Fetih 1453 olmamış!

Galası Los Angeles’taki Kodak Tiyatrosu’nda ünlü sinemacıların da katılımıyla yapılacağı söylenen “Fetih 1453”, galasız ve sessiz sedasız vizyona girdi.

Haberin Devamı

Bu epik filmde savaş, çatışma sahneleri ve efektlere harcanan para ve özen, kast oluşturmasına ve senaryoya da harcansa ortaya daha iyi bir film çıkarmış kuşkusuz.
“Fetih 1453”ün senaryosunda eksikler, boşluklar çokça var.
Fetih ile ilgili pek çok detay havada kalıyor.
Fatih Sultan Mehmet takıntılı bir şekilde İstanbul’u almak isteyen biri gibi gösterilmiş.
Ki bu da onu sevimsiz kılıyor.
Oysa biliyoruz ki bu savaşın nedeni, dönemin siyasi haritasının ve birtakım olayların getirdiği zorunluluklar.
Bunların hiçbirine açıklık getirilmiyor filmde.
Ve tabii gemileri karadan indirme fikrinin kim tarafından, nasıl ortaya çıktığı da muamma.
Fatih Sultan Mehmet kılıcını yere vurarak ya da tespih çekerek bir şeyler kuruyor kafasında, ama ne?
Fethin en önemli hamlesinin çıkış noktası, filmin en önemli soru işareti olarak kalıyor.
Fatih Sultan Mehmet rolünde burnu estetikli bir oyuncuyu oynatmak, dönemin kadınlarında silikon, burun estetiği bulunması yenilir yutulur hatalar değil.
Devrim Evin başarılı bir tiyatro oyuncusudur, iyi de bir oyuncudur ama estetikli burnuyla Fatih Sultan Mehmet olarak kamera karşısına geçirilmesi doğru değildir.
Burun estetiği tiyatroda uzaktan belli olmaz belki ama o koca beyazperdede, hele de söz konusu tarihi bir filmse izleyicinin gözüne fena halde batar durur.
Estetikli Fatih Sultan Mehmet ve hem burnu yapılı hem de silikonlu hatunlar “Fetih 1453”ün en ‘olmamış’ tarafları.

Haberin Devamı

Fetih 1453 olmuş!

Fetih 1453, Fatih Sultan Mehmet değil de, Ulubatlı Hasan’ın filmi olmuş.
Aşk hikayesi de, kahramanlık da, cesaret de, bağlılık da onun üzerinden işleniyor.
İbrahim Çelikkol da bu rolün hakkını vermiş doğrusu.
Filmin en iyisi diyebilirim.
“Fetih 1453”te yatak odası, harem vs. sahnelerinin olmamasına ben sevindim doğrusu.
Çünkü olsaydı, eminin el birliğiyle suyunu çıkarırdık.
Savaş filmi olarak kalması doğru tercih.
Ayrıca savaş sahneleri gerçekten başarılı.
Görsel efektlerin bir kısmı da öyle.
Yönetmen Faruk Aksoy “tarihi epik” formüllerini başarıyla uygulamış.
Ulubatlı Hasan ve Giustiniani arasında geçen kılıç düellosu muhteşem, Hollywood standartlarında.
Keza Ulubatlı Hasan’ın bayrak dikme sahnesi de öyle.

Haberin Devamı

Oscar’da da Whitney

Pazar gecesi yapılacak Oscar töreninde Whitney Houston bakalım nasıl anılacak...
Oscar’ın geçen haftaki Grammy töreninde olduğu gibi gözyaşlarıyla geçmesini beklemiyoruz tabii.
Ama ünlü sanatçının sadece müzik değil, sinemayla olan bağlantısı da Oscar’a kendisini anma zorunluluğunu fazlasıyla getiriyor.
Ne de olsa kendisi bir zamanlar Hollywood’un en pahalı oyuncuları arasındaydı.
En bilinen şarkılarından “I Will Always Love You”, Kevin Costner ile birlikte rol aldığı “Bodyguard” filminden.
Houston, daha sonra Denzel Washington ile “The Preacher’s Wife” ve Angela Bassett ile de “Waiting to Exhale” adlı filmlerde rol almıştı.
Sinema onun için kısa ama büyük bir maceraydı.
Ayrıca acı da olsa bir gerçek var...
Whitney Houston’ın ölümü Oscar töreninin daha çok izlenmesi için iyi bir fırsat.
Adaylıklar göz önüne alındığında sönük geçmesi muhtemel olan tören belki de sayesinde canlanacak.
Ee, ne demişlerdi, şov devam etmeli...

Yazarın Tüm Yazıları