Ferai Tınç: Roma ve akla takılan sorular

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

‘Yaşam yolumun yarısında kendimi buldum karanlık bir ormanda’’ diye başlar büyük İtalyan şairi Dante Alighieri'nin İlahi Komedi'si.

Benim trajikomedim ise şöyle başladı:

Tatil düşlerimin ortasında, Ertuğrul Özkök'ün bir telefonuyla kendimi buldum Roma'da.

Akıllı insanların sokağa çıkmadığı bütün saatlerde ve trafiğin en işlek olduğu yerlerde bir randevudan diğerine koştum aşırı sıcak ve boğucu nem altında.

Kah dostça öneriler duydum, káh derin cehaletle karşılaştım, káh sinsi art düşüncelere tosladım.

Akla takılan sorulara yanıtlar aradım cehennem sıcağında.

* * *

PKK'nın Avrupa kanadına ilk kez İtalyan Parlamentosu'nun kapılarını açan ve geçen hafta Parlamento'da kabul edilen Türkiye ile ilgili karar metnini hazırlayan Pezzone'ye ‘‘Durmadan Kosova ile Türkiye'yi benzetiyorsunuz. Neresi benziyor?’’ dedim.

‘‘Tabii ki Ecevit Miloşeviç değil. Türkiye'de Miloşeviç'in yaptığı gibi Kürtlere karşı etnik temizlik uygulanmıyor. Tam tersi Kürt azınlığa karşı bazı tavizler bile verildi’’ dedi yanıtında.

‘‘Ama bu konuda Türkiye daha da ileri gitmeli. Kosovalı Arnavutlar için istediğini kendi halkından esirgememeliydi.’’

‘‘Ya otonomi? Neden Türkiye'deki bir sorunun çözümü için bir reçete hazırlıyor ve bunu dayatıyorsunuz? ’’

Bunu bir orta yol formülü olarak ileri sürüyorlardı. Yanıtından öyle anlaşıldı.

‘‘Bizim otonomiden söz etmemiz Kürtler arasında hoş karşılanmadı. Onlar bağımsızlık istiyorlardı. Bu Türkiye'nin bölünmesi anlamına gelirdi. Oysa biz, Türkiye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde ve Türk devleti içinde Kürtlerin ve Türklerin birlikte kararlaştıracakları bir otonomi seviyesini kast ediyoruz. Bu sorun artık tüm dünyada bu yöntemle çözülüyor.’’ BASK'tan Meksika'da Zapatista'lara kadar birçok örnek sıraladı alt alta.

* * *

KENDİLERİNE yönelik her hangi bir eleştiriyi ‘‘Parlamentonun egemenlik haklarına müdahale’’ olarak görmelerine rağmen Türkiye'de yasal ve parlamenter sürece müdahale etmekten çekinmediklerini hatırlatınca da yanıtlar değişikti:

‘‘Siz iki yüzlü davranıyorsunuz. ABD silahlı güce sahip olduğu için onun müdahalelerine ses çıkartmıyorsunuz ve dediğini yapıyorsunuz. Avrupa ise böyle bir güce sahip olmadığı için her sözünü müdahale olarak algılıyor, tepki gösteriyorsunuz. Amerika sizi Kuzey Irak sürecinden dışladı, ses çıkartmadınız’’ diyordu Pezzone.

Senato Dışilişkiler Komisyonu Başkanı Gian Giacomo Migone'nin yanıtı ise daha farklıydı. ‘‘Yok canım. Ecevit Bizim Parlamentomuz için istediğini söyleyebilir. Artık içişlerine müdahale kavramı diye bir kavram kalmadı modern dünyada. Ama burada Ecevit'in tonu sıkıntı yarattı.’’

* * *

DİYARBAKIR'da, Öcalan'a idam kararı verildiği gün bombalar yağdığını yazan İl Manifesto Gazetesi'nin muhabiriyle görüştüm. Haberin doğru olmadığını söylediğimde, ‘‘Gidip görmemize izin verilmiyor, biz de duyduğumuzu yazıyoruz’’ diye yanıtladı. Bir başka gazete yazarının, burada tepki uyandıran yazılarıyla ilgili gerekçesi ise ‘‘bizim gazetenin çizgisi nedeniyle daha kanlı canlı bir dil kullanılıyor’’ oldu.

Çelişkileriyle, ön yargı ve bilgisizlikleriyle, iyi ve kötü niyetlileriyle Roma'yı anlamak için sorulara tek tek yanıt aramak yetmiyor.

D'Alema Hükümeti zor günler yaşıyor. Kendini kurtarmak için çeşitli manevralar yapıyor ama bir şeyi de görmek gerekiyor.

Kürt meselesinin uluslararasılaştırılma süreci için düğmeye İtalya'da basılıyor.



Yazarın Tüm Yazıları