden Machu Picchu’nun giriş kapısı. And Dağları'nın arasına sıkışmış küçük bir şehir. Fazlasıyla İspanyol kolonyal stilde binaları, Arnavut kaldırım sokakları var  ama şehrin sahipleri soyları Inka’lardan gelen Qechua yerlileri.

Ushuaia ise dünyanın en güneyindeki şehir. Şu ana kadar gittiğim en uzak şehir. Güney Amerika’nın, Patagonya’nın en ucunda ve her yere uzak.  Sert rüzgarları olan  güzel bir şehir. 

Film kareleri peşinde dünya turu

Machu Picchu

Fotoğrafa olan merak nasıl başladı?
 
- Başlangıçta ben de herkes gibi seyahatlerde anı fotoğrafları çekiyordum.  Sonra “madem o kadar uzak coğrafyalara gidiyorum, adam gibi fotoğraflar çekeyim” diyerek fotoğraf çekmeye zaman ve emek harcamaya başladım. Antalya ANFAD’da (Antalya Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) Temel Fotoğraf Eğitimi seminerine katıldım. Fotoğrafçılıkla ilgili kitaplar okudum. Fotoğrafçılık merakım sayesinde tanıştığım fotoğrafı iyi bilen arkadaşlarımdan çok şey öğrendim. Sonrasında fotoğraf seyahatlerime eklendi. 
Film kareleri peşinde dünya turu

Küba/ 1 Mayıs Devrim Meydanı

En unutulmaz fotoğrafları nerede çektiniz? 
- Patagonya...  inanılmaz bir coğrafya. Çok ıssız, çok güzel. Deklanşöre basarken makineyi düz tutmak dışında bir şey yapmam gerekmiyordu. Perito Moreno Buzulu, Fitzroy Dağı'nın görüntüsü hepsi çok güzel karelerdi. Nambiya’da Etosha Milli Parkında doğal ortamlarındaki hayvanları fotoğraflamak da çok güzeldi. Hindistan'ı da es geçemem. İnsanların gündelik yaşamlarını  fotoğraflamak için harika bir ülke. Objektifinizi nereye çevirseniz güzel bir kare bulma şansınız çok yüksek.

Film kareleri peşinde dünya turu

Mamibya/ Bwabwata Milli Parkı

Ne tarz bir fotoğraf makinesi kullanıyorsunuz? Seyahat çantanızda neler bulundurursunuz?
- Full Frame bir DSRL makinem  ve iki tane de objektifim var. (Canon 6D, 24-105 ve 70-200 objektif) Sırt çantamda olmazsa olmazım bulantı haplarım. Maalesef beni her türlü araç tutar. Buna “gezgin laneti” diyorum.  Onun dışında sırt çantamda pasaport, kredi kartı  gibi bildik şeyler dışında olmazsa olmazım yok. Yalnız fotoğraf çantamda makine ve objektiflerim dışında tripod, flaş, birden fazla hafıza kartı ve fotoğraf makinem için yedek batarya hep yanımdadır. Seyahatlerimde her gün çok fazla kare çektiğimden akşamları otele gittiğimde mutlaka fotoğraflarımı taşınabilir hard diskime aktarırım. Bu yüzden bilgisayarımı da yanımda bulunduruyorum.

Film kareleri peşinde dünya turu

Patagonya/ Fitzroy Dağı

En son nereye gittiniz neler yaptınız?
- Ürdün'e gittim.  Uzun zamandır görmek istediğim Petra ve Wadi Rum’u gördüm. Bu seyahatimden önce de Küba'ya gittim. Hep derler ya 'Castro ölmeden Küba’yı görün ve Küba’ya 1 Mayıs’ta gidin' diye. İşte her ikisini birden gerçekleştirdiğim bir seyahatti. Varadero, Santa Clara, Trinidad, Cienfuegos ve Havana şehirlerini gördüm. Bir sürü fotoğraf çektim ve en çok eğlendiğim seyahatimdi.

Film kareleri peşinde dünya turu

Trinidad

Fotoğrafı seyahatle birleştirip gezmek size neler kattı?
- Son birkaç seyahatimde fark ettim ki doğal yaşamları içinde insanları fotoğraflamayı çok seviyorum. Sanırım dünyanın pek çok faklı köşesinden insan fotoğrafları çekmek gibi bir amaca doğru ilerliyorum. İnsanları rahatsız etmeden, hatta fark ettirmeden fotoğraflamak... Seyahatlerimde farklı kültürleri, farklı yaşamları tanıdıkça sanırım daha hoşgörülü daha objektif oldum.  Artık nerdeyse hiçbir şey benim için siyah veya beyaz değil ve hayattan beklentilerim de artık farklı. En önemlisi seyahat ettikçe daha mutluyum.

Film kareleri peşinde dünya turu

Çağlar Erözgen, seyahatleriyle ilgi yazılarını ve fotoğraflarını 'erozgen.blogspot.com' adresinden paylaşıyor. 

 

False